Noterliği’nin ... yevmiye numaralı ihtarnamesi tebliğ edilmişse de bu zamana kadar, taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması yolunda herhangi bir işlem yapılmadığı belirterek, davada asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunun tespiti ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasının talep etmiştir. DELİLLER:Tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yükleniciden temlik alınan konut niteliğindeki taşınmaz üzerinde bulunan hukuki ayıp niteliğindeki ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Davacı ipotek sözleşmesinin tarafı olmayıp davalılar arasında kurulan kredi ilişkisinin teminatı olan dava konusu ipoteğin kendisine satışı yapılan taşınmazda ayıp niteliğinde bulunduğu iddiasına dayanmaktadır. Eldeki davada da alıcı davayı sözleşmenin tarafı olan satıcıya da yöneltmiş ve aldığı konutun tapu kaydındaki sınırlandırmalar nedeni ile ayıplı bulunduğunu ifade ederek bu ayıbın giderilmesini istemiştir....
Davalı vekili 29/01/2020 tarihli beyan dilekçesinde özetle; dosyaya sunulan satış vaadi sözleşmesinin taraflar arasında düzenlendiğini, taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan bütün sözleşmelerin geçerliliğinin resmi şekilde yapılmasına bağlı olduğunu, resmi şekilde yapılmayan gayrimenkul satış sözleşmelerinin geçersiz olduğunu, taraflar arasında hiçbir bağlayıcılığının bulunmadığını, davacının yapması gereken işi en kötü malzemeler ile yaptığını, sözleşme ile kararlaştırılan kalitede ürün kullanmadığını, kalitesiz ürünlerin kullanılması nedeniyle taşınmazın kiralama ve satış değerlerinin de düştüğünü belirterek şekil şartına uyulmadan yapılan taşınmaz satış sözleşmesinin geçersizliği nedeniyle açılmış olan tapu iptal ve tescil davasının reddini, yargılamaya devam edilmesi halinde taraflar arasında imzalanan sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediğinin tespiti için mahallinde keşif yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur." şeklinde düzenlenmiştir. 6098 s.TBK.nun 222.m.sinde satış sözleşmesi sırasında alıcının bildiği ayıplar"- Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir.Satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olur. " şeklinde düzenlenmiştir. Alıcının,satılanı satış anında gözden geçirme yükümlülüğü 6098 s.TBK.nun 223 m.si hükmüne göre " Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak,satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, biçimine uygun düzenlenen 30.12.2003 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, ... ... ... mirasçılarından ... ... ile ... ... ... mirasçıları kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, sözleşmenin içinde bulundukları durumdan yararlanılarak yapıldığını, davalı ... vekili iyiniyetli malik olduklarını, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava reddedilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. 30.12.2003 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin konusu 305 ada 2 parsel sayılı taşınmazda bir kısım davalılar miras bırakanı ... ...’dan intikal edecek paya ilişkindir. Sözleşmenin satış vaadi borçluları ... ... ile ... ...’dır....
Davacı vekili, taşınmaz teslim alınmış olsa bile sözleşmeye konu projedeki eksikliklerin devam ettiğini, dava konusunun gizli ayıp ve eksik ifalardan kaynaklı taşınmazdaki değer düşümüne ilişkin olduğunu, Hukuk Genel Kurulu Kararı kapsamında davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE :Davalılar arasında da gelir paylaşımı esasına dayalı noterden inşaat yapım sözleşmesi imzalandığı, taraflar arasında taşınmaz alımına ilişkin akdi ilişki kurulduğu, taşınmazın filen ve tapuda davacıya teslim edildiği, teslim tutanağının imzalandığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacının varlığını iddia ettiği ayıpları eksik iş mi gizli ayıp mı yoksa açık ayıp mı olduğu, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, davacının iddia ettiği ayıplardan kaynaklı satın aldığı taşınmazda değer kaybının bulunup bulunmadığı ve miktarı hususundadır....
Davalı, dava konusu dairenin eksiksiz olarak teslim edildiğini, ayıp ve eksik bulunmadığını, kaldı ki ayıp ihbar mükellefiyetinin de süresinde yerine getirilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile sözleşmenin iptaline, taşınmazlar için ödenen toplam 29.449,86 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalı ...' nin dava dışı şirkete inşa ettirdiği işyeri projesinden satın aldığı taşınmazların ayıplı olması nedeniyle satış sözleşmesinin iptali ile ödemelerinin ve uğradığı gelir kaybının tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı, süre aşımı itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur. Dava konusu taşınmazlar işyeri niteliğinde olduğundan 4077 Sayılı Kanun hükümlerine tabi değildir. Genel hükümlere göre 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun bu konudaki 198. maddesi (6098 Sayılı TBK.’nun 223. maddesi) uygulanacaktır....
Davacının, davalı şirketten 26.11.2015 tarihinde Mercedes CLS 350 marka, 2005 model aracı satın aldığı, taraflar arasında ayrıca 18.11.2015 tarihinde harici araç alım satım sözleşmesinin düzenlendiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı vekilince söz konusu aracın 109.000,00 TL bedel karşılığında satın alındığının iddia edilmesine karşılık davalı tarafça noter satış senedinde yazılı şekilde satış bedelinin 91.000,00 TL olduğu savunulmuştur. Buna göre aracın satış bedeline ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır....
.-... karayolunda seyir halinde iken aracın alt kısmından sesler gelmesi üzerine durduklarını, çekiciyle servise götürülen aracın kordon milinin kırıldığının saptandığını, arızanın giderildiğini ancak müvekkilinin 17.10.2007 tarihli noter ihtarıyla satış sözleşmesinin ayıp nedeniyle feshi ve satış bedelinin iadesini istediğini, ancak davalının ihtara rağmen satış bedelini iade etmediğini ileri sürerek dava konusu araçla ilgili satış sözleşmesinin feshi ile fatura bedelinin şimdilik 10.000.-YTL.sinin ihtar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Tüketici Mahkemesine açılan davada tensiple birlikte görevsizlik kararı verilmiş, HUMK.nun 193.maddesinde öngörülen 10 günlük yasal süre içinde dava dosyasının görevli ... Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesinin talep edildiği görülmüştür....
Yine her ne kadar aracın km si ile oynandığı şeklindeki ayıp iddiasının ispatlanamadığı düşünülmüş ise de, dosyada mevcut makine müh. bilirkişi raporundaki "aracın km saati ile oynandığını gösteren çok kuvvetli şüpheler olmasına karşın kesin karar vermek için yeterli olmadığı" şeklindeki tespiti ile yetinilmesi, davacının ayıp iddiasına yönelik kesin kanaat bildirir yeni bir rapor alınması talebi karşılanmaksızın eksik inceleme ve araştırma dayalı hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. O halde mahkemesince, üniversitelerin otomotiv kürsüsünde yer alan akademik bilirkişi tarafından ve gerekli görülmesi halinde Honda yetkili servis elemanından ve servis kayıtlarından faydanılmak suretiyle ayıp iddiasını kesin olarak çözümü kovuşturacak nitelikte bilirkişi alınmak suretiyle soncuna göre hüküm kurulmalıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, vekalet görevi kötüye kullanılmak suretiyle kooperatif üyelik payının satışı iddiasına dayalı, satış sözleşmesinin iptali ve kooperatif üyeliğinin tescili isteğine ilişkin bulunduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 11.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 10.10.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....