O halde mahkemece, davacıya satılan aracın satış akdi esnasında kilometresinin düşürülmüş olduğu ve bunun gizli ayıp mahiyetinde olduğu isabetli şekilde tespit edildiği, davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu nedeniyle davacı alıcıya karşı ayıpların varlığını bilmese dahi sorumlu olduğu gözetilerek araç satış sözleşmesinde satış bedeli olarak 7.500 TL belirtilmiş olmasına rağmen aracı düşük kilometreli zannıyla 21.300 TL'ye satın aldığını iddia eden davacının anılan iddiasına yönelik delilleri de incelenip değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan Adalet Bakanlığı’nın bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekir....
Mahkemece, davacı ... isteğini H blok 13 numaralı bağımsız bölüme hasrettiğinden sözü edilen bağımsız bölüm ise daha önce satış vaadi sözleşmesi ile dava dışı ...’e onun da 02.11.2004 tarihinde tapuda satışı suretiyle birleştirilen davanın davacısı ...’e satıldığından, satış vaadi sözleşmesine dayalı asıl davanın reddine, mülkiyet hakkına dayalı birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü asıl davanın davacısı ... ile birleştirilen davanın davacısı ... temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre birleştirilen davanın davacısı ... ’nin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı davanın davacısı ... ’nin temyiz itirazlarına gelince; 07.11.1995 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesi biçimine uygun düzenlenmiştir....
Şti.nce gerçekleştirilmiş, bu çerçevede adı geçen davalı aracın resimleri, ruhsat bilgileri, satış ve kilometre bilgileri vs. tüm hususlar davalı tarafça ihale ve ilan edilmiş, davacı tarafından araç satış bedeli dahi davalı ...Ltd. Şti.ye ödenmiştir. Davacı, aracın kilometresi ile oynandığını ileri sürerek kilometre sahteciliğinin gizli ayıp olması sebebiyle satış bedelinden ayıp oranında bedelden indirim yapılmasını talep etmiştir. Davalı ... Ltd. Şti., ihbar olunan ... Sigorta A.Ş. ile arasında imzalanan trafik pert ihale sözleşmesi uyarınca sorumlu olmadığını bildirerek kendisi yönünden davanın husumetten reddini savunmuştur. Öncelikle belirtmek gerekir ki, dava konusu aracın ihale edilmesi, ilanların yapılması, araç bilgilerinin ve resimlerinin yüklenmesi, bu suretle alıcılarla davalının muhatap olması karşısında araçta ortaya çıkacak ayıp sebebiyle davalının sorumlu olacağı aşikardır....
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, araçtaki ayıp iddiasına dayalı olarak aracının değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir. Deliller, araç ruhsat fotokopisi, servis iş emri, değiştirilmesi gerektiği söylenen parça listesi, ihtarnameler, hasar anı ve sonrasını gösterir fotoğraflar, bilirkişi incelemesi. Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanmış, inceleme yapılmak suretiyle bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle dosyaya bırakılmış ve mahkememizce aşağıdaki şekilde değerlendirme yapılmıştır. Davaya konu aracın davacı şirket adına kayıtlı olması nedeniyle, olayda uygulanması gereken kanun Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun olmayıp, BK nun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. TBK 227 maddesine göre, "Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3....
talepli davadır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasındaki taşınmaz satış devrinde davalının ifasının ayıplı olup olmadığı davaya konu bağımsız bölümün mimari projeye aykırı olup olmadığı bu kapsamda davacının talebinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.Davaya konu taşınmazın devir/satış işleminin ---- tarihinde yapıldığı ve taşınmazın bu tarihte davacıya teslim edildiği yapı kullanım izin belgesinin ise ---tarihinde verildiği tespit edilmiştir.Davacı tarafın -------- yevmiye numaralı ihtarname ile ayıp ihbarında bulunduğu anlaşılmıştır.Ticari satım sözleşmelerinde genel olarak TBK.’nın ilgili hükümleri uygulanırken satım konusunun ayıplı olması durumunda yeni TTK. m. 23/c hükmü uygulanacaktır....
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, davalı tarafından davacıya satılan aracın, ayıplı olduğu iddiasına dayalı ayıp oranında bedelde indirim yapılarak ödenen bedelden bu miktarın iadesi için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı tarafından iş bu davaya konu bakiye araç bedelinin tahsili için başlatılan takibe iş bu davanın davacısı tarafından yapılan itirazın iptali istemi ile -------- sayılı dosyasında dava açıldığı, dava tarihinin iş bu davadan önce olduğu, dava konusunun ve taraflarının aynı olduğu ve birlikte görülmelerinde zorunluluk bulunduğu anlaşıldığından HMK 166/1 maddesi gereğince, mahkememiz dosyasının -----sayılı dosyası ile birleştirilmesine, yargılamanın---------- sayılı dava dosyası üzerinden yürütülmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
düzenlemesi mevcuttur. 6098 sayılı TBK'nın 222. maddesinde; Satıcının, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu olmayacağı, satıcının, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olacağı düzenlenmiştir. 6098 sayılı TBK'nın 223/2 madde hükmünde ise, alıcının gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal etmesi halinde, satılanı kabul etmiş sayılacağı ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hükmün uygulanmayacağı, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmesi gerektiği, bildirilmezse satılanın bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Aynı Kanun'un ayıp durumunda alıcının seçimlik hakları 227. maddesinde düzenlenmiştir....
Davacının, davaya konu aracı 17.11.2017 tarihinde davalıdan satın aldığı, 30.03.2019 tarihinde yaptırmış olduğu ekspertiz incelemesi sırasında ayıplı olduğunu öğrendiği ve 05.04.2019 tarihli noter ihtarnamesi ile ayıp ihbarında bulunduğu, TBK'nun 223/2 maddesi gereğince, ayıp ihbarının süresinde olduğu anlaşıldığından, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Mahkemece; tarafların bildirmiş olduğu deliller değerlendirilerek ve satış ilanında "hasar kaydı yoktur....
Mahkemece, kadastro tespitinden önce taşınmazda özel parselasyon yapılarak harici satış sözleşmesi ile davacıya taşınmazın 142,10 metrekarelik kısmının satıldığı, ....Köyünde imar planının bulunmadığının kabulü ile taşınmazı hisselere ayıran özel parselasyon planı ve satış sözleşmesinin geçersiz olduğu, yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile arsa satış sözleşmesine göre davaya konu taşınmazda, kadastro öncesi davacı tarafından harici senet ile alınan 142,10 metrekarelik kısımda kazandırıcı zamanaşımı yolu ile kazanma koşullarının gerçekleşmediği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli değildir. Taşınmazın, "tarla" vasfında ve özel mülkiyete konu yerlerden olduğu Kadastro Mahkemesinin 2001/.... Esas ve 2007/..... Karar sayılı kararıyla hükmen belirlenmiştir. Dava, tapu dışı yolla satın almaya dayalı mülkiyetin aktarılmasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
Mahkemece; satış vaadi şerhinden sonra konulan haczin sonuç doğurmayacağı gerekçesi ile davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın 11/208 nolu hissesi üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK’nun 96 ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenen istihkak iddiasına ilişkin koşullar menkul mallar için uygulanmaktadır. Taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemi icra memurunun işlemine yönelik şikayet mahiyetinde olduğundan şikayet koşulları doğrultusunda çözümlenmesi gerekir (HGK’nun 24.09.1997 tarih 1997/15-461 E. 1997/729 K.; HGK’nun 13.06.2001 tarih ve 2001/12-461 E. 2001/516 K.; HGK’nun 31.03.2004 tarih ve 2004/12-198 E. 2004/183 K.). HMK'nun 33. maddesi gereğince, bir davada ileri sürülen olgulara dayalı olarak uyuşmazlığı nitelemek ve yasa maddelerini doğru olarak uygulamak hakimin görevidir. Yani hukuki tavsif hakime aittir....