Dava, ayıp nedeniyle, davaya konu aracın ayıpsız misli ile değişimi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; davaya konu aracın bagaj kapağında sağ tarafa doğru kayma olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, ayıbın imalat kaynaklı ve gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacının seçimlik haklarından ayıpsız misli ile değişim talebinde bulunduğunu, ayıbın niteliğinin davacının ayıpsız misli ile değişim seçimlik hakkını kullanmasına engel teşkil etmeyeceği, gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyanın istinaf sebepleri ile sınırlı olarak HMK 355....
Eldeki davada davacı dava dilekçesi ile taşınmazın ayıpsız misli ile değişimini talep etmiş, 27.10.2020 tarihli celsede ayıpsız misli ile değişimin mümkün olmaması halinde ayıp oranında bedelde indirim talebi olduğunu vekili aracılığı ile belirtmiş, yine istinaf dilekçesinde seçimlik talebini bedelde indirim olarak bildirmiştir. Bu halde davacının seçimlik hakkını taşınmaz bedelinden ayıp oranında indirim olarak seçtiğinin kabulü gerekir. Ayıp nedeni ile satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nispi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından, öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. Nisbi metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir....
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlığa konu dava; ayıp nedeniyle misli ile değişim talebiyle açılmış ve yargılama sırasında ayıp iddiasına konu aracın değeri 145.000,00 TL olarak tespit edilmiş, dava değeri bu suretle belirlenmiştir. Bu tutar, Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararını verdiği 10.03.2023 tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır. Hâl böyle olunca temyiz başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. KARAR Açıklanan sebeplerle; Davalı vekilinin temyiz başvurusunun miktardan REDDİNE, İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin direnme kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 31.01.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi....
Dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, mahkemece aldırılan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun ve hükme esas alınmaya elverişli olmasına, dava konusu araçtaki ayıbın imalattan kaynaklı ve esaslı nitelikte olmasına, kullanıcı hatasına dayanan her hangi bir sorunun bulunmamasına, davacının mevcut haliyle otomobilden beklediği faydayı sağlamasının mümkün olmamasına, davacının birden fazla kez onarım talebine rağmen arızanın giderilememiş olmasına, ayıp nedeniyle aracın misli ile değişim talebinin