İadesi gereken miktarın hesaplanması yönünden ileri sürülen istinaf sebeplerinin incelenmesiyle, mahkemece alınan 2. bilirkişi raporu, iadesi gereken ücreti hekim ile hasta arasındaki anlaşma üzerinden yapılması gerektiği, 05.12.2015 tarihli yapılan iş ve karşılığında anlaşılan fiyatı gösteren belgeye göre 4.800,00 TL olduğu görüşü bildirilmiştir. Mahkemece ,Türk Dişhekimleri Birliğinin her yıl için belirlediği fiyat listesi hekimlere tavsiye niteliğinde olduğunu ve Hekimlerin uygulama zorunluluğu olmadığını belirttiği, dolayısıyla iade edilmesi gereken tutar olarak taraflar arasındaki anlaşmayı baz aldığı için bedel tespiti konusunda 2.bilirkişi raporuna itibar edilmiş olup, davanın niteliği (eser sözleşmesi ) itibarıyla taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan bedel mevcut olmakla ,bu bedelin esas alınmasında hukuka aykırılık görülmemiş olmakla, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir....
kalması nedeniyle iadesi hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının harca ilişkin 2. ve 3.bentlerinin çıkartılmasına, yerine (Alınması gereken 2.094,50-TL ilam harcından davacı tarafça yatırılan 148,50-TL peşin harç ve 359,40-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.586,90-TL 'nin davalı idareden tahsili ile Hazineye irat kaydına, davacı tarafından karşılanan peşin harç ve ıslah harcı sulh protokolü ile taraflar arasında belirlenen 46.000,00-TL bedel kapsamında kaldığından davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 21/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
A.Ş' ye ödendiği, bedel iadesi taleplerinde esas alınması gereken unsurun fatura olup, fatura TL cinsinden düzenlendiğinden ve ödeme de bu türden tahsil edildiğinden bedel iadesinin döviz cinsinden talep edilmesinin, bu cinsten hüküm kurulmasının, ayrıca satış bedelinden satıcı davalı ... Oto Servis ve Tic. A.Ş.'nin sorumlu tutulması gerekirken aksi düşüncelerle ithalatçı diğer davalının sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı ... Otomotiv Pazarlama ve Tic. A.Ş. yönünden ise; davacı ithalatçı olan bu davalıya karşı bir ödeme yapmadığı için sözleşmeden dönme hakkını kullanarak ödediği bedeli ithalatçıdan istemesi mümkün olmadığından 6502 sayılı yasanın 11/2 maddesi de gözetilerek bu davalı hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle bu davalı hakkında esastan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu'' gerekçesiyle; davalı ... Otomotiv Pazarlama ve Tic. A.Ş.'...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 28/09/2020 NUMARASI: 2020/655 2020/601 DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Şirket Ortağının Ayni Sermaye Koyması Nedeniyle) Taraflar arasında görülen davada Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk ile Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inaçlı işlemle şirket hissesinin devri karşılığı hisse bedeli olarak tapu iptal ve tescil yada bedelin iadesi istemine ilişkindir. Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesince, "Somut olayda her ne kadar inançlı işlem hukuki sebebine dayalı tapu iptal tescil olmadığı takdirde bedel iadesi şeklinde terditli talepte bulunulmuş ise de temel uyuşmazlık , bir tacirin borçlarının ticarî olması yolundaki ticarî iş karinesini düzenleyen 19 uncu maddenin birinci fıkrası gereğince her iki taraf için ticarî sayılan hususlardan doğan nisbi ticari dava niteliğindedir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:" Davacının davalıdan 2011 model volkswagen golf marka aracı Hatay 2.Noterliğinin 19/07/2018 tarihli araç satım sözleşmesi ile 37.750,00TL bedel karşılığında satın aldığı, aracı satın aldıktan sonra aracın göğüs kısmında kaplama olduğu ve hava yastıklarının daha önceden açılarak devre dışı bırakıldığının tespit edilmesi sebebiyle davacının sözleşmeden dönülerek bedel iadesi ve satış sebebiyle oluşan masrafların tarafına ödenmesinin talep edildiği, yapılan bilirkişi incelemesine göre ayıbın gizli ayıp niteliğinde olup satın alınmadan önce oluşan bir ayıp olduğu, resmi pert kaydının bulunmadığı, bu haliyle davacının 6502 sayılı kanunun 11. maddesi uyarınca bedel iadesi yönünde seçim hakkını kullandığı, araç bedelinin bilirkişi raporuna göre araç satım sözleşmesinde belirtilen bedel olan 37.750,00TL olduğu, her ne kadar aracın kasko değeri daha fazla gösterilmiş ise de araçtaki hasar kaybı sebebiyle daha düşük bedel ile satıldığı, hasar kayıtlarının içeriği...
