oluştuğu, ayrıca davacının 224,07 TL satış masrafı ve 279,66 TL araç muayenesi için yapmış olduğu masraflara ilişkin makbuz sunmak sureti ile bu alacak kalemlerine yönelik de talebini ispatladığı ancak diğer alacak kalemlerine yönelik herhangi bir delil ibraz etmediğinden bunların ispatlanamadığı, ayrıca satın alınan araç halen davacının elinde olduğundan, davacın ayıplı aracı iade etmeden bedel iadesini ve alacağına faiz isteyemeyeceğini, faizin başlangıç tarihinin ayıplı araç bedeli yönünden aracın davalıya iade tarihi olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu aracın davalıya teslimine araç teslim edilmesi halinde aracın satış bedeli olan 38.771 TL'nin aracın teslim edildiği tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair kararın Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 2016/22759 esas 2019/4735 karar 09.04.2019 günlü ilamıyla onanması üzerine davalı tarafından kararın düzeltilmesi talep edilmiştir. Dava, satım konusu malın ayıplı olması nedeniyle sözleşmeden dönme ve satış bedelinin iadesine ilişkindir....
Davalı ... vekilinin cevap dilekçesi özetle şöyledir: "..Aracın ticari araç olması nedeniyle davanın genel mahkemede görülmesi gerektiğini, İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu, ayıbın süresinde ihbar edilmeğini, araçta ürün kaynaklı ve giderilemeyen bir problem olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir..." GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki ayıplı mal satışı nedeniyle bedel iadesi talebidir. ... 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.02.2016 tarihli ve ... Esas, ... Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir Mahkeme gerekçesinde, davalı ... San.Tic. Ltd. Şirketi'nden satın alınan ve garanti belgesine göre ......
makinayı verilen eğitimlere ve talimatlara aykırı olarak kapasitesinin üzerinde kullandıklarını, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin güçler arası dengeye, hakkaniyete ve adalete uygun olmadığını, ayrıca sözleşmeden dönme şartları ve sonuçlarının çok ağır olup huzurdaki uyuşmazlıkta da mevcut bulunmadığını, dosya kapsamı, sözleşme ve teknik şartname ile savunmaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde güçlü olan davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, sözleşmeden dönme şartları ve sonuçları çok ağır olup kabul anlamına gelmemek kaydıyla arızaların giderilebilir nitelikte olduğu, aracın reddini gerektirir nitelikte olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK'nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı sözleşmeden dönülerek bedel iadesi istemli olarak açılmış, yargılama sırasında davacı vekili seçimlik haklarını değiştirerek ayıp oranında indirim bedeline hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı; görev ve yetki itirazlarında bulunarak araçta gizli ayıp bulunmadığını, aracın km'siyle davalının oynamadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.” Bu yasal düzenlemeyle tüketiciye ayıplı mal nedeniyle tanınan seçimlik haklarından birisi de ayıplı malın iadesi ve ödenen bedelin tahsilidir. Tüketici, yasayla kendisine tanınan dört seçimlik hakkından birini tercih etmekte özgürdür....
Dava;satın alınan otomobilin ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkin olduğu, açılan davada yapılan ıslah ile aracın değerinin altında satılmış olması sebebi ile uğranılan zarar olan 13.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. 6502 s.TKHK.nun 4.m.si hükmüne göre davalı satıcı/sağlayıcı konumunda olmadığından, taraflara arasında tüketici işlemi söz konusu olmadığından uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözülmesi gerekir. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 207. maddesine göre; Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Taşınır sözleşmesinde satıcının taşınırı teslim etmek ve mülkiyeti alıcının üzerine geçirmek gibi asıl borcu yanında satılan malı saklama ve gerektiğinde taşıma masraflarını ödeme borcu gibi tali nitelikte borçları da bulunmaktadır....
DELİLLER VE GEREKÇE : Davacı vekili tarafından faturalar, watsap yazışmaları, araç satış sözleşmesi, dekontlar delil olarak sunulmuş, mahkememizce makine mühendisi bilirkişiden rapor aldırılmış ve tüm deliller toplanmıştır. Davacı vekili 12/06/2023 tarihli dilekçe ile, günümüzdeki yüksek enflasyon sebebiyle sözleşmeden dönme hakkının kullanılması ile araç bedelinin davacı şirkete ödenmesinde hukuki yarar kalmadığını, bu nedenle dava dilekçesinin neticei talep kısmındaki araç satış sözleşmesinden dönme hakkının kullanılmasına ilişkin taleplerinden feragat ettiğini bildirmiştir. Dava, araç satış sözleşmesi kapsamında araca yapılan onarım bedelinin tahlisine ilişkin alacak davasıdır....
Somut olayda; mahkemece dava konusu ürünler üzerinde yaptırılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporunda dava konusu ürünlerin imalattan kaynaklı ayıplı olduğunun , ayıpların kullanım hatasından kaynaklanmadığının tespit edildiği kaldı ki 16/03/2019 tarihli teslim tutanağında da teslim edilen ürünlerdeki eksik ve ayıplı hususların yazıldığı anlaşılmakla; dava konusu ürünlerdeki ayıbın önemi ve mahiyeti de gözetildiğinde mahkemece davacı tüketicinin seçimlik haklarından bedel iadesi hakkını kullanmakta haklı görülmesi ve satış bedelinin davacıya iadesi yönündeki mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı sonucuna varılmış....
Maddesine göre davacı tüketicinin satış sözleşmesinden dönme ve ödemiş olduğu bedel iadesine haklı olduğu, aracın serviste kalması sırasında kullanılamamasından doğan maddi zararını belgeler ile ispatlamış olduğundan kabulü gerektiği ancak aracı alım sırasında uygulanan ÖTV muafiyetine dayalı talebine ilişkin olarak ÖTV indiriminin süreye ve aracın satışı sırasındaki şartlara bağlı olduğu bu kapsamda davalıların bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla bu talebin reddi gerektiği, araçtaki gizli ayıbın üretim kaynaklı olması ve ayrıca servis işlemleri sırasında bir değişen parça kaynaklı gizli ayıpların bulunması nedeni ile ithalatçı üretici, satıcı ve servis hizmeti veren davalı tarafların birlikte ve müteselsilen sorumlu oldukları..." gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür. 6502 sayılı kanunun 11.maddesi " (1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı...