Dava konusu buzdolabı satımı ile ilgili davacı tüketici tarafından davalıdan 09/09/2020 tarihinde buzdolabı satın alındığı, satımdan 2,5 ay sonra ürünün gıdaları vaktinden erken bozduğu ve içinde çatlaklar olduğu iddiasıyla davacının misli ile değişim talebi davalı tarafından kabul edilmediği, davacı tarafından eldeki dava ile ayıp nedeniyle misli ile değişim talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede; 6098 Sayılı TBK. 49 maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. 50/1.fıkrası gereğince zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. 58/1.fıkraya göre kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir....
Mahkemece, manevi tazminat talebinin reddine, davacının uğradığı zarar olan 2468,10 YTL'nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının manevi tazminat istemi ile ilgili temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava konusu araçtaki boya atmaları ve paslanmaların üretim hatasından kaynaklandığı ve aracın gizli ayıplı olduğu, yargılama sırasında da alınan bilirkişi raporundan anlaşılmıştır. Davacı süresi içinde davalılara ayıp ihbarında bulunarak, aracın yenisiyle değiştirilmesini istemiş, sonuç alamayınca ... bu davayı açmıştır....
Dava, ayıplı hizmet nedeniyle sözleşmenin feshi, bedel iadesi ve ödenmeyen kısım yönünden menfi tespit ile manevi tazminat talebine ilişkindir....
GEREKÇE: Dava; Tüketiciyi Koruma Kanunundan kaynaklanan, ayıplı hizmet sebebiyle uğranılan manevi zararın giderilmesi amacıyla açılan manevi tazminat istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
VE GEREKÇE: Dava, ayıplı hizmet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir.İlk derece mahkemesince açılan davanın kısmen kabulü ile 14.709,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, manevi tazminata yönelik talebin reddine karar verilimiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat hukukuna ilişkin davada ... 5. Tüketici Mahkemesi ile ... 1. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalı şirketten satın aldığı aracı ile yolda seyir haliydeyken üretim hatası sonucu kontrolden çıktığını belirtip maddi ve manevi tazminat talep etmektedir. Dava, ayıplı mal satışı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Dava dilekçesinden kaza yapılan aracın Öz ... Taşımacılık Halı ve Kilimcilik İnşaat Turizm Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. adına alındığının beyan edildiği, aracın gerçek kişi adına kayıtlı olmadığı anlaşılmaktadır. Özel bir mahkeme olan tüketici mahkemesinin görevleri sınırlıdır....
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan incelemede; tüm dosya kapsamına göre; ilk derece mahkemesince dava konusu olayda ayıplı hizmetin davacının hayat, vücut bütünlüğü, sağlık, özgürlük, haysiyet gibi değerlerinde bir ihlale yol açtığının ispatlanmadığı, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı kabul edilerek davanın reddine dair verilen kararın da usul ve yasaya uygun olup yerinde olduğu anlaşıldığından bu yöndeki istinaf talebinin de reddi gereklidir....
Bu maddeye göre manevi tazminat talep edebilmek için bir kişinin kişilik hakkına hukuka aykırı olarak tecavüz edilmeli, manevi zarar doğmalı, manevi zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağı bulunmalı ve davalının sorumlu olmasını gerektiren bir kusuru bulunmalıdır. Somut olayda davacı ayıplı ifa nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini ve manevi tazminat borcu doğduğunu ispat edemediği gibi, manevi tazminat koşulları da gerçekleşmediğinden manevi tazminat isteminin tamamen reddi gerekirken kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda .... bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, .... bent uyarınca kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, ....04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tüketici Mahkemesince, "... davacının talebinin İstanbul-Bangkok uçuşu ile ilgili olarak ayıplı hizmet iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, 2920 sayılı Sivil Havacılık Kanunu'nun 2. ve 106. maddelerine göre hava yolu ile yurt içinde ve yurt dışında yapılacak taşımalarda bu Kanun'da hüküm bulunmadıkça Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşma hükümleri ve bu anlaşmalarda da hüküm bulunmadığı hallerde ise Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, dava konusu sözleşmenin Türkiye-Santo Domingo arasında icra edilen uluslarası hava taşımacılığına ilişkin olması nedeniyle uyuşmazlığın uluslararası sözleşmelere (Montreal Konvansiyonu) ve özel kanunlara göre ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, İstanbul Bölge Adliye mahkemesi 37....
Bilirkişiler, raporda aracın boyasının fabrikasyon olduğunu, boya kabarmalarının dış etkenlere bağlı olarak oluşmadığını, dava konusu ayıbın kullanım hatasından kaynaklanmadığını ve aracın bu haliyle gizli ayıplı olduğunu tespit etmişlerdir. Dava, aracın boyası ile ilgili ayıp iddiasına ilişkin olduğuna göre oluşturulan bilirkişi heyetinde ehil bilirkişi olarak kimya mühendisinin bulunması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu ehil bilirkişilerden oluşmayan bir heyetten alınmış olup bilimsel verilere dayalı olarak hazırlanmamıştır. Hal böyle olunca; mahkemece, kimya mühendisinin de olduğu bilirkişi heyetinden bilimsel verilere dayalı ve denetime açık rapor alınarak hüküm kurulması gerekirken usule uygun olarak oluşturulmamış bilirkişi heyetinden alınan ve yetersiz olduğu anlaşılan rapor esas alınarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....