ve net olduğunu, bu yükümlülüğü yerine getirmiş olsa idi kanuna uygun davranmış olacağını ve imalattan kaynaklı bir ayıbın olup olmadığının meydana çıkacağını, ancak araçta ayıp olduğunun ancak araç arızalandığında fark edildiğini, davacının, aracın ayıpsız misli ile değişimini talep ettiği ve davalı tarafından kabul edilmediği beyanının gerçekliği bulunmadığını, Ordu A.Ş. ile yapılan yazışmaların sunulduğunu, hayatın olağan akışı gereği bir ticari şirketin ayıp ihbarını da yazılı yapması gerektiğini, davacının, davalıya telefon yoluyla veyahut yazılı bir ayıp ihbarının olmadığını, süresinde ayıp ihbarı yapılmadığından davanın reddini istediklerini, arızadan dava dilekçesi ile haberdar olunduğunu, davacının onarımı kabul etmediğini ve dava açtığım, davacı talebinin garanti kapsamında sunulan güvenceyi bertaraf ettiğini ve garantinin hukuken anlamının kalmamasına sebep olduğunu, parça ve motor değiştirme ile giderilebilecek arıza için araç değişimi ve bedel iadesi talebinin iyi niyetle bağdaşmadığını...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/283 KARAR NO : 2021/936 DAVA : Alacak (Ayıp Nedeniyle Ticari Satıma Konu Malın İadesi) DAVA TARİHİ : 20/04/2021 KARAR TARİHİ : 23/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak ( Ayıp Nedeniyle Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Ticari satıma konu ürün ... marka .... model akıllı telefon olup müvekkili tarafından ürün ile birlikte ürünü kapsayan 2 yıl garanti paketinin de satın alındığını, satışın gerçekleştiği ve 2 yıllık garanti süresinin başladığı tarihin 19.04.2018 olup ek 2 yıllık garanti de satın alındığından, garanti süresinin dolacağı tarihin ise 19.04.2022 olduğunu, satın alımdan sonra ve garanti süresi içerisinde dava konusu üründe ses sorunları yaşanmaya başladığı ve ürünün asli işlevini yerine getiremez duruma geldiğini, müvekkili tarafından onarım için yakın tarihlerde üst üste üç kez davalıya...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/283 KARAR NO : 2021/936 DAVA : Alacak (Ayıp Nedeniyle Ticari Satıma Konu Malın İadesi) DAVA TARİHİ : 20/04/2021 KARAR TARİHİ : 23/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak ( Ayıp Nedeniyle Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Ticari satıma konu ürün ... marka .... model akıllı telefon olup müvekkili tarafından ürün ile birlikte ürünü kapsayan 2 yıl garanti paketinin de satın alındığını, satışın gerçekleştiği ve 2 yıllık garanti süresinin başladığı tarihin 19.04.2018 olup ek 2 yıllık garanti de satın alındığından, garanti süresinin dolacağı tarihin ise 19.04.2022 olduğunu, satın alımdan sonra ve garanti süresi içerisinde dava konusu üründe ses sorunları yaşanmaya başladığı ve ürünün asli işlevini yerine getiremez duruma geldiğini, müvekkili tarafından onarım için yakın tarihlerde üst üste üç kez davalıya...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında sözleşme düzenleme---- tarihinde açıldığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davanın ayıp ihbar süresinde açılmadığını, taraflar arasındaki sözleşmede malzemenin cinsine ilişkin herhangi bir madde bulunmadığını,--- alanının mevcut zeminlerinin sağlıklı uygulama yapmaya uygun olmadığını, davacının talebi üzerine işin tamamlanarak davalıya teslim edildiğini, delil tespitinden haberdar edilmediklerini belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan edimin ayıplı ifası nedeniyle akdin feshi ile bedelin iadesi, aksi halde bedelde indirim yapılması istemine ilişkindir....
