Dava konusu olayda davalı TOKİ Başkanlığının üretici-imalatçı konumunda olması nedeniyle davacıya karşı sorumludur. AYRICA, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan DEVİR PROTOKOLÜ'ndeki "Devir alan Muhammet Çelik'de 07/09/2005 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesinden doğan her türlü hakların ve alacakların kendisine devrini bu devir ve nakle herhangi bir engel bulunmadığı ve bu sözleşme gereği temlikini kabul etmiştir." hükmü nedeniyle bağımsız bölümü devir ve temlik alan davacının sözleşmeden doğan hakları davalı idareye karşı ileri sürebileceği kanaatine varılmıştır....
Dava konusu olayda davalı TOKİ Başkanlığının üretici- imalatçı konumunda olması nedeniyle davacıya karşı sorumludur. AYRICA, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan DEVİR PROTOKOLÜ'ndeki "Devir alan Murat ANIK'da 26/12/2005 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesinden doğan her türlü hakların ve alacakların kendisine devrini bu devir ve nakle herhangi bir engel bulunmadığı ve bu sözleşme gereği temlikini kabul etmiştir." hükmü nedeniyle bağımsız bölümü devir ve temlik alan davacının sözleşmeden doğan hakları davalı idareye karşı ileri sürebileceği kanaatine varılmıştır....
Hükme dayanak bilirkişi raporunda da tespitteki nefaset oranına göre bedelden indirim yapılmıştır. Oysa, nefaset gerektiği saptanan hususlar açık ayıp niteliğinde olup, işin tesliminden sonra derhal yükleniciye bildirilmesi gerekir. Ayıp ihbarının sürede yapıldığı tanık anlatımları ile de kanıtlanamadığına göre davalının iş bedelinden indirim yapılması savunması kabul edilemez. O halde 22.957,42 EURO iş bedelinden yapılan ödemenin mahsubu ile kalanı üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmadan bedelden indirim yapılması usul ve yasaya aykırı olmuş, bozulması uygun bulunmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/326 Esas sayılı dava dosyasına ibraz edilen 11/09/2017 tarihli bilirkişi raporunda, destekten yoksun kalan bedelin, indirim yapılmaksızın toplamda 95.908,90 TL olduğunun tespitine varıldığını, Mahkemeye ibraz edilen bu raporun yasal delil niteliğinde bulunduğunu, buna karşılık davacı Sigorta Şirketi'nin hukuki yönden hiçbir bağlayıcılığı bulunmayan ve dava dışı temin etmiş olduğu ekspertiz raporuna dayanılarak 113.887,77 TL bedel tespit ettiğini ve bu bedelden %10 hatır taşımacılığı, %10 müterafik kusur indirimi yaparak, ölenin destekten yoksun kalanlarına haricen 91.109,60 TL ödeme yaptığını, dava dışı temin edilen bilirkişi raporunun işbu rücu davasında hiçbir bağlayıcı yanının bulunmadığını, bu nedenle, indirimsiz olarak hesaplanan toplam 95,908,90 TL tazminattan %40 oranında indirim yapılması gerekirken, 113.887,77 TL üzerinden indirim yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu; alkol promil oranları yönünden raporların çelişkili olduğunu, bu nedenle...
-TL karşılığında verildiği bildirilen ikinci el araç haciz nedeniyle davacının elinden alındığına ve davacının bakiye alacağını tahsil edemediğine göre ödenmeyen bu kısım bedelden davalının sorumlu olacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde katılma yoluyla sunulan istinaf dilekçesi ile; mahkemece dava konusu araç için yapılan bir kısım faturalardaki masraflar yönünden davanın kısmen reddedilmesinin doğru olmadığını, davanın T3 yönünden de kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davalının istinaf itirazlarının yerinde olmadığını beyanla hukuka aykırı olan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355/1 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava, satışa konu aracın ayıplı olması nedeniyle onarım bedelinin tahsili talebine ilişkindir....
K A R A R Davacı, davalıdan satın aldığı aracın sonradan pert olduğunu anladığını belirterek araç için ödenen bedelden şimdilik 9000 TL.nın tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 15750 TL.na çıkarmıştır. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacının açtığı dava sonunda davanın kabulüne dair mahkeme kararı davalı tarafından 7.11.2012 tarihli dilekçe ile temyiz edilmişse de davalı asil 9.1.2013 tarihli dilekçe ile temyiz isteminden feragat ettiğini bildirmiş olması nedeniyle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz dilekçesinin REDDİNE, 28.1.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Destekten yoksun kalma tazminatından, bölüşük kusur nedeniyle indirim yapılmış olması doğrudur. Ancak, karşı araç hasarı nedeniyle o aracın kasko sigorta şirketine ödenen 2.750,00 TL tazminattan da sigortalı araçta yolcu olarak bulunan ve kaza sonucu vefat eden kişinin bölüşük kusuru nedeniyle indirim yapılmış olması doğru değildir. Şu durumda; mahkemece, araç hasarı nedeniyle istenen 2.750,00 TL sının tamamına hükedilmesi gerekirken, bu kalem istek yönünden de yukarıda yazılı şekilde indirim yapılarak hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. 3-Dahili davalı ... ...'ün temyiz itirazına gelince; Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçe Genel Şartlarının B.4/2 maddesinde “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir” hükmü mevcuttur....
Davacının dava dilekçesinde 100,00 TL,25/09/2020 tarihli ıslah dilekçesiyle 12.525,00 TL "bedelden indirim" talebinde bulunduğu ve miktarı da belirttiğinden, 100,00 TL ye dava tarihinden, 12.425,00 TL ye de ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Ayrıca dava konusu bağımsız bölümdeki ayıbın kullanıma engel teşkil etmediği, davacının satın aldığı tarihten itibaren taşınmazı kullandığı anlaşılmakla Davacının, "satış tarihinden itibaren faiz" talebinin REDDİNE karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davacı "avans" faize hükmedilmesini talep etmiş ise de; Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere davalı TOKİ Başkanlığı tacir olmadığından yasal faize hükmedilmiştir. (Yargıtay 13....
Davacının dava dilekçesinde 100,00 TL,25/09/2020 tarihli ıslah dilekçesiyle 14.720,00 TL "bedelden indirim" talebinde bulunduğu ve miktarı da belirttiğinden, 100,00 TL ye dava tarihinden, 14.620,00 TL ye de ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Ayrıca dava konusu bağımsız bölümdeki ayıbın kullanıma engel teşkil etmediği, davacının satın aldığı tarihten itibaren taşınmazı kullandığı anlaşılmakla Davacının, "satış tarihinden itibaren faiz" talebinin REDDİNE karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davacı "avans" faize hükmedilmesini talep etmiş ise de; Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere davalı TOKİ Başkanlığı tacir olmadığından yasal faize hükmedilmiştir. (Yargıtay 13....