A.Ş.ye tebliğ edilmesi ve yargılamaya onun katılımı ile devam edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu" belirtilerek, hükmün HUMK.nun 427/6.maddesi uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun “Ayıplı Hizmet” başlıklı 4/A maddesine göre; “Sağlayıcı tarafından bildirilen reklam ve ilanlarında standardında veya teknik kuralında tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddî, hukukî veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler, ayıplı hizmet olarak kabul edilir. Tüketici, hizmetin ifa edildiği tarihten itibaren otuz gün içerisinde bu ayıbı sağlayıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, sözleşmeden dönme, hizmetin yeniden görülmesi veya ayıp oranında bedel indirimi haklarına sahiptir....
CEVAP DİLEKÇESİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesi tebligatının usulsüz olduğunu, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu ya da iadesi gereken bir bedel yükümlülüğünün olmadığını, müvekkiline ödenen tutar kapora olmadığından iadesi de gerekmemekte olduğunu, ortada bir hizmet alım satım mevcut olup, hizmet verilmeye başlandığını, ödenen bedel de bu iş için çalışan, hizmetini tamamlayan çalışanlara dağıtıldığını, ödenecek bedelden de erteleme nedeni ile zaten vazgeçildiğini, ortada hukuka aykırı bir durumun da mevcut olmadığını ve bu nedenle davanın reddi gerektiğini, açıklanan nedenlerle usulsüz tebligat taleplerinin kabulüne, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Dava, İİK'nun 67. maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır. Mahkememizce davaya konu edilen .... İcra Müdürlüğünün ... Es....
Bu seçimlik haklar kural olarak bedel iadesi ve misli ile değişim talepleridir. Dava konusu eşya mobilya olup her zaman göz önünde bulunan ve estetik amaçlı olarak kullanılması hedeflenen bir mal olması nedeni ile tüketicinin ayıplı eşyanın görüntüsüne katlanmasının beklenemeyeceği ve davacının kanundan kaynaklı seçimlik haklarını ve bedel iadesi istemini satıcıya karşı kullanabileceği kanaatine varılmış olup, tespit edilen olgulara göre ilk derece mahkemesince verilen kararda yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, mevcut delillere göre verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamakla davalı tarafın istinaf isteminin Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1- b(1) maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı tarafın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu53/1- b(1) maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 350,08.-TL....
Mahkemece, dava konusu ürünlerin arzu edilen faydayı sağlamayacağı gerekçesi ile bedel iadesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Ne var ki, dosya içinde mevcut12/2/2014 tarihli bilirkişi raporunda, mevcut ayıpların düşük bir maliyetle giderilmesinin mümkün olduğu bu noktada toplam bedel üzerinden 3630,00 TL bedel indirimi yapılabileceği belirtilmiştir. Öyleyse, Davalının kusurları giderme çabaları, davacının ise ürünleri teşhir ürünü olduğunu bilerek satın alması karşısında artık davacının seçimlik haklardan yalnızca bedel indirimi isteyebileceği dikkate alınmalıdır. Mahkemece bu husus gözardı edilerek bedelin tamamının iadesi sonucunu doğuracak şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir. 3-Davacının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir....
Ancak dosya kapsamı itibariyle yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç bulunmadığından HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince, kazanılmış haklar ve kesinlemiş hususlar dikkate alınarak, yeniden esas hakkında hüküm tesisi ile davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin, ayıbın niteliği ve doğurduğu değer kaybı itibariyle satıcı yönünden orantısız güçlük doğuracak nitelikte olması ve sözleşmenin ayakta tutulmasının esas olması karşısında, davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin reddine, ayıbın onarım ile giderimi mümkün olduğundan 2.000 TL onarım bedeli ile 2.000 TL boya nedeni ile husule gelecek kayıp olan 2.000 TL toplamı olan 4.000 TL' nin ayıbın üretim kaynaklı olması nedeniyle davalılardan müştereken ve mütelsilen tahsili ile davacıya verilmesine, söz konusu bedele, kaybın satış tarihinden itibaren mevcut olması nedeniyle satış tarihinden itibaren ve davalılar yönünden işin ticari olması nedeniyle ticari faizi ile birlikte tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/07/2020 NUMARASI : 2019/185 ESAS - 2020/166 KARAR DAVA KONUSU : AYIPLI MAL SATIŞI KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen dava dilekçesinde özetle; davacının, davalıdan 25/04/2019 tarihinde 103.000,00 TL bedel mukabilinde Mercedes Benz marka araç satın aldığını, sonradan araçta ayıpların bulunduğunu tespit ettiğini, ayıpların davalıya ihbar edildiğini belirterek, sözleşmenin feshine, bu uygun görülmediği takdirde 15.000,00 TL ayıp oranında indirim bedelinin davalıdan tahsiline, bu talebin de uygun görülmemesi halinde aracın ücretsiz onarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Olayda vergi hatası bulunduğu, "Havza Hidrolojik Gözlem, Değerlendirme ve Kontrol Hizmet Bedeli" adı altında ödeme yapıldığı, anılan bedelin Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su Kullanım Hakkı Anlaşması İmzalanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve bu Yönetmelik kapsamında imzalanan Su Kullanım Hakkı Anlaşması gereği ödendiği, farklı şekilde isimlendirilmesine rağmen 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (8) sayılı Tarife'de belirtilen "su kullanım bedeli" ile aynı bedel olduğu, bu yönde verilen mahkeme kararları bulunduğu, bu bedel ödendikten sonra bir de Elektrik Üretimi Lisans Harcı alınmasının çifte vergilendirme yasağına aykırı olduğu, elektrik üretimi lisans harcının genel harç tanımından ve Harçlar Kanunundaki harç çeşitlerinden farklı olduğu, bir bedelin harç olarak nitelenebilmesi için Anayasa Mahkemesi tarafından belirlenen unsurları da taşıması gerektiği, bu harcın bu unsurları taşımadığı iddialarıyla kararın bozulması...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle emniyeti suistimal KARAR : Memnu hakların iadesi talebinin reddine Ankara 9....
Buna göre gezi programı için tanıtımı yapılan ve sözleşmede yazılanın dışında eksik ve ayıplı hizmet verilmiştir. Ancak bu ayıplı hizmete rağmen davacılar davalıların gösterdiği otelde konakladıkları ve geziyi de tamamladıklarına göre davalının sözleşme ve tanıtımla vaat ettiği hizmet ile verilen hizmet arasındaki bedel farkının ve davacıların ayıplı hizmet nedeniyle ayrıca yapmak zorunda kaldıkları masrafların davacılara ödenmesi gerekirken yazılı şekilde tüm tur bedelinin tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Davacılar yararına manevi tazminata hükmedilmiş ise de BK.49.madde hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesi için davacıların şahsiyet haklarının hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğraması lazımdır. Dava konusu olayda manevi tazminat koşulları oluşmadığından bu kalem istek hakkında davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazalı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Dava, tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel iadesi talebine ilişkin olup, davacının öncelikli talebi tapu iptali ve tescili talebine ilişkin olduğundan; Hakimler ve Savcılar Kurulunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri İş Bölümü ile ilgili 01.09.2020 tarihinden itibaren geçerli İş Bölümü Kararı uyarınca, 18.Hukuk Dairesinin görevine giren dava ve uyuşmazlıkların 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile 6098 s.TBK'nın 2.Kısmında düzenlenen ve diğer dairelerin görev alanında kalmayan dava ve işlere bakmakla görevli olması nedeniyle, dava konusu uyuşmazlıkta HSK'nın İş Bölümü Kararı hükümleri uyarınca, istinaf inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesine aittir. Bu itibarla, HMK. m. 352 uyarınca Dairemizin görevsizliğine ve dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine oybirliğiyle varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....