Garanti şartlarının 4.maddesi ve Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 6.maddesinin 4.bendi ile aynı yönetmeliğin 14/b maddesi gereğince tamir süresinin 30 gün olduğu tamir için gereken azami süresinin aşılması halinde kullanıcının isteği üzerine arızalı ürünün değişimi veya bedel iadesi hakkı tanınmıştır. Somut olayda davacı aracın değişimi, bunun mümkün olmaması halinde bedel iadesi isteminde bulunmuş olup, tamir süresinin de aşılmış olduğu dosya içeriği ile sabit hale gelmiştir. Bu durumda davacın aracın değişimi, bu mümkün olmadığı takdirde bedel iadesi isteminin yazılı gerekçe ile reddi doğru değildir. Öte yandan davacı davalılara gönderdiği 27.12.2004 tarihli ihtarnamede aracın kullanılamadığı dönem için zararın 5 gün içinde ödenmesini istemiştir....
Somut olayda, Mahkemece verilen ilk kararda araçtaki ayıpların neden olduğu değer kaybı oranında bedel indirimine karar verilmiş; Özel Dairece hükme esas alınan bilirkişi raporları arasında araçta oluşan değer kaybı miktarının belirlenmesine yönelik tespitlerde çelişki olduğu, yine anılan raporlarda dava konusu araçta imalattan kaynaklanan ayıbın olup olmadığına ilişkin değerlendirmenin yapılmadığı belirtilerek karar bozulmuş; Mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle yeniden alınan bilirkişi raporuna göre araçta değişimi gerçekleştirilen parçalar sebebiyle herhangi bir değer kaybının olmadığının tespit edilmesi nedeniyle davacının seçimlik haklarından aracın misliyle değiştirilmesi veya bedel iadesi hakkını kullanmasının iyiniyet kurallarına aykırı olduğu, araçtaki ayıbın üreticiden kaynaklı olması nedeniyle davacının seçimlik haklarından ücretsiz onarım hakkını kullandığı, ayıpların giderildiği, davanın sübuta ermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; bu kararın Özel Dairece davacının...
indirimi veya onarım talep etmek yerine bedel iadesi talebinde bulunduğunu, bu noktada üzerinde durulması gereken en önemli hususun, Yargıtay'ın birçok içtihadında değindiği tüketicinin objektif iyi niyet kuralı olduğunu, *Her ne kadar Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, Yargıtay kararlarında değinilen bu durum üzerinde açık bir hüküm içermemesine rağmen, uygulamada hakim olan görüş önemsiz ayıplarda, tüketicinin sözleşmeden dönme hakkını kullanamayacağı yönünde olduğunu, zira kanunun sayılan seçimlik haklardan bedel iadesine bir sınırlama getirmemiş olmasının, tüketicinin kötü niyetle hareket etmesine zemin hazırladığını, bunun da dolaylı yoldan, Türk Medeni Kanunu’nun 2....
DAİRESİ Uyuşmazlık; araç satış sözleşmesi sonrası ayıba karşı tekeffülden kaynaklanan bedel iadesi talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi ... .... ... Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... .... ... Dairesine gönderilmesine, ....02.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davalı vekili, davacı tarafından hizmet bedeli olarak ödenen bedelin 5 yıl için verildiğini, sözleşmenin 5 yıl sonra sona ermiş olması nedeniyle davacıya iadesi gereken tutar bulunmadığını, dava konusu istasyonun intifa bedelinin 327.350,00 USD olduğunu; intifa süresinin 15 yıl olduğunu, davacının haksız eylemi nedeniyle taraflar arasında yeniden sözleşme yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....