Bu süre konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallarda beş yıldır. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz" düzenlemesine yer verilmiştir. Ayıplı mal nedeniyle tazminat talep edilebilecek olanlara karşı yöneltilecek talepler yönünden 2-3 yıl ve 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Davacı taraf, şirketleri tarafından sigortalanan konutta, davalıların imal ettiği/ pazarlayıp sattığı buzdolabının elektrik tesisatındaki kısa devre nedeniyle yangın çıktığını; buzdolabının ayıplı imalatı nedeniyle yangına neden olduğunu iddia ederek davalılara husumet yöneltmiştir....
KARAR Davacı, davalı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından Adapazarı’nda inşaa edilen Ayçiçeği Vadisi Konutlarından daire satın aldığını, 21.2.2011 tarihinde teslim edilen dairede pek çok ayıp ve eksik işler bulunduğunu, bu durumu konut teslim föyünde belirterek, taşınmazı ihtirazi kayıtla teslim aldığını, 15.3.2011 tarihinde de davalıya ihtar gönderdiğini, ancak sonuç alamadığını ileri sürerek, ayıp nedeniyle oluşan değer kaybının tespiti ile satış bedelinden indirilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın ayıplı mal satışı nedeniyle tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine 03/06/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Büyükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 20.12.2010 gün, 2010/7394-7085 sayılı, 13.Hukuk Dairesinin 13.01.2011 gün, 2011/2-179 sayılı, 14.Hukuk Dairesinin 08.03.2011 gün, 2011/952-2797 sayılı, 1.Hukuk Dairesinin 18.05.2011 gün, 2011/3918-5971 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle sözleşmenin sona erdirilmesi ve tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 13.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 24.11.2011 gününde oybirliğiyle ile karar verildi....
Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın ayıplı mal satışı nedeniyle tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 08/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın ayıplı mal üretim ve satışı nedeniyle tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 13/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Davacılar vekili, Samsun yöresinde toptan ve parekende olarak tahum ve tarım ilaçları satışı yapmakta olan müvekkilinin, ithalatçı davalı şirketten Biğ Mara F1 markalı karpuz tohumu olarak bölgedeki üreticilere, Orijinal kutuları içinde bayileri aracılığı ile sattığını ancak 2008 yılında üreticilere satılan bu tohumların tarlaya dikimi yapıldığında elde edilen karpuz bitkisinin ve karpuz meyvesinin Big Mana F1 özelliği taşımadığının gözlemlendiğini, üretimi yapılan meyvenin pazarda satışı yapılamadığı için üreticiler tarafından müvekkilleri ve davalı şirket aleyhine çok sayıda tazminat davası açıldığını, bu nedenle yüklü bir tazminat ve yargılama giderleri ile karşı karşıya kalındığını ve daha fazla zarara uğramamak amacı ile davalı şirketin bilgisi dahilinde ve zararın karşılanacağı sözlü taahhüdü ile üreticilerin zararları karşılanarak davalardan feragat edilmesinin sağlandığını, üreticilere yapılan toplam 454.000,00 TL zarar bedelinin davadan talep edildiğini ancak ödeme...
Tazminat talepli iş bu dava 15/10/2019 tarihinde açılmıştır. Yukarıda anılan yasal düzenleme kapsamında, konusu bir para alacağı ve tazminat olan davalar zorunlu arabuluculuğa tabi tutulmuştur. İş bu davada ayıplı mal satışı nedeniyle maddi tazminat talep edilmiştir. Bu tür davaların zorunlu arabulucuya tabi olması nedeniyle davacıya 16/01/2020 tarihli tensip tutanağının 1. maddesi ile TTK 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurup başvurulmadığına ilişkin delillerini sunması için bir haftalık kesin süre verilmiştir. Davacı tarafından beyanda bulunulmamakla, dava şartının yerine getirilmemiş olması nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Tüm dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde: davalıya satışı yapılan taşınmazda bilirkişiler tarafından ittifakla eksik ve ayıplı işler tespit edilmiştir. Bilirkişiler tarafından tespit edilen eksik ve ayıplı işler; taşınmazın satışı için yapılan tanıtım, katalog, internet portalındaki reklam ve ilanlarında davalının vaat ve taahhüt ettiği işler olup bunların yapılmaması yasa kapsamında ayıp hükmündedir. Yukarıda belirtilen yasa hükümleri gereğince malın ayıplı olması halinde tüketicinin seçimlik hakları belirlenmiştir. Davacı tüketici ayıplı maldan dolayı bedelde indirim seçimlik hakkını kullanmak istemektedir. Davacıya satışı yapılan taşınmazda eksik ve ayıplı imalatların varlığı açıkça belirlenmiş ,son alınan bilirkişi ek raporuyla satış tarihi itibariyle taşınmazda eksik ve ayıplı ifa bedelinin belirlendiği alınan rapor denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olarak kabul edildiğinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur."...
DELİLLER : Tapu kaydı, Konut satım sözleşmesi ve ekleri, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ipotek, haciz ve takyidatların terkini, eksik ve ayıplı ifa nedeniyle değer kaybı, maddi tazminat, olmadığı taktirde ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir. Kamu düzenine aykırılık yönünden re'sen yapılan incelemede; 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır....