AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/10/2018 NUMARASI : 2017/304 ESAS 2018/895 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı davalı-davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla HMK’nın 353. maddesi gereğince duruşma yapılmadan incelenmesine karar verilerek HMK’nın 355. maddesi gereğincede; istinaf dilekçesinde yazılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak dosya incelendi, TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı - davalı vekili 16.05.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuklar lehine aylık 1.000'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 2.000 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ve yasal faizi ile birlikte 100.000 TL maddi ve 200.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken, ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
GEREKÇE : Dava ve birleşen dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
KARŞI OY YAZISI İlk derece mahkemesince, davalı erkek tam kusurlu bulanarak tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesine, davacı kadın yararına maddi manevi tazminata hükmedilmiş, ayrıca ortak çocuk yararına aylık 100 TL ve davacı kadın yararına aylık 200 TL nafakanın, dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar tedbir, karar kesinleştikten sonra ise ortak çocuk için iştirak, davalı kadın için yoksulluk nafakası olarak ödenmesine hükmedilmiştir. Karar davalı erkek tarafından istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesince istinaf istemi kısmen kabul ederek, ortak çocuk ve davacı kadın yararına hükmedilen tedbir nafakalarının (TMK m.169) kaldırılmasına, iştirak (TMK m.182/2) ve yoksulluk (TMK m.175) nafakalarının ise boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren değil, davalının cezaevinden tahliye edileceği tarihinden itibaren ödenmeye başlatılmasına, davalının sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir....
TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur" (TMK. 330/1). İştirak nafakasının; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak ana babanın mali durumları da gözetilmek suretiyle takdiri gerekir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı istinaf dilekçesinde özetle; dilekçelerin teati aşaması tamamlanmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmek suretiyle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma talebine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda, mahkemece, iştirak nafakası artırım oranı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır....
Tüm dosya kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, yoksulluk nafakasının niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişim, davacı ve müşterek çocuğun zaruri ihtiyaçlarındaki artış nazara alınarak yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının artırılması davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. TMK 287/2 maddesi gereğince evlilik içinde doğan çocuk olarak kabul edilen Nazmi Yardımcı için açılan iştirak nafakası davasında yapılan değerlendirmede; boşanma sonrasında doğan çocuk yönünden davalı babanın nafaka ile yükümlü tutulabilmesi için, çocuk ile babası arasında soy bağının kurulmuş olması zorunludur. Dosya kapsamında yapılan incelemede; davacı ile davalının boşanmasından sonra Nazmi Yardımcı isimli çocuklarının dünyaya geldiği, bu çocuğun TMK 287/2 maddesi gereğince evlilik içerisinde doğan çocuk olarak kabul edildiği ve davalı babanın nüfusuna kaydının yapıldığı anlaşılmıştır....
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, iştirak nafakasının aylık 280.00 TL'ye çıkartılmasına, takdir olunan nafakanın takip eden dönemler için ÜFE - TÜFE ortalamaları oranında artırıma tabi tutulmasına ve bu suretle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur" (TMK. 330/1)....
TMK.'nın 182/2.maddesinde;velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir....