Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, ilk derece mahkemesince iş bu davada ayıplı mal davalı-satıcıya teslim edilmeden davacı gecikme faizine hak kazanamayacağı halde davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren davacı lehine hükmedilen mal bedeline faiz işletilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı, davacının ayıplı malın davalıya iadesine yönelik talebinin tevdi mahalli tayini talebi olarak değerlendirilerek bu talebin reddi yönünde karar vermesi nin de isabetsiz olduğu, zira BK'nın 97. maddesinde düzenlenen birlikte ifa kuralı gereği mal bedelinin davacıya iadesine karar verilirken aynı zamanda ayıplı malın davalı-satıcıya iadesi yönünde de hüküm kurulması gerektiği, hüküm altına alınan faizin türü yönünden davacının ödediği ve iadesini talep ettiği mal bedelinin yabancı para birimi üzerinden ve davacının da talebinin bu yönde olduğu gözetildiğinde iadesine karar verilen mal bedeline 3095 sayılı Yasa'nın 4/a maddesi uyarınca faiz işletilmesine karar verilmesi...
K A R A R Davacı, 13.7.2005 tarihinde davalı şirketten satın almış olduğu İtalyan malı parkelerin, İtalya’da değil Türkiye’de üretildiğinin anlaşıldığını ileri sürerek, ayıplı mal nedeniyle değer kaybının bedelden indirilmesine, döşeme masraflarının ve 5.000 YTL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, satış konusu parkelerin ayıplı olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki ayıplı mal satışı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, 3.6.2009 tarihinde davalıdan satın aldığı dizüstü bilgisayarın klavyesi üzerindeki yazıların net olarak okunmadığını, ayıplı olduğunu ileri sürerek, bilgisayarın ışıklı klavyesi olan modeli ile değiştirilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Sulh Hukuk Mahkeme ise, uyuşmazlığın 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığı gerekçesiyle,görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında ../......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal nedeniyle bedel iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı firmadan tv satın aldığını ürünün ayıplı çıktığını bu nedenle bedelinin iadesini talep etmiştir. Davalı davanın reddin dilemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ... AŞ den diğer davalı .. nin ürettiği bir buz dolabı satın aldığını teslim sırasında ürünün ayıplı olduğunun tespit edildiğini bu nedenle ürünün davalılara iadesi ile ödediği 2328,00 TL nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar üründe oluşan ayıbın nakliye sırasında olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir....
Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Dosya kapsamından, davalılar Arda ve Ali'nin ticari faaliyeti kapsamında araç satışını gerçekleştirdikleri, aracın gerekli ithal izinleri yerine getirilmeden ithal edilmesi nedeniyle araca el konulduğu ve satımın ayıplı olduğunu iddiasıyla satış bedelinin davalılardan tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu anlaşılmaktadır....
-TL'ye almış olduğu ürünlerin büyük bir kısmının ayıplı çıktığını, ürünlerin teslim için gelindiğinde bejerin arızalı olduğu için mağaza çalışanları tarafından geri götürüldüğünü ve hala da müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin 1.000,00.-TL ödeme yaptığını, ayıplı ürünlerin mağazaya iadesi için başvurulduğunu fakat mevcut ayıpların kabul edilmediği için iade talebinin reddedildiğini bu nedenle ayıplı ürünlerin iadesine ödemiş olduğu 1.000,00.-TL nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep talep etmiştir....
. - K A R A R - Dava, mal alım-satımlarından kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili ve temsilcisi satışa konu havluların davacı şirket tarafından teslim edildiğini, ancak havluların ayıplı olduğunu, ayıplı olduğunun hemen telefonla bildirildiğini, ayıplı havluların halen şirketlerinde olduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu ve sipariş sözleşmesine göre davanın kısmen kabulüne , icra takibinde 4.941.84 YTL olarak istenilen asıl alacağın tamamına yönelik davalının itirazının iptaline, asıl alacağın %40’ı olan 1.976.73 YTL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Etap C2-4, C2-5, C2-6 Blokların kesin kabulünün Temmuz 2012 tarihinde yapıldığını, taşınmazların eksik ve ayıplı bir şekilde teslim edildiğini, kesin kabulün tek imza ile yapılmasının taşınmazlarda bulunan gizli ve ayıplı işlerin tartışılmasına imkan vermediğini, eksik iş ve kusurlu imalatların giderilmesi amacıyla davalıya yapılan bildirimin sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, dava konusu bloklarda mevcut ayıplı ve kusurlu imalatlar ile gizli ayıplı mal tesliminden dolayı şimdilik 50.000,00 TL’nİn davalıdan tahsilini istemiştir. İlk derece mahkemesince, aktif husumet yokluğundan davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....