"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus Kayıt İptali ve Babalık K A R A R 1-Dava çocuk tarafından açılmış ve baba hanesine tescili istenmiş olup, aile mahkemesinde bakılmıştır. Babalık davasının yasal olarak Hazineye ve Cumhuriyet Savcılığına ihbarı zorunludur (TMK-301/3). Dosyada davanın Cumhuriyet Savcısına ihbarına ilişkin tebligat usulsüz olup, mahkemenin gerekçeli kararı da Cumhuriyet Savcısına usulüne uygun tebliğ edilmemiştir. Cumhuriyet Savcısına yapılacak tebligatın usulü 7201 sayılı Tebligat Kanununun 43. ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 65. maddelerinde gösterilmiştir. Buna göre "Cumhuriyet savcılığına yapılacak tebligat, tebliğ olunacak varaka aslının kendisine gösterilmesi suretiyle olur. Bu tebliğ bir mehile başlangıç olacaksa, Cumhuriyet Savcısı, gösterildiği günü, varakanın aslına işaret ve imza eder." Tebligatın gösterilen usule göre yapılması, geçerlilik koşuludur....
nüfus kaydının iptali ile davacılar çocuğu olarak tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın davacı ... yönünden babalık, davalı ... yönünden soybağının reddi olması nedeni ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde, davalılar ... ve ... oğlu olarak nüfusa kayıtlı ...'ın davacıların oğlu olduğunu bildirerek hatalı nüfus kaydının düzeltilmesini istemiş; mahkemece, anne kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin dava tefrik edilerek bu davada ise, davalı ... yönünden soybağının reddi, davacı ... yönünden ise babalık hükmü olması nedeni ile aile mahkemesinin görevinde olduğundan mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tanıma ve Tenfiz Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle yabancı mahkeme ilamının boşanmaya ilişkin bölümünün tanınmasına karar verildiği ve kısmi tanımanın mümkün bulunduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.11.2012(Çrş.)...
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece kurulan hükmün yabancı mahkeme kararının tanınmasına ilişkin olduğunun ve kısmi tanımanın da olanaklı olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 67.20 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.16.06.2010(Çrş)...
Akyüz'ün 10.09.2016 tarihinde Türkiye'de öldüğünü, davalılar ile davacının murisin yasal mirasçıları olduğunu, davacının evlilik dışı olarak Londra'da doğduğundan Türk nüfus kayıtlarında görülmediğini, babalık davası açtıklarını, davalıların İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/853 Esas ve 2016/839 Karar sayılı dosyası ile davacının mirasçı gösterilmediği mirasçılık belgesi aldığını belirterek alınan bu mirasçılık belgesinin iptali ile davacının mirasçı gösterildiği yeni mirasçılık belgesi verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin muris ...'ün yasal ve yegane mirasçıları olduğunu, davacının yasal mirasçı olmadığını, davacı sıfatının bulunmadığını, açılan babalık davasının derdest olduğunu, sonuçlanmadan bu dava hakkında karar verilemeyeceğini, davacının teminat yatırması gerektiğini belirterek öncelikle davanın sıfat yokluğundan aksi taktirde esastan reddini savunmuştur. III....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanımanın İptali Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.02.2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacılar ... ve ... ile vekilleri Av. Mustafa Başaran ve karşı taraftan davalı vekili Av. ...geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, özellikle DNA incelemesinde dava dışı küçük ...'...
Davada tanıma işleminin iptali istendiği halde, mahkemece soybağının reddine karar verilmesi doğru değil ise de; bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden bozma nedeni yapılmamış, hükmün HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan sebeplerle temyiz nedeninin kabulü ile, hüküm fıkrasının 1 nolu bendinin metinden çıkartılarak onun yerine “1-) Davanın kabulü ile, ... T.C. kimlik numaralı Bsn: 79 Kayıtlı ... doğumlu... nüfusuna kayıtlı küçük ...'ın, ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Babalık Davası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm mirasçı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, babalığın tespitine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 301. maddesinde; “Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler. Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.” hükmü yer almaktadır. Ayrıca açıkça yetki verilmemiş ise vekil, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davaları açamaz ve takip edemez (HMK m. 74). TMK'nin 301. maddesine göre, evlilik haricinde doğan çocukla baba arasındaki soybağı hakim hükmüyle kurulabilir. Bunu sağlayan dava ise babalık davasıdır....
TMK 285.maddesi babalık karinesini düzenlemiş olup, babalık karinesinin çürütülmesi, soy bağının reddi davası ile mümkündür. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarının konusudur. Yukarıda belirtildiği üzere soy bağının reddi davası babalık karinesi kapsamında yer alan dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soy bağının ortadan kaldırılmasını ifade eden bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soy bağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir durumda çocukla koca arasında soy bağının bulunmadığını tespite yönelik açılacak dava soy bağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi davasıdır....
Babalık davası, Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.'' hükmü yer almaktadır. Babalık davasına dair hak düşürücü süreler ise TMK m. 303’de düzenlenmiştir. Buna göre, babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Çocuğun açacağı babalık davası yönünden; hak düşürücü süreyi düzenleyen ikinci fıkra, Anayasa Mahkemesi’nin 27/10/2011 tarihli ve 2010/71 Esas, 2011/143 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Somut olayda, mahkemece, davanın hak düşürücü süre geçtiğinden reddine karar verilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece, davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakılarak, dava Cumhuriyet savcısına ve Hazine’ye ihbar edilerek, çocuk ve çocuk adına kayyım tarafından açılan babalık davalarında her hangi bir hak düşürücü süre olmadığı gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir....