"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki eşyadan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı ile 1996 yılında evlendiğini, davalı tarafından evden kovulduğunu, evlilik sırasında düzenlenen mehir senedindeki eşyalar ile, sonradan aldıkları eşyaların aynen iadesini, olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....
Oysa, davalı tanıkları taşınmazın davalıya bağışlandığını vurgulayarak mehir olarak verildiğini ifade etmişlerdir. Bilindiği üzere; mehir kocanın evlenme sözleşmesi anında ya da devamı sırasında bazen de sona ermesi halinde kadına belirli bir mal, para veya ekonomik değeri olan bir şeyi armağan etmisidir. Medeni Kanun, evlenme sözleşmesi sırasında karı kocadan birinin diğerine bir mal veya para vermesini ya da vermeyi vaad edip bir süre ertelemesini yasaklamamıştır. Bu nedenle, eski hükümlere göre kurulmuş mehr, Medeni Kanun tarafından yasaklanmış bir hukuki ilişki olarak kabul edilemez. (2.12.1959 günlü 14/30 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gerekçesi). Mehr sözleşmeleri bu gün içinde geçerlidir. (Örnek: Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi'nin 25.10.1965 günlü, 4557/5028 sayılı kararı) Mehri müeccel, ileriye yönelik bir bağışlama vaadidir. Koca dışında üçüncü bir kişinin de bağışlama vaadi geçerlidir....
en son müşterek haneden dövülerek karakola gittiği, oradan da baba evine döndüğü, dolayısıyla talep ettiği mehir eşyalarını yanına almasının mümkün olmadığı, hal böyle olunca mehir senedinde belirtilen eşya ve altınlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken mehir senedi içeriği dikkate alınmadan sadece 100 gram altının evlenirken yapıldığı, 150 gram mehir altının hiç yapılmadığı yönündeki tanık beyanları dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, ayrıca mehir senedi içeriğine göre davacıya teslim edilen muhtelif elbiseler ile güğüm, bardak ve leğenin mehir senedinin düzenlendiği tarihten fiili ayrılığın gerçekleştiği tarihe kadar geçen süre gözetildiğinde kullanılmakla eskiyen türden eşyalar olması sebebi ile bu husus gözetilmeden bunlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, davacının talep ettiği şahsi eşyaların varlığına davalı tarafça itiraz edildiği, bunların varlığını davacının ispat etmek zorunda olduğu, ancak davacının...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşyadan alacak davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, kişisel eşyanın aynen olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
Mehir senedinden kaynaklı alacak istemine ilişkin yapılan incelemede: Dosya kapsamına alınan mehir senedinde davalının borçlu sıfatıyla Şevket ve Şerife Kordemir'in kızı Zeynep ile evlenmesinden dolayı 100 gram altın ve 50.000 TL'i mehir olarak kadına borçlandığının düzenlendiği, davalının senette imzası bulunmakla birlikte davacı kadının imzası olmadığı, dava dilekçesi ile davacı kadının mehirden kaynaklı alacağının kendisine teslim edilmediğini iddia etmesi karşısında, dinlenen tanık beyanları ile senetteki 100 gram altından 80 gramının kadına takıldığının anlaşıldığı, her ne kadar bir kısım tanıklar, davacıya takılan altınların davalı tarafından bozdurulduğunu beyan etmiş iseler de davacının altın bozdurulma vakıasına dayanmaması sebebi ile davacının dayanmadığı bir vakıa nedeni ile lehine sonuç çıkartılamayacağı, bu nedenle 80 gram altın yönünden davanın kabulünün hatalı olduğu, bu haliyle mehirde geçen 20 gram altın ve 50.000 TL 'nin erkek tarafından kadına teslim edildiğinin kadının...
Davacı ıslah dilekçesinde dava dilekçesinde talep ettiği 150 gram mehir altınından ayrı olarak 150 gram mehir altını daha talep etmiş, bununla ilgili nispi harcı da ikmal etmiş, ancak mahkeme tarafından ıslah dilekçesi ile fazladan talep edilen 150 gram mehir altını ile ilgili herhangi bir karar verilmediği görülmüştür. Davalı taraf bu alacak kalemi için de karar verilmemesini istinafa konu etmiştir. Dairemizin 2019/1490 esas sayılı dosyası üzerinden verilen karardan sonra İlk Derece Mahkemesinin davacı tarafa talep ettiği çeyiz eşyaları ile ilgili olarak değer bildirmek ve harç yatırmak üzere Harçlar Kanunu 30- 32 maddesine göre süre verdiği, verilen süre içerisinde davacı tarafından belirlenen işlemlerin yapılmadığı, İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte bu talep yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı eşi Abdullah İnal arasındaki boşanma davasının devam ettiğini, davalı T3 müvekkilinin kayınpederi olduğunu, evlilik öncesinde mehir senedi düzenlendiğini, 200 gram altının mehir olarak verildiğini, mehir senedindeki eşyaların tarafına iade edilmediğini, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 75 gram 22 ayar altın değeri olan 5.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının senedi kefil olarak imzaladığını, evlilik birliğinin davacının kusurlu hareketleri neticesinde temelinden sarsıldığını, davalının dayanağı olan mehir senedinin iptali için dava açacaklarını belirterek öncelikle Konya 2.Aile Mahkemesinin 2019/492 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını ve işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Açılan davalar bağıştan rücu ve bağış vaadinden kaynaklı alacak davasıdır. HMK'nın 355. maddesi uyarınca re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında, istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Erkeğin davası yönünden; Hukuken bağış niteliğinde olan, düğünde takılan ziynet eşyaları yasada belirtilen belirli nedenlerin oluşması durumunda bağıştan dönülmek suretiyle geri istenebilir. Bağışlananın, bağışlayana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemesi, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranması veya yüklemeli bağışlamada haklı bir sebep olmaksızın yüklemeyi yerine getirmemesi durumlarında bağışlayan, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir (TBK madde 295)....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar evlenirken düzenlenen mehir senedindeki eşya ve altınların teslim edilmediğinden bahisle 150 gram mehir altınının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde fiili ödeme tarihindeki bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsili, mehir senedindeki eşyaların aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedellerinin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de ziynet eşyaları yönünden dava değerini 61.050,00 TL, diğer eşyalar yönünden dava değerini 11.800,00 TL olarak ıslah etmiştir....
Bilindiği üzere; mehir kocanın evlenme sözleşmesi anında ya da devamı sırasında bazen de sona ermesi halinde kadına belirli bir mal, para veya ekonomik değeri olan bir şeyi armağan etmesidir. TMK, evlenme sözleşmesi sırasında karı kocadan birinin diğerine bir mal veya para vermesini ya da vermeyi vaad edip bir süre ertelemesini yasaklamamıştır. Bu nedenle, eski hükümlere göre kurulmuş mehir, TMK tarafından yasaklanmış bir hukuki ilişki olarak kabul edilemez (2.12.1959 günlü 14/30 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gerekçesi). Mehir, sözleşmeleri bu gün içinde geçerlidir. (Örnek: Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi'nin 25.10.1965 günlü, 4557/5028 sayılı kararı). Mehri müeccel, ileriye yönelik bir bağışlama vaadidir. Koca dışında üçüncü bir kişinin de bağışlama vaadi geçerlidir....