WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinde yer alan fili ayrılık sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için, daha önce boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış olan boşanma davasının reddine karar verilmiş ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmiş ve bu süre içinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış olması gerekir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı davada tarafların kusur durumları belirlenirken, daha önce taraflar arasında görülüp kesinleşen boşanma davalarında belirlenen kusur durumları yanında fiili ayrılık süresinde gerçekleşen kusurlu davranışların da dikkate alınması gerekir....

, davalı tarafından daha önce yine Mahkememizin 2016/10 Esas sayılı dosyası ile bir boşanma davası açıldığını ve ayrılık kararı verilerek dosyanın neticelendirildiğini, ancak ayrılık süresinin dolmasına rağmen ortak yaşamın kurulamadığını, bu nedenlerle müşterek çocuğun velayetinin de davacı baba üzerinde bırakılarak tarafların boşanmlarına karar verilmesini talep etmiştir....

DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle; Tarafların 25/03/1985 tarihinde evlendiklerini, müşterek reşit üç çocuklarının olduğunu, müvekkili tarafından Samsun 3.Aile Mahkemesinin 2014/65 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtıklarını, davanın reddine karar verildiğini, bu kararın 09/09/2015 tarihinde kesinleştiğini, üzerinden 3 yıldan fazla süre geçtiğini, eşler arasında fiili birliktelik sağlanamadığını belirterek fiili ayrılık nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Anılan yasal zorunluluk nedeni ile davalı-karşı davacı vekiline özel vekaletnamesini ibraz etmesi için süre verilmesi, bu süre içinde vekaletname sunulmaz ve asıl yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmez ise, gerekçeli kararın davalı tarafa tebliği sağlanıp, yasal temyiz süresinin dolması beklenildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 25.05.2016 (Çrş.)...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın 21.02.2011 tarihinde açmış olduğu boşanma davasından feragat etmiş ve bu tarihten önceki erkekten kaynaklanan kusurlu davranışları atfetmiştir. Fiili ayrılık döneminde erkekten kaynaklanan kusurlu bir davranışın varlığı kanıtlanamamıştır. O halde reddedilen ilk davayı açarak fiili ayrılığı başlatan ve boşanma nedeni yaratan davacı kadın boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda tam kusurludur. Kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi koşulları oluşmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

      CEVAP Davalı kadın asıl ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediğini, erkeğin ağır kusurlu olduğunu, davacının fiili birliktelik döneminde dükkan borçlarını gerekçe göstererek sürekli sorun çıkardığını,bu dükkanı kadının üzerine yapması nedeni ile pirim borçlarının kadın üzerinde kaldığını, erkeğin eşiyle ve ortak çocuklarla ilgilenmediğini, erkeğin, ihtiyaç olmamasına rağmen kredi çektiğini, ailesi ve çocuklarıyla tamamen irtibatı kopardığını ileri sürerek açılan boşanma ve nafakanın kaldırılması davalarının reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise yasal faizi ile birlikte kadın yararına 50,000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, ayrıca kadın yararına hükmedilen nafakanın 2.000,00 TL'ye çıkarılarak yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Konya 5....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, tazminatlar ve nafaka yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Terk hukuki nedenine dayalı bir dava yoktur. ... ayrılık tek başına boşanma nedeni değildir. Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir....

          Boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra tarafların barıştıkları, davacı erkeğin Almanya'da bulunduğu dönemlerde davalı kadın ile birlikte yaşadığı ve bu dönemde davalı kadının eşinden hamile kalıp tarafların ortak kararı ile 2001 yılında davalı kadının hamileliği sonlandırdığı anlaşılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra tarafların evlilik birliğinin devamı amacıyla bir araya gelerek ortak hayatı kurdukları bu nedenle de üç yıllık fiili ayrılık süresinin gerçekleşmediği dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....

            Bu itibarla ilk derece mahkemesinin, erkeğin boşanma davasının reddi, kadının boşanma davasının kabulü ile erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğuna ilişkin belirlemesinin isabetli olduğu, ortak çocuk Meryem Betül'ün 2005 doğumlu olduğu, ortak çocuğun ilk derece mahkemesinde vermiş olduğu beyanında annesi ile yaşamak istediğini ifade ettiği, dosya kapsamından ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesinin ve ortak çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişkinin de uygun olduğu, diğer ortak çocuk Ayşenur asıl dava tarihinden sonra reşit olduğundan bu çocuk yönünden velayet ve kişisel ilişki taleplerinin konusunun kalmadığı, boşanma veya ayrılık davası açılınca, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK 186/1. madde), geçimine (TMK 185/3. madde) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK 185/2. madde) ilişkin geçici önlemler kendiliğinden (resen) alınacağından ve boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne...

            HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek temyiz dilekçesinin süresinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava ve karşı dava, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılan boşanma (TMK m.166/1) istemine ilişkindir. Davacı karşı davalı (erkek) vekili, davalı karşı davacının bir eş olarak üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müşterek çocukla ilgilenmediğini, sürekli huzursuzluk çıkardığını, daha önce karşılıklı olarak açılan boşanma davasında tarafların eşit kusurlu olduğu ancak evlilik birliğinin düzelebileceği ve tarafların yeniden bir araya gelebileceği gerekçesiyle "ayrılık" kararı verildiğini, bu dava sonrası tarafların bir araya gelmediğini, ayrılık sürecinde de başka davalar açıldığını ileri sürerek boşanma kararı ile birlikte müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesini, 30.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, Kayseri 3....

              UYAP Entegrasyonu