Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz." 11. maddesinde de; "(1)Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici, a)Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b)Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c)Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç)İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. (2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur....
İstinaf Sebepleri Davalı vekili; taraflarca ifa edilen sözleşmenin fesih yolu ile sona erdirilmesinin mümkün olmadığını, hem sözleşmenin ileriye etkili olarak feshine karar verilmesi hem de bedelin iadesine hükmedilmesinin kendi içinde çelişkili ve hukuka aykırı olduğunu, fesih ve dönmenin hükümleri bakımından ayrımın doğru yapılmadığını, verilen kararla hem taşınmaz bedelinin davacıya iade edildiği hem de taşınmazın mülkiyetinin davacıda kaldığını, tapuda devir yapıldığından sadece bedel iadesi talebi ile sözleşmeden dönülemeyeceğini, taleple bağlılık ilkesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının talebi belirsiz olup mahkemece açıklattırma da yapılmadığından savunma hakkının kısıtlandığını, iradenin sakatlandığı iddiasına dayalı talep bakımından hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacının dava dilekçesinde birden fazla nedene hangisi tutarsa mantığı ile dayandığını, hakimin davayı aydınlatma ödevi bulunduğunu, taşınmazın ayıplı olduğu ileri sürüldüğü halde ayıp...
Uyulan bozma ilamı gereğince, dava konusu araç bedeli ile ayıp nedeniyle doğan değer kaybı dikkate alındığında, davacının seçimlik haklarından ayıpsız misli ile değişim ya da bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının TMK'nın 2 ve TBK'nın 227/4 maddeleri gözetilerek hakkaniyete ve taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesine aykırı olmadığı değerlendirilerek ve davacının temyiz dilekçesi ile Dairemiz oturumundaki istemi nazara alınarak, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının misli ile değişim talebinin kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Davacı’nın dava dilekçesindeki talebi araç bedelinin iadesi ve bunun mümkün olmaması halinde ayıp oranında bedel indirimine hükmedilmesi yönündedir. Ne var ki, HMK.nun 31.maddesinde düzenlenen Hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında, davacıya bu talebi hakkında sözleşmeden dönme hakkını mı ayıp oranında bedel indirimi hakkını mı kullanacağı hususu açıklattırılmamıştır. Bu durumda mahkemece, davacının davasını neye hasrettiği açıklattırılıp, seçimlik hakkını ne şekilde kullandığı sorularak, hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Davacı, ayıp nedeniyle bedelin iadesine, aksi takdirde bedelde indirim yapılmasına karar verilmesini talep etmektedir. Yargılama sürecinde alınan her iki bilirkişi raporu ve delil tespiti raporu uyarınca dava konusu eserde açık ayıp bulunduğu, yapılan şeyin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule icbar edilemeyecek derece kusurlu ve sözleşme şartlarına aykırı olmadığı tespit edilmiştir. Yine, alınan bilirkişi raporu ile ayıbın giderilmesi için gerekli sarf bedelinin hesaplanmasının olanaksız olduğu, eserin tamamının kaldırılmasının 63.363,72 TL masrafa yol açacağı mütalaa edilmiştir. Dava konusu eser, davacı tarafından ayıplı hali ile kullanılmakta olup, ayıbın derecesi itibariyle sözleşmeden --- hakkının kullanılması uygun değildir. Bedel --- ise işin ayıplı değeri ile ayıpsız değeri arasındaki fark hesaplanarak iş bedelinden indirilmelidir....
Mahkemece, davaya konu ürünün ayıplı olması nedeniyle davalıya iadesine ve ürün bedeli olan 1.940 TL’nin davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı davalıdan satın aldığı ürünün ayıplı olması nedeniyle alım satım akdinin feshini, ödeme yaptığı miktar ile bakiye borcuna ilişkin düzenlenen senetlerin iadesini istemiştir. Davaya konu ürün üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere ürünün ayıplı olduğu ve ürün bedelinin iadesine ilişkin yasal şartların oluştuğu sabittir. Dava dilekçesi içeriği itibariyle davacının satın aldığı televizyonun bedeline karşılık bir kısım ödemelerinin olduğu, miktarı belirtilmeyen bakiye bedel yönünden davacıyı borç altına sokan kıymetli evrak düzenlendiği anlaşılmaktadır....
Uyuşmazlık; davacının davalıdan araç satış sözleşmesiyle satın aldığı aracın 6502 Sayılı Yasa kapsamında ayıplı mal niteliğinde olup olmadığı, ayıbın giderilebilme niteliğini taşıyıp taşımadığı, davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin dinlenip dinlenemeyeceği noktalarında toplanmaktadır....
"belirtmişlerdir 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı Yasanın 4.md.sinde “ayıplı mal ambalajında, etiketinde tanıtma ve kullanma kılavuzunda yada reklam ve ilanlarında yer alan satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik kuralında tespit edilen nitelik veya niteliğini etkileyen niceliğine aykırı olan yada tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikleri içeren mallar ayıplı mal” olarak tarif edilmiştir. Aynı maddenin 2 fıkrasında ise ayıplı mal tüketicinin bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi yada ücretsiz onarım isteme hakkına sahip olduğu açıklanmaktadır. Satıcı tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür” hükmü mevcuttur....
Davacının davalı T3 Ltd.Şti. den 20.08.2015 tarihinde satın aldığı motorsikletin 07.04.2016 tarihinde seyir halindeyken arıalanması üzerine davalı tarafça gönderilen çekici ile servise çekildiğini 10 iş günü içinde tamir işleminin tamamlanmadığı gibi kendisine ikame araç verilmediğini beliterek seçimlik hakkını kullama hakkının doğduğunu belirterek sözleşmeden dönme bedel iadesi ve zararlarınıj giderilmesi yönünde talepte bulunmuştur....
Hal böyle olunca; aracın gizli ayıplı satılması nedeni ile 6502 sayılı yasa madde 11 gereğince; davacının seçimlik haklarından olan sözleşmenin feshi ile bedel iadesi talebini misli ile değişim talebi olarak ıslah ettiği ve davalının yargılama sırasında ve istinaf dilekçesinde bu yönde bir itirazı olmadığı anlaşıldığından mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde (misli ile değişim talebi kabul edilerek) hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davalı istinaf talebinde haklı değildir. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davalının istinaf başvurusunun HMK m.353/1- b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....