K A R A R Davacı, davalı şirket ile 22.9.2011 tarihinde imzalanan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile 375.000,00 TL bedel ödeyerek bağımsız bölüm satın aldığını, sözleşmenin 5/2. maddesi gereğince taşınmaz 31.12.2012 tarihinde teslim edilmesi gerekirken 4 ay 14 gün gecikme ile 14.5.2013 tarihinde teslim edildiğini, teslim sonucu yapılan incelemede teslimden önce de giderilmesi için bildirilen eksik ve ayıplı işlerin giderilmediğinin anlaşıldığını, ... 1....
şekilde hüküm kurulmuştur." denilerek hem istirdat hem de zararın tahsiline ilişkin değerlendirme yapıldığı, yukarıda belirtildiği gibi davanın ıslah yolu ile zararın tahsili davasına dönüşüp dönüşmediği tespit edilmeden, hem zarar, hem dönme, hem de istirdat talepleri bakımından çelişkili hüküm kurulduğu anlaşılmıştır....
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ve yüklenicinin ayıplı edim ifası sebebiyle uğranılan zararın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; "...Somut olayda; taraflar arasında 13.08.2021 tarihinde araç satış sözleşmesi ile davaya konu olan 2011 model Nissan marka aracın 136.000,00 TL ye satışının yapıldığı, araç satışından kısa süre sonra aracın arıza vermesi sebebiyle davacı tarafça uğranılan zararın tazmini için iş bu davanın açıldığı, araca ilişkin kayıtlar ve taraf delilleri dosya arasına alındıktan sonra dosya alanında uzman üçlü bilirkişi heyetine tevdi edilmesi sonucu hazırlanan rapor ile dava konusu araçtaki şanzıman probleminin araç satışından önceki döneme ait uzun süreli kullanım sonucunda oluşabileceği, araç satın alındıktan sonraki kısa süre içerisinde kullanımdan kaynaklı bu arızanın oluşamayacağı ve bu hatanın da basit bir gözden geçirme ile tespitinin mümkün olmaması sebebiyle araçtaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, onarım bedelinin parça değişim ve işçilik dahil 21.133,80 TL olduğu, yapılan onarımın ile araçta...
Bu maddeye göre malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belliyse alıcının iki gün içinde, açıkça belli değilse malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Şayet söz konusu olan ayıp gizli ayıp niteliğinde olursa o taktirde de TBK 223. Maddenin uygulanması gerekmekte olup; "alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa hemen satıcıya bildirilmelidir. Bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. " denilmiştir. Mahkememize sunulan ihtara nazaran -------- tarihinde çektiği ihtarla ayıplı hizmetten kaynaklı zararın tahsilinin talep edildiği ve ayıp ihtarının süresinde yapıldığı anlaşılmıştır....
zararın dönem kurum kazancından indirilebilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, ayıplı borcun satışından kaynaklanmaktadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 18.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, ayıplı olarak satılan taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın istemine ilişkin olup, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan, dosyanın görevli 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 03.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Dosya kapsamından, davacının, davalıdan aldığı konutun ayıplı çıktığı iddiasıyla, konutun iadesi, bedelinin ve uğranılan müspet ve manevi zararın tahsili istemiyle dava açtığı, bedelin iadesini taşınmaz malikinden zararların tazminini ise müteselsilen davalılardan talep ettiği, anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, konut alım - satımından kaynaklandığı, konutun ayıplı olduğunun iddia edildiği, davalılardan satıcı ...'ın satıcı tanımına uymadığı ancak davacının 4077 sayılı Kanunda belirtilen “Tüketici” kavramına, diğer davalı ...nin kanunda tanımlanan “sağlayıcı” tanımına uyduğu anlaşılmakla, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... ... Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09/06/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Davacı tarafça davalıdan satın alınan baskı makinesinin üretim kaynaklı gizli ayıplı olduğundan bahisle ayıplı malın iadesi ile bedelinin tahsiline yönelik olarak davalı hakkında mahkememize dava açıldığı, davacı tarafın davalıdan 07/12/2015 tarihinde 47.200,00-Euro bedel ......