hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağı gözetilmeden, anılan hakların yönelik olduğu kişiler bakımından bir ayrım yapılmadan sanığın; aynı Kanun'un 53/1-c. maddesinde yazılı haklardan koşullu salıverme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 29.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yeni bir Geri Çevirme kararına neden olmaksızın; ...aynı tüzel kişiler olup olmadığı araştırılarak; a-)Aynı tüzel kişiler olduğu belirlenirse; Gıyabi hükmün, anılan davalının Ticaret Sicil Memurluğunda kayıtlı olan;...... 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine göre tebliğ edilerek, temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra; b-)Aynı tüzel kişiler olmadıkları belirlenirse; Gıyabi hükmün.....'nin yapılacak araştırma sonucu tespit edilecek olan önce Ticaret Sicil Memurluğunda kayıtlı adresine yoksa Zabıtanın belirleyeceği adrese yöntemince tebliğ edilerek, temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra; c-)Adres tespiti yapılamazsa doğrudan; İade edilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. .......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Karşılıksız yararlanma HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın aşamalardaki savunmasında, bahse konu işyerinde %2'lik hissenin sahibi olduğunu, ancak bu hissesini de ...isimli kişiye devrettiğini, şirketin işleticisi ve bütün sorumluluk sahibinin ...olduğunu, suç tarihinde işyerini devrettiğini belirtmiş olması karşısında, suça konu sayacın bulunduğu işyerinin tutanak tarihinde kim tarafından işletildiğinin ve sanığın savunmalarının doğruluğunun tespiti bakımından ...isimli kişinin varlığının tespiti halinde tanık sıfatıyla beyanının alınarak, gerekirse bu kişi veya sorumluluğun başka birisine ait olduğunun tespiti halinde, o kişi ya da kişiler hakkında suç duyurusunda bulunularak, haklarında kamu davası açıldığı takdirde bu dava ile birleştirilerek, tutanak tarihinde söz konusu işyerinin kimin idari sorumluluğunda olduğu ve sanığın işyeri ile olan ilişkisi kolluk marifetiyle ve ilgili vergi ve işyeri...
nün vermiş olduğu 04.06.2013 tarihli temyiz dilekçesinin tebliğinin aynı adrese yapıldığı ve bu adreste aynı kişiler tarafından tebliğ alındığı anlaşılmıştır. Bu kişilerin tamamının aynı adreste birlikte oturmaları hayatın olağan akışına uygun bulunmadığından tebligatların gerçekçi olmadığı izlenimi uyanmaktadır. Adı geçenlerin aynı çatı altında oturup oturmadıklarının, oturmuyorlarsa tebliğe elverişli mernis adresleri araştırılıp buna ilişkin bilgi ve belgeler dosyaya konulduktan sonra, adı geçen davalılara tebligatların mernis adreslerine yapılmış olduğunun anlaşılması halinde işlemsiz olarak, mernis adresleri olmadığının anlaşılması halinde ise temyiz dilekçesi tebliğ edilip temyiz ve cevap sürelerinin beklenmesinden, Sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, ........2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava dilekçesi ve dosya içeriğine göre davacı, tapu kayıt maliki olarak görünen ... adlı kişinin kendisi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş olup, tapu iptal ve tescil talebinin bulunmadığı görülmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382. vd. maddelerine göre tapu kayıt maliki ile davacının aynı kişiler olduğunun tespiti davaları çekişmesiz yargı işi olup, talep tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 383. maddesine göre de, çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemeleridir. Anılan Kanunun 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince, görev dava şartlarından olup mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmalıdır. Dava ilk olarak Sulh Hukuk Mahkemesinde açıldığı halde, mahkemece görevsizlik kararı verilmiş ve dosya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir....
kişiler olduğunun tespiti ile taşınmazın malik hanesinde yazılı "Durmuş kızı Fatma Güleç" kaydının iptali ile malik hanesinin nüfus kayıtlarına uygun olarak "Durmuş Ali Kızı Fadime Güleç" şeklinde düzeltilmesine" şeklinde karar verildiği, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı Tapu vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
Vakıflar Kanunu ve Vakıflar Yönetmeliğine göre, galle fazlası evlada şart kılınan mazbut ve mülhak vakıflarda vakfedenin soyundan gelen ve bu nedenle vakfın gelirinden (gallesinden) yararlanma hakkına sahip olan kişiler için öncelikle dava açılması ve bu haklarının dava ile tespit edilmesi aranmıştır. Uygulamada bu dava, vakıflarda evladiye davaları, vakıf evladı ya da galleye müstehak evlat olduğunun tespiti davası şeklinde isimlendirilmiştir. Belirtmek gerekir ki vakıf evladı kavramı daha çok, vakfedenin çocukları ya da alt soyundan gelenler için kullanılan bir kavram olup, vakfedenin akrabaları ya da vakıftan yararlanan ismi ile belirtilmiş kişileri kapsamamaktadır. Vakfın geliri üzerinde hak sahibi olduğuna ilişkin davayı, vakfiye uyarınca galleden yararlanma hakkı olan, yani vakfeden ile soy bağı olan ya da soy bağı olmasa bile galleden kendisine pay özgülenen diğer kişiler açabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 13.05.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında düzeltim istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu maliki ile davacının aynı kişiler olduğunun tespitine dair verilen 11.09.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kadastro tespiti sırasında yapılan yanlışlığın düzeltilmesi istemiyle açılmıştır. Davalı ... davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava kabul edilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmiştir....
nin aynı kişi olduğunu, ancak tapu kayıtlarında murisinin soyadının "...", baba adı ise "..." olarak yazıldığını ileri sürerek, kayıt maliki ile murisinin aynı kişi olduğunun tespiti ile tapu kayıtların nüfus kayıtlarına uygun şekilde düzeltilmesini işstemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece, “ ... Hal böyle olunca; "... kızı ..."' ile davacının mirasbırakan annesi "... kızı ..." farklı kişiler olduğuna ve davacının annesinin taşınmazdaki payı temlik etmek suretiyle artık taşınmazda payı bulunmadığına göre açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetsizdir.” gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, düşüncesi alındı....
, Katife Öztürk'ün Ali isimli soy adı bulunmayan kişi ile evli olduğunu, vefat ettikten sonra Ali'nin kardeşi olan Hüseyin Öztürk ile evlendiğini, Hüseyin Öztürk'ün de ölüm tespitinin tescil edilmemiş olduğunu belirterek, Kanife Uçar ile Katife Öztürk'ün aynı kişiler olduğunun tespitine, eski eşinin Ali olarak, eşinin Hüseyin Öztürk olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....