Konut..... savunmasında;davacı ile yapılan sözleşmenin 14.8 maddesine göre sorumluluğun davalıda olduğunu, bu sözleşme hükmünü davacı tarafından kabul edilmesi nedeniyle davanın husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Davalı... Savunmasında; davacıya satışı yapılan dairenin alanının net 74,05 m2 'den 79,98 m2'ye, brüt 118,3 m2 'den 125,30 m2 yükseldiğini, daire net alanının 5,92 m2 arttığını, terasta kullanılan korkuluk elemanları nedeniyle net kullanım alanının 13,16 m2 olduğunu, bunun cephe montaj detayından ötürü cephenin terasa kaymasından ve güvenlik nedeniyle korkuluk takılmasından kaynaklandığını, satışta gösterilen teras brüt alanının 22,30 m2 olduğunu ayıplı teslimatın bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
Mahkemece, davacıya satış yapan davalının Başbakanlık Toplu Konut İdaresine vekaleten bu yeri sattığından, 2009/2081-11830 davacının bağımsız bölümlerdeki ayıplı eksikliklerden doğan tazminat taleplerini kendi akidine karşı ileri sürebileceğinden davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davalı şirket tarafından üretilip davacıya satılan binadaki ayıp nedeniyle uğranılan zararın ödetilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davalı yüklenicinin dava dışı TOKİ ye aralarındaki sözleşme uyarınca vekaleten bu yeri sattığı, asıl arsa sahibinin TOKİ olduğunu davacının ancak akidinden tazminat isteyebileceğini, davalıya husumet düşmeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, davalının imalatçı- üretici sıfatı ile sorumlu olduğunu ileri sürmüştür. Dosya içerisinde bul unan 31.10.2003 tarihli davalı şirket ile TOKİ arasında yapılan sözleşmede de davalı şirketin yüklenici olarak konutları ürettiği anlaşılmaktadır....
Evleri Konut Yapı Kooperatifi’nin sözleşmeyi devretmesi nedeniyle,....Konut Yapı Kooperatifi’nin ise davacıyla akdî ilişkisi bulunmadığından husumeti bulunmadığı nedeniyle davanın reddine, eksik ve ayıplı imalâtların ise yargılama aşamasında tamamlandığı gözetilerek bu hususta davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ancak arsa sahiplerinin davanın açılmasına sebebiyet verdiklerinden yargılama giderlerinden sorumlu tutulmalarına karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde hükme varılması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent ile hükmün davacı ile davalı kooperatifler yararına BOZULMASINA, 900,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekil ile temsil edilen .... Konut Yapı Kooperatifi’ne verilmesine, davacı ile davalı ... .... ......
Ortaköy Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise, 30.10.2013 tarihli duruşmada verilen ara karar ile davanın apartmanın çatı katına ilişkin olması nedeniyle apartmanın ortak kullanım alanına yönelik olduğu gerekçesiyle davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla devam edilmesine karar verilmiş, 05.02.2014 tarihli karar ile de davanın konut satımına ilişkin ayıplı mal tesliminden kaynaklanan bir dava olmayıp, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 4/c maddesi uyarınca ortak yer olan çatıda meydana gelen hasarın tazminine ilişkin olduğu, tazminat davalarında genel mahkemelerin görevli olduğu, dava değerine göre Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde, kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde, "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü...
Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. ...1. Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın ayıplı mal satışından kaynaklandığı, davacının tüketici olduğu ve ihtilafın tüketici mahkemelerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... 3. Tüketici Mahkemesi tarafından ise davacının aracı davalıdan ikinci el olarak satın almış olduğu anlaşılmıştır. Bir uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun kapsamında sayılabilmesi ancak taraflar arasında mal veya hizmet satımına ilişkin hukuki bir işlemin bulunmasına bağlıdır. Dava konusu somut olayda ise davacı ile davalı arasında sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle taraflar arasında bir mal ve hizmet alımı söz konusu değildir....
Tüketici mahkemesi özel bir mahkemedir ve görevleri 4077 Sayılı Yasadan kaynaklanır. 4077 Sayılı Yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 4. maddesinde ayıplı mal satışı düzenlenmiş olup, uyuşmazlığın da ayıplı mal satışı iddiasına dayandığı anlaşılmakla, aynı yasanın 23. maddesi gözönünde bulundurulduğunda, davanın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince İstanbul 2. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 07.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/247 Esas 2020/307 Karar sayılı 15/02/2020 tarihli kararı ile; manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir. İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde sunulan istinaf dilekçesi ile; ayıplı konut satışı nedeniyle davacı ve ailesinin kişilik haklarının zarar gördüğü, manen acı ve ızdırap çektiğinin ortada olduğunu, Yargıtay'ın içtihatlarının da bu yönde olduğunu, bildirmiş oldukları tanıklar dinlenilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini beyanla, hukuka aykırı olan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir....
Dairesi'nin ... sayılı dosyasına idare aleyhine hükmedilen kısma istinaden toplam 4.914,84-TL ödeme yapıldığını, Konut satın alan ... tarafından ayıplı ve kusurlu işler nedeniyle müvekkili ile adi ortaklar aleyhine tazminat davası açıldığını, Sincan Tüketici Mahkemesi'nin 11.10.2012 .... sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini , ... Dairesi'nin ... sayılı dosyasına idare aleyhine hükmedilen kısma istinaden toplam 13.878,51-TL ödeme yapıldığını, Konut satın alan ... tarafından ayıplı ve kusurlu işler nedeniyle müvekkili idare ile adi ortaklar aleyhine tazminat davası açıldığını , Sincan tüketici Mahkemesi'nin 11.10.2012 tarih ,E. ....,K... sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini , ......
Dairesi'nin ... sayılı dosyasına idare aleyhine hükmedilen kısma istinaden toplam 4.914,84-TL ödeme yapıldığını, Konut satın alan ... tarafından ayıplı ve kusurlu işler nedeniyle müvekkili ile adi ortaklar aleyhine tazminat davası açıldığını, Sincan Tüketici Mahkemesi'nin 11.10.2012 .... sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini , ... Dairesi'nin ... sayılı dosyasına idare aleyhine hükmedilen kısma istinaden toplam 13.878,51-TL ödeme yapıldığını, Konut satın alan ... tarafından ayıplı ve kusurlu işler nedeniyle müvekkili idare ile adi ortaklar aleyhine tazminat davası açıldığını , Sincan tüketici Mahkemesi'nin 11.10.2012 tarih ,E. ....,K... sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini , ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ... Hazır Beton San. Ve Tic.A.Ş.'nin üreticisi olduğu hazır betonu konut amaçlı inşaatında kullanmak üzere diğer davalıdan satın alıp, aldığı betonun isteği kalitede olmayıp ayıplı olduğunun anlaşıldığını ileri sürerek ayıplı mal satışı nedeniyle 4.200 Tl maddi zarar, 300 Tl kira kaybı ile 5000 Tl manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir....