Ayıp halinde alıcının hakları 6098 sayılı TBK'nın 227-(1) maddesinde; "Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme" olarak sayılmıştır. Alıcının genel hükümlere göre tazminat hakkının saklı olduğu da hüküm altına alınmıştır (m.227/1). Bu açıklamalara göre, davacının talebinin gizli ayıp nedeni ile satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteği olduğu görülmektedir. Davacının ileri sürdüğü ayıp iddiası aracın ÖTV borcunun olmasıdır. T.C. Ticaret Bakanlığı Yeşilköy Gümrük Müdürlüğü'nün müzekkere cevabında davacı tarafından 26.883,00 TL ÖTV ödediği görülmektedir. Aracın hukuki statüsü incelendiğinde; davacının ödediği verginin 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun Geçici 10....
A.Ş’de satın aldınığı tarihten itibaren gördüğü işlemelere ilişkin iş emri ve faturalarının dosya içerisine celbinin gerektiğini, ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydı ile sayın mahkemenin davayı kabulü halinde dava konusu araçta meydana gelmiş olan hasarlar nedeni ile oluşan değer kaybının hesaplanması gerektiğini, ayıp iddiaları kabul anlamına gelmemek kaydı ile yapılmış olan işlemin araçta değer kaybı meydana getirmediğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; "Açılan davanın kabulü ile, Şanzuman değişiklik bedeli olan 18.196,64- TL ve değer kaybı olan 3.000,00- TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine" yönelik karar tesis edilmiştir. Karar süresinde davalı vekilince istinaf edilmiştir....
Eser sözleşmesinde iş sahibi sözleşmeden dönerek bedelin iadesini istese de, eser kabule zorlanamayacak derecede ayıplı değilse, hakim bilirkişiye ayıp giderim bedelini belirleterek bedelde indirim yapabilir. Ayrıca, dava konusu pistonun davalı tarafça, kendisinin taktığı piston olmadığı, fatura dayanak gösterilerek itiraz edilmiş olmasına karşın bu husus da yargılama sırasında açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; alanında uzman bilirkişi veya bilirkişiler belirlenerek, eserin kabule zorlanamayacak derecede ayıplı olup olmadığını tespit ettirmek, kabul edilemeyecek şekilde ayıplıysa bedele hükmetmek, aksi takdirde ise, ayıbın giderim bedeline hükmetmekten ibarettir. Ayrıca alınacak bilirkişi raporunda, davalı tarafın bilirkişi incelemesine konu pistonun kendileri tarafından düzenlenen faturada yer alan piston olup olmadığının tespiti de gerekmektedir....
gizli ayıp niteliğinde olmaması nedenleri ile açılan davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir....
Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı ayıpsız misli ile değişim, olmadığı takdirde ayıp oranında indirim bedelinin davalıdan tahsili taleplidir....
Mahkemece, TTK’nun 25. maddesi uyarınca davalının süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı ve emtianın elde bulunmadığından ayıp yönünden inceleme yapma olanağı da olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı tahsili istemlerine ilişkindir. ... sözleşmesindeki ayıp, sözleşmede üzerinde anlaşılan (yüklenicinin esere ilişkin olarak zikrettiği) niteliklerin veya dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken lüzumlu niteliklerin meydana getirilen eserde bulunmamasıdır. Başka bir ifadeyle, eserde sözleşme ve dürüstlük kurallarına göre olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki fark ayıptır. Açık ayıp, eserin iş sahibine teslimi anında kolaylıkla görülebilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıp, eserin tesliminden sonra ve kullanımı sırasında kendini gösteren ayıp türüdür....
Dava tarihi itibarı ile geçerli olan ve TBK 305. Maddesine göre davacı kiralanan sonradan ayıplı olması durumunda kiraya verenden ayıpların giderilmesini ve ayıpla orantılı bir indirim yapılmasını yada zararının giderilmesini isteyebilir. Aynı madeninin son fıkrasında ise önemli ayıp durumunda kira sözleşmesinin feshini isteyebileceği düzenlenmiştir. Davacı kira sözleşmesinin feshini istememiştir. Davacının dava tarihinden itibaren kiralananda sonradan meydana gelen ayıp oranında indirim istemesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece işin bu yönden esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde davanın tümden reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....
yazı cevabında dava konusu dairenin bulunduğu sitede güçlendirme çalışmaları yapıldığını belirterek taleplerini kabul etmediğini, zira dava konusu dairenin ağır kusurlu ve gizli ayıplı olduğunu belirterek müvekkilinin açık olarak seçimlik hakkını ayıpsız misli ile değişim yönünde kullanılmasına karşılık dava konusu taşınmazın talepleri gibi ayıpsız misli ile değiştirilmesinin mümkün olmadığı kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olması nedeni ile; taşınmazdaki mevcut ağır kusur ve gizli ayıbın taşınmazda meydana getirdiği şimdilik 100,00- TL ayıp bedelinin HMK 107....
No'lu ihtarnamesi ile ayıp ihbarında bulunulduğu, iş bu dava ile de bedelden indirim talep edildiği, bedelden indirim talebinin Türk Lirası olarak talep edildiği, ıslah ile talep edilen para biriminin değiştirilemeyeceği anlaşılmakla dava tarihi itibariyle hesaplanan kur üzerinden taleple bağlı kalınarak davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. (Diğer taraftan mahkememiz kısa kararında temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmesi gerekirken sehven istinaf yolu açık olmak üzere karar verilmiş olup, bu husus gerekçeli kararda düzeltilmiştir.) HÜKÜM :Gerekçesi açıklandığı üzere; 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, TBK'nın 227....
olmadığı, böylelikle ayıp nedeniyle bedelle indirim seçimlik hakkının şartlarının gerçekleşmediği anlaşılmakla, davacının ayıp oranında bedelde indirim talep edemeyeceği kanaatine varılarak, davacının terditli olarak açtığı davasında sözleşmesinden dönme hakkının kullanılmasına ilişkin taleplerinden feragat ettiğinden diğer talebi yönünden bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....