Davacı, davalıdan satın aldığı dairenin ayıplı olduğunu, bu nedenle dairede değer düşüklüğü meydana geldiğini ileri sürerek, değer düşüklüğü nedeniyle meydana gelen zararın satış bedelinden indirilmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davaya konu dairenin 14.8.2008 tarihinde davacı tüketiciye teslim edildiği, davacı tüketicinin 18.12.2008 tarihli ihtarname ile davalıya ayıp ihbarında bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. 4077 sayılı kanunun 4.maddesinin 2.fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir....
Somut olayda taraflar ilişkinin alım-satım olduğunu ileri sürmüş iseler de; BK’nın 355. maddesi hükmünce davalı yüklenici iş sahibinin vermeyi taahhüt ettiği bir bedel karşılığında bir şey imâlini (güvenlik sistemi temin, montaj, kullanım için eğitim işlerini) üstlendiğinden taraflar arasındaki ilişki alım-satım değil eser sözleşmesi ilişkisidir. Eser sözleşmelerinde yüklenicinin asıl borcu edimini sözleşme ve ekleri, fen ve tekniği ile varsa projesi ve ruhsatı ile iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp teslim etmektir. Ayıp, sözleşmede kararlaştırılan vasıfların veya lüzumlu vasıflardan bir ya da bir kaçının eserde bulunmaması halidir. Ayıbın niteliğine göre BK’nın 360. maddesi uyarınca iş sahibinin, eseri kabulden kaçınma (sözleşmenin feshi), bedel indirimi, ayıpların giderilmesi ve ayıp nedeniyle tazminat isteme hakkı vardır....
Buna göre tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının ayıp nedeniyle gerek bedel iadesi gerek maddi ve manevi tazminat istemlerinin kabulünün, öncelikle ayıbın varlığının davacı tarafından ispat olunmasına bağlı olduğu, alınan 07/06/2021 tarihli bilirkişi raporu kapsamından da dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre ayıbın varlığına yönelik değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla; davacı tarafından ispat olunamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir....
Buna göre tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının ayıp nedeniyle gerek bedel iadesi gerek maddi ve manevi tazminat istemlerinin kabulünün, öncelikle ayıbın varlığının davacı tarafından ispat olunmasına bağlı olduğu, alınan 07/06/2021 tarihli bilirkişi raporu kapsamından da dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre ayıbın varlığına yönelik değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla; davacı tarafından ispat olunamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir....
İlk derece mahkemesinde bilirkişi heyet raporunda; dava konusu aracın 27 yaşında olduğu, yaşına göre motor ve şanzıman dahil olmak üzere yıpranmışlık düzeyine sahip olduğu, yaşına göre aracın kullanım sürecinde arıza verebileceği, aracın yaşına ve yıpranmışlığına göre kullanım sürecinde bu arızanın ortaya çıkabileceği, bu arızaların ayıp veya gizli ayıp sayılamayacağı anlaşılmakla davacının sözleşmeden dönme, bedel iadesi, tamir masraflarını tahsili talebinin kabulü mümkün görülmemiştir. Bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK'nun 355....
Otomotiv vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin satım sözleşmesinde aracılık yapması, üretici, satıcı, ithalatçı olmaması ve satış bedelini tahsil eden taraf olmaması itibariyle misli ile değişim ve bedel iadesi gibi yükümlülüklerin müvekkili şirkete yöneltilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle huzurdaki davanın öncelikle pasif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkili şirkete davacı adına yapılmış bir ödeme bulunmadığını, müvekkilinin sadece aracılık yaptığını, davacının TTK ve TBK anlamında aracın güncel rayiç değerini talep gibi bir seçimlik hakkı bulunmadığından talebin reddinin gerektiğini, yasa gereği bedel iadesinin fatura bedeline ilişkin olup davacının aracın rayiç bedelinin tespiti ve tahsili şeklinde seçim hakkı bulunmayıp talebin açıklatılması gerektiğini, ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemekle beraber davacının yasanın öngördüğü ayıp ve ihbar yükümlülüklerine uygun davranmadığını, delil tespitinin müvekkilinin gıyabında...