Aile Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, boşanma istemine ilişkindir. ... 3. Aile Mahkemesince davacı ile davalının evlilik birliğinin devamı süresinde ... ...'nde ikamet ettiği, davanın açıldığı 10/07/2015 tarihinden sonra, davacı eşin yerleşim yerini "..."ya naklettiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... 5. Aile Mahkemesi ise davacının dava açılmadan önce ".../..." adresine taşındığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. TMK'nın 168. maddesinde "Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir." hükmüne yer verilmiş olup boşanma davalarında yetki kesin değildir. Dosya kapsamından ve kolluk marifetiyle yapılan adres tespiti bilgilerine göre davacının davanın açıldığı 10/07/2015 tarihinde "..."...
İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında önceki mahkeme kararının kesinleşme tarihinden itibaren üç yıl boyunca ortak hayatın tekrar kurulmadığının kabulü ile tarafların asıl dava yönünden de boşanmalarına karar vermek gerekmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, "tarafların karşılıklı olarak eşlerden beklenen iletişim, paylaşma, birlikte hareket edebilme durumunun zedelendiği ve boşanma kararı verilmesinin hakkaniyete uygun olmayacağı" gerekçesiyle Türk Medeni Kanununun 171. maddesi gereği ayrılık kararı verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı erkeğin, birlik görevlerini yerine getirmediği, eşinin ailesine soğuk davrandığı ve eşine ekonomik şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkek tamamen kusurludur. Türk Medeni Kanununun 170. maddesinin son fıkrası uyarınca ayrılık kararı verilebilmesi için boşanma sebeplerinin ispatlanmış olması, ancak "ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması" gerekmektedir. Somut olayda, boşanma sebepleri gerçekleşmekle birlikte, tarafların yeniden bir araya gelme ihtimali toplanan delillerle kanıtlanamamıştır....
Aile Mahkemesi'nin 2014/421 Esas, 2014/1004 Karar sayılı dosyasıyla evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açtığını, davanın reddedildiğini, kararın 20/02/2019 tarihinde kesinleştiğini, tarafların 5 yıldır bir araya gelmediklerini, evliliğin yeniden tesis edilmediğini, fiili ayrılık nedeni ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davacının 01.01.2018- 31.12.2019 tarihleri arasında brüt 2.558,40 TL asgari ücretle çalıştığı, iş akdinin şirket tarafından ihale süresinin bitimi nedeni ile feshedildiği, haklı bir nedene dayalı olmayan fesih işlemi nedeni ile davacıya hak kazandığı kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesi gerektiği, davacının yaptığı işin yardımcı iş niteliğinde olduğu, Kırıkkale Yüksek ihtisas Hastanesi ile davalı Cevdet Arpacı arasında “Kırıkkale İli Kamu Hastanelerine Bağlı Yüksek İhtisas Hastanesi İhtiyacına Binaen 24 Ay Süreli Şoförlü Araç Kiralama Hizmeti Alımı” na ilişkin sözleşme bulunduğu, Kırıkkale Yüksek ihtisas Hastanesi ile kiralık araç hizmeti alımı yapılan yüklenici firma arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu, davalı Bakanlığın davacının işçilik alacaklarından alt işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davacının 28 gün izin hakkı bulunduğu, 2019 yılı dönem bordrolarının imzasız olduğu gerekçesiyle davanın...
Aile Mahkemesi, 2016/1099-1342 E-K) 02.02.2017 tarihinde kesinleşen dava öncesindeki varsa davalı kadına atfı kabil kusurları davacının affettiği, en azından hoşgörüyle karşıladığı; belirtilen dava sonrasında tarafların ayrı yaşadığı dönemde davalı kadına yüklenebilecek bir kusuru da davacının ispat edemediği; davalı kadının fiili ayrılık döneminde bir araya geldiklerini itibar edilebilir bir delille ispatlayamadığı; davacının feragati dolayısıyla red ile sonuçlanan boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratan ve fiili ayrılık süresinde başka bir kadın ile birlikte yaşadığı tanık beyanları ile sabit olan davacı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu ve davalı kadına ayrılık öncesinde ve ayrılık sürecinde yüklenilebilecek bir kusurun davacı erkek ispat edilemediği; ilk davada verilen ret kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren tarafların evlilik birliğini devam ettirmek üzere en az üç yıl süreyle bir araya gelmediklerinin kanıtlanmasının yeterli olduğu; bu durumda...
Noterliği'nin 03936 Yevmiye numaralı ihtarnamesinin incelenmesinde, keşidecisinin Mustafa Aksoy (Şimal-Özil Adi Ortaklığı) yazılı olduğu, muhatabın davacı olduğu, iş akdinin ihale sözleşmesinin sona ermesi nedeni ile 31.01.2022 tarihinde iş akdine son verileceği, 42 günlük ihbar süresinin kullanılmasının tebliğ edildiği, davacının, davalı T3'na ait işyerinde Kepez Devlet Hastanesi'nde, alt işvereni diğer davalılar yanında çalışırken iş akdinin işverence feshedildiği, fesih sebebinin kuruma işin sona ermesi (18) kodu ile bildirildiği, davalı tarafın davacının iş sözleşmesinin belirli süreli olması ve ihale bitimi nedeniyle feshedildiğini savundukları, SGK'ya bildirilen çıkış kodunun 18 (işin sona ermesi) olduğu, davacının yaptığı garsonluk görevi itibariyle belirli süreli iş sözleşmesi yapmak için objektif koşullar bulunmadığından davacının belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştığı, bu savunmalarına itibar edilemediği, iş akdinin ihale bitimi nedeniyle sona erdirildiği, fesih bildiriminin...
Dava, TMK 166/4 maddesi düzenlenen eylemli ayrılık sebebi ile boşanma, velayet ve fer'i taleplerine ilişkindir....
Dava, TMK 166/4 maddesi düzenlenen eylemli ayrılık sebebi ile boşanma, velayet ve fer'i taleplerine ilişkindir....
Davalı-karşı davacı bakımından ise, dosya kapsamına göre kusur değerlendirmesi yapılabilecek bir durum olmadığı, bu nedenle kusursuz olduğu sonucuna varılmış ve tüm bu nedenlerle tarafların asıl davanın fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davası olduğu daha önce eşlerden biri tarafından açılıp kesinleşen boşanma davasının kesinleşme tarihinden itibaren en az üç yıl süreyle evlilik birliğinin yeniden kurulamamış olduğu gözönünde bulundurularak asıl davanın kabulüne ve karşı dava yönünden davalı-karşı davacının maddi talepleri bulunduğundan yukarıda izah edildiği üzere kusur belirlemesi yapılması gerektiğinden karşı dava yönünden de davanın kabulüne "gerekçesi ile; "Açılan asıl dava ve karşı davanın kısmen KABULÜ ile; tarafların TMK' nun 166/son maddesi uyarınca BOŞANMALARINA, Tarafların müşterek çocuk 05/11/2008 doğumlu Semih ARSLAN'un velayet hakkının davacı anne T3 verilmesine, Velayet hakkı davacı anneye verilen müşterek çocuklar ile davalı baba arasında kişisel ilişki kurulmasının...