Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalıdan satın aldığı mobilya ürünlerinde kullanılan kenar bantlarının ayıplı olduğu iddiasından kaynaklanmaktadır. Taraflar tacir olduğundan somut olayda dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 25/3.maddesinde öngörülen ayıplı mal satışı ile ilgili hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Anılan Yasa hükmüne göre “emtianın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde keyfiyeti satıcıya bildirmeye mecburdur. Açıkça belli değilse alıcı emtiayı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde muayene etmeye veya ettirmeye ve bu muayene neticesinde emtianın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını muhafaza için keyfiyeti bu müddet çinde satıcıya bildirmeye mecburdur. Diğer hallerde BK'nın 198.maddesinin 2. ve 3. fıkraları tatbik olunur”. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 198/3. maddesinde; “Bu kabilden bir ayıp sonradan meydana çıkarsa derhal satıcıya ihbar edilmelidir....
davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin tüm maddi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir....
-KARAR- Davacı vekili, müvekkilinin, davalı kooperatifin ortalığından, yönetim kurulunu keyfi tutumuyla ve eşitlik ilkesine aykırı şeklide 10.12.2002 tarihinde ihracına ilişkin kararın mahkemece iptal edildiğini, ihraç edilen ortakların ortaklık hak ve yükümlülüklerinin ihraç kararının kesinleşmesine kadar devam etmesine rağmen, müvekkilinin genel kurullara çağrılmadığını, kendisine kur'a sonucu isabet eden konutun zamanında teslim edilmediğinden kira kaybı oluştuğunu, davalı kooperatifçe, müvekkilinin konutundaki imalatların diğer konutlardan farklı ayıplı ve eksik yapıldığını ileri sürerek, 20.000,00 TL manevi tazminat, 17.340,00 TL kira kaybı ve 6.559,50 TL ayıplı imalat bedeli olmak üzere toplam 43.889,50 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Tasfiye Halinde ......
Tüketici ve Antalya 1.Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle uğranılan zararların tazmini istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesi'nce; tarafların tacir olduğu, davacının mesleki faaliyetlerinde kullanmak amacıyla davaya konu cep telefonunu satın aldığı ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunu'nun 3/e maddesinde sayılan tüketici konumunda olmadığı, TTK'nın 4 ve 5. maddeleri gereğince davaya bakma görevinin Ticaret Mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/12/2013 NUMARASI : 2012/240-2013/665 Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; gayrimenkul satım sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı mal satışı sebebiyle tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,5.3.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal satışı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalıdan 20.012006 tarihinde bir konut satın aldığını, yapılan sözleşmede dairenin teslim süresinin 12 ay olarak kararlaştırıldığını, dairenin 25.08.2008 tarihinde teslim edildiğini, geç teslim nedeni ile 20 aylık toplam 6.500 TL kira tazminatı alacağının ödetilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki 20.01.2006 tarihli sözleşmede dairenin teslim süresi 12 ay olarak kararlaştırılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibariyle; ayıplı mal satışından dolayı onarılan araçta oluşan değer kaybı tazminatına ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde aracın misli ile değişimini, bunun mümkün olmaması halinde araç bedelinin iadesini talep etmiştir. Yargılama esnasında davacı tarafından aracın 3. bir kişiye satılmasından dolayı misli ile değişimin veya bedel iadesinin fiilen mümkün olmayacağı gerekçesi ile aracın ayıpsız satışı ile ayıplı satışı arasındaki farkın (değer kaybı zararının) ıslah ile talep edildiği anlaşılmıştır....
Her ne kadar davacı, dava tarihi itibari ile taşınmazı başkasına satmış ve ortaklık sıfatını yitirmiş ise de satıma konu taşınmaz ayıplı ve eksik hali ile satıldığı için davacının ayıp ve eksikliğe dayalı tazminat talep edebileceği mahkememizce kabul edilmiştir. Zira, anılan zarar, davacının doğrudan zararıdır. Ayrıca, diğer ortaklar gibi davacıya konut teslim edildikten sonra, bu konutun oturulabilir hale getirilmesi için, başka bir ifadeyle ayıp ve eksikliğin giderilebilmesi için gerekli 45 günlük makul süre bakımından da kira kaybı zararının doğduğu da kabul edilmiştir. Davacının, konutun eksik ve ayıplı olması nedeniyle genel değerinin düştüğü iddiası kanıtlanmadığı gibi, davacının zaten ayıplı ve eksik imalat dolayısıyla talepte bulunduğu için bu yöndeki zararı talep etmesi mümkün görülmemiştir....
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2017 yılında davalı firmanın Manzara Konutları Projesi'nden ön ödemeli olarak daire satın aldığını, teslim tarihi olarak da 31/12/2018 taahhüt edildiğini, 31/12/2018 tarihine kadar farklı zamanlarda toplam 121.000,00- TL ödeme yapıldığını, tapu teslimi esnasında 67.800,00- TL ödeme yapıldığını, ancak 130 m² yerine yaklaşık 90 m² yapımı tam olarak tamamlanmamış bir konu ile karşılaştığını, iki bloklu bir site olarak lanse edilen konut projesinin site alanın ortasında başka firma tarafından konut yapıldığını, müvekkilinin satın aldığı konutun ekonomik değerinde bir kayıp meydana geldiğini ve daireyi teslim almadığını beyanla satış bedelinin tamamının ödenmiş olması nedeniyle ayıplı ifa için şimdilik 100.000,00- TL, konut projesinde vaat edilen sosyal donatı alanlarının yerine getirilmemesi nedeniyle şimdilik 100.000,00- TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Asıl ve birleşen davada uyuşmazlık; ayıplı taşınmaz satışı nedeniyle ayıp oranında bedel indirimi talebine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6502 sayılı Kanun'un 11 ve 12 nci maddeleri. 3. Değerlendirme 1. Asıl davada davalı yüklenici şirket ile birleşen davada davalı arsa sahibi şirket arasında imzalanan Düzenleme Şeklinde Hasılat Paylaşımlı İnşaat ve Gayrimenkul Satışı Sözleşmesi gereğince; arsa sahibi şirket arsasını vermeyi, yüklenici şirket ise bu arsa üzerinde konut yapmayı, bilahare konutların reklam finansman ve tüm tanıtım giderleri ile pazarlama giderlerini karşılamayı, konutları satmayı ve satış bedelini tahsil ettikten sonra en geç takip eden ayın on beşinci günü akşamına kadar arsa sahibi şirkete ödemeyi yüklenmiştir....