Davalı vekili, takibe konu kredi borcunun asıl borçlu adına kayıtlı taşınmaz üzerinde ipotekle teminat altına alındığını, bu nedenle öncelikle borcun teminatı olan ipotekli malın satışının yapılması gerektiğini, taşınmazın satışından sonra kalan miktar için kefillere yönelebileceğini belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, kredi sözleşmesine istinaden asıl borçluya ait taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiği, ipotekli taşınmazın satışının yapılıp ipotek miktarını aşan kısım için kefiller aleyhine takip yapılabileceği, oysaki davacı bankaca ipotekli taşınmazın satışı yapılmadan ve borcun ipotek kısmını aşıp aşmadığı belli olmadan davalı aleyhine takibe geçmesi ve borcun tamamını kefillerden istemesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
K A R A R Davacı dava dilekçesi ile, davalı şirketten satın aldığı üçlü lego koltuk takımında lekelenme, zedelenme ve delikler oluştuğunu ayrıca orta sehbasının da ayıplı olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmaksızın bu ürünlerin iadesi ile koltuk takımı için ödediği 2.383,00 TL ve orta sehba için ödediği 1.585,00 TL olmak üzere 3.968,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, ürünlerin ayıplı olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, ayıplı ürün bedeli 17.955,00’nin ayıplı ürünlerin iade tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, ayıplı ürünlerin davalı tarafa iadesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ayıplı olduğu iddia olunan üçlü koltuk takımı ve orta sehbanın iadesi ile bu ürünler için ödenen bedelin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Davalı davanın reddini dilemiştir....
Niksar Asliye Hukuk Mahkemesince, "Davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin temelini taşınmaz satışı değil satış sonrasında imzalanan "Kira sözleşmesi" oluşturduğunu, bu kira sözleşmesinde ki imzanın taraflara ait olduğu hususunda bir tereddüt bulunmadığını, sözleşmede kiraya veren davalı, kiracı ise davalı olup, 28.000,00- TL alacağa karşılık davacının 5 yıl kirada kalacağının kararlaştırıldığı, bir aylık kira bedelinin de 500,00- TL olarak tespit edildiği görüldüğü, kira sözleşmesi herhangi bir şekil şartına tabi olmadığı gibi kiralayanın taşınmazın maliki olması da gerektiğini, kira sözleşmesindeki kira bedelinin taşınmaz satışından kaynaklı olarak kalan 28.000,00- TL olarak belirlenmesi de kira ilişkisinin varlığını taşınmaz satışı haline dönüştürmeyeceğini, bu şartlar altında taraflar arasında geçerli bir kira ilişkisi mevcut olup bu kira ilişkisinden kaynaklı hak ve alacakların mevcut olup olmadığı hususunda görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesi olduğu" gerekçesiyle karşı yönde...
(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319) Dava dosyamızda ispat yükü müdde-i iddiasını ispatla mükelleftir kuralı gereği alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup, malların ayıplı olduğu ve zararın bulunduğuna ilişkin iddiada ise ispat yükü davalı üzerindedir. Tarafların tacir olduğu hususu göz önünde bulundurularak davacının iddiası noktasında ticari defterleri üzerinde ihtaratlı inceleme kararı verilmiştir. Yapılan inceleme neticesinde taraf defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı olduğu, aradaki farkın tarafların farklı kurlar üzerinden kayıt yapması nedeniyle oluştuğu anlaşılmıştır. Davalı tarafından ayıp nedeniyle riskin üstlenileceğine ilişkin davacı ile anlaşıldığı bu sebeple zararın paylaşılması gerektiği iddia edilmiş olup, ayıplı malın davalı tarafından kabul edildiği anlaşılmıştır....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan konut amaçlı taşınmaz satışından kaynaklanmakta olup, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığından aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmesi uygun görülmüştür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, iplik ve kumaş satımına ilişkin olarak ayıplı mal dolayısıyla uğranılan müspet zararın tazmini davasıdır. Davacı, davalıdan iplik ve kumaş satın aldığını, malların işlendikten sonra ihraç edildiğini fakat boya verdiklerini, malların gizli ayıplı olduğunu iddia ederek, ayıplı mallar nedeniyle uğradığı müspet zararın tazminini talep etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Uyuşmazlık, davalıdan satın alınan iplik ve kumaşların ayıplı olup olmadığı ile ayıplı ise davacının ayıplı ürünler nedeniyle doğan müspet zararının ne olduğu hususlarına ilişkindir. Dosyadaki delil ve belgelerin incelenmesinde; Davacının, Bakırköy ....... Noterliğince düzenlenen ....... yevmiye nolu 16.11.2020 tarihli ihtarname ile davalı şirketten alınan ürünlerin gizli ayıplı olduğunu ve boya verdiklerini, bu nedenle 7 gün içerisinde ayıplı mallardan doğan menfi ve müspet zararlarının karşılanmasını davalıdan talep ettiği görülmüştür. Bakırköy ..........
TKHK m.9'da, ayıplı maldan kaynaklı sorumluluk düzenlenirken, TKHK m.10'da, ayıplı maldan sorumluluk bakımından ispat kuralları getirilmiştir. Tüketicinin ayıplı ifadan kaynaklı seçimlik hakları ve bu hakların kullanılmasına ilişkin sınırlamalar, TKHK m.11'dehükme bağlanmış, ayıplı ifa durumunda uygulanacak zamanaşımı süresi ise, TKHK m.12'de düzenlenmiştir." (Prof.Doç.Dr.Gül DOĞAN, Ayıplı Maldan Kaynaklanan Sorumluluk Ve Uygulama Sorunları, Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt:12 Sayıl:2 Syf:127- 156) Bu bilgilere göre; davacı tüketici alıcının davalı satıcıdan satın aldığı yargılama konusu Ordu İli Altınordu İlçesi Cumhuriyet Mahallesinde vaki 1073 ada 59 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan A Blok 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık 4077 sayılı yasanın 4.maddesinde öngürülen ayıplı malın satışından kaynaklanmaktadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kişiye karşı ayıplı mal satışından dolayı sorumluluğu benimsenip, tazminata karar verilirken, eldeki davanın da konusunu teşkil eden "......
Mahkemece, Antalya 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/398 esas sayılı dosyasında davacı şirketin 3. kişiye karşı ayıplı mal satışından dolayı sorumluluğu benimsenip, tazminata karar verilirken, eldeki davanın da konusunu teşkil eden "......