DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine dosya incelendi; Dava, ayıp sebebiyle misli ile değişim olmadığı takdirde bedelde indirim istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacının davalıdan aldığı aracın ayıplı olduğu iddiasıyla misli ile değişim veya bedelde indirim talep ettiği, mahkemece misli ile değişim yönünde davanın kabulüne karar verildiği, davalının karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. (I)Servis kayıtlarına göre araçtaki yağ eksilmesinin ilk kez 15/12/2017 tarihli bakımda ileri sürüldüğü, davanın ise 26/06/2019 tarihinde açıldığı ve ayıbın gizli olduğu dikkate alındığında davalının zamanaşımına yönelik savunması yerinde görülmemiştir....
Davacı bozma sonrası 07.01.2021 tarihli 3. celsede seçimlik hakkına yönelik talebini ayıp oranında bedelde indirim olarak açıklamıştır. Mahkemece davacının bu beyanı ve Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30.09.2019 tarih ve 2016/17248 Esas ve 2019/9117 Karar sayılı bozma ilamının 1. bendinde yer alan davacının seçimlik hakkı konusunda aldırılan bilirkişi raporu denetime elverişli olmamakla birlikte davalıların itirazlarını da karşılar nitelikte değildir. Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen bozma ilamında belirtilen hususlar ve özellikle ayıp oranında bedelde indirime yönelik seçimlik hak kullanıldığından nispi metoda göre satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeriyle, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanarak hesaplama yapılması dikkate alınmamıştır....
Davacı bozma sonrası 07.01.2021 tarihli 3. celsede seçimlik hakkına yönelik talebini ayıp oranında bedelde indirim olarak açıklamıştır. Mahkemece davacının bu beyanı ve Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30.09.2019 tarih ve 2016/17248 Esas ve 2019/9117 Karar sayılı bozma ilamının 1. bendinde yer alan davacının seçimlik hakkı konusunda aldırılan bilirkişi raporu denetime elverişli olmamakla birlikte davalıların itirazlarını da karşılar nitelikte değildir. Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen bozma ilamında belirtilen hususlar ve özellikle ayıp oranında bedelde indirime yönelik seçimlik hak kullanıldığından nispi metoda göre satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeriyle, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanarak hesaplama yapılması dikkate alınmamıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine dosya incelendi; Dava, ayıp sebebiyle misli ile değişim olmadığı takdirde bedelde indirim istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacının davalıdan aldığı aracın ayıplı olduğu iddiasıyla misli ile değişim veya bedelde indirim talep ettiği, mahkemece misli ile değişim yönünde davanın kabulüne karar verildiği, davalının karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. (I)Servis kayıtlarına göre araçtaki yağ eksilmesinin ilk kez 15/12/2017 tarihli bakımda ileri sürüldüğü, davanın ise 26/06/2019 tarihinde açıldığı ve ayıbın gizli olduğu dikkate alındığında davalının zamanaşımına yönelik savunması yerinde görülmemiştir....
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; mahkemece bedelde muvazaa iddialarını, yargılama safhasında araştırdığı bedelde muvazaa iddialarını kabul ederek hüküm altına aldığını, nitekim, bu hususu, yani bedelde muvazaa iddiası, dosya kapsamında tanık delilleriyle ispat edildiğini, mahkemece iddianın kabulü yönünde hüküm kurma sebebini gerekçeli kararında ayrıntılı bir şekilde gerekçelendirerek açıkladığını, bu nedenle davalının aksi yöndeki istinaf sebepleri usul ve yasaya aykırı olup reddini talep ettiklerini beyan etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava Tapu İptali Ve Tescil ( Önalım Hakkından Kaynaklanan ) davasıdır. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme neticesinde; Dava; önalım hakkının kullanılması nedeniyle davalı adına kayıtlı payın iptali istemine ilişkindir....
sayılı bozma ilamına usul ve yasaya uygun olması nedeniyle uyulmasına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince davaya konu taşınmazlar üzerinde fen memuru ile mülk bilirkişisinin de bulunduğu bilirkişi heyetiyle keşif yapıldığı, fen bilirkişisi raporunda; dava konusu taşınmazların krokili raporda gösterildiği, dava konusu taşınmazların satış tarihi itibariyle değerlerinin 201.789,38 TL olarak hesapladığı, davacı vekilinin tapudaki satış bedeli ve satış masrafları toplamı olan 163.556,88 TL şufa bedeline göre eksik peşin harcı tamamladığı görülmüştür. Davacının dava konusu satışa yönelik bedelde muvazaa iddiasına dayandığı anlaşılmıştır. Davacı, tapuda yapılan satış akdinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir. Ancak, bu iddianın davacı tarafından tanık dahil her türlü delille kanıtlanması gerekir....
Dava, Finansal Kiralama sözleşmesine konu makine ve parçaların ayıplı olduğu makinadan gerekli randımanın alınamadığı, böylece iş kaybına uğranıldığı iddiası ile açılan sözleşmenin feshi, bedelde indirim ve maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davalı Finansal Kiralama şirketi vekili sözleşmenin 19.07.2000 tarihinde imzalandığını 4 yıldır ayıp bildirimi yapılmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, davacının eskiyen teknolojiyi başkalarını suçlayarak değiştirmeyi amaçladığını, kira bedellerinin ödenmediğini belirterek davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar da vekilleri aracılığı ile verdiği dilekçede zamanaşımı itirazında bulunmuşlar ve davanın reddini istemişlerdir....
Davacı bedelde muvaaza iddiasında bulunarak önalım hakkı nedeniyle payın iptali ve adına tescilini talep etmiştir. Bedelde muvaaza iddiası satım sözleşmesinin tarafı olmayan davacı tarafından her türlü delille ispatlanabilir.Mahkemece, gerçek satış bedelinin belirlenmesi amacıyla keşif incelemesi yapılarak bilirkişi raporu alınmış, bu hususta davacı tarafın gösterdiği tanık keşifte dinlenmiştir. Bilirkişi raporu ile belirlenen değer tek başına bedelde muvazaa iddiasını ispatlamak için yeterli değildir. Davacı tanığının bedelde muvazaaya ilişkin beyanları görgüye dayalı değildir. Tanığın davalı ile dava dışı eski hissedar arasındaki alım satım sözleşmesine dair herhangi bir bilgisinin olmadığı, sadece kendi hissesinin satışına dair beyanda bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda davacı tarafın bedelde muvazaa iddiasını ispat edemediği sonucuna varılmıştır....
Eldeki davada da davacı tarafından takip konusu faturalara konu satımın bir kısmının ayıplı olduğu, bu kapsamda taraflar arasında yapılan anlaşma neticesinde bedelde indirim yapıldığı iddia edildiğinden ispat yükü yer değiştirmiş, davacı taraf iddiasını ve yasal yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispatla mükellef duruma gelmiştir. Eldeki davada, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, ancak fiili olarak bir ticari ilişkinin bulunduğu konusunda taraflar arasında herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, uyuşmazlığın davalı tarafından davacıya satılan sebze ve meyvenin bozuk çıkması durumunda davalı satıcının davacı alıcıdan ücret talep edip edemeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında yer alan SGK müzekkere cevabından, davacı tarafça sunulan mutabakat belgesi altında isim ve imzası yer alan ...'...
Eldeki davada da davacı tarafından takip konusu faturalara konu satımın bir kısmının ayıplı olduğu, bu kapsamda taraflar arasında yapılan anlaşma neticesinde bedelde indirim yapıldığı iddia edildiğinden ispat yükü yer değiştirmiş, davacı taraf iddiasını ve yasal yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispatla mükellef duruma gelmiştir. Eldeki davada, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, ancak fiili olarak bir ticari ilişkinin bulunduğu konusunda taraflar arasında herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, uyuşmazlığın davalı tarafından davacıya satılan sebze ve meyvenin bozuk çıkması durumunda davalı satıcının davacı alıcıdan ücret talep edip edemeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında yer alan SGK müzekkere cevabından, davacı tarafça sunulan mutabakat belgesi altında isim ve imzası yer alan ...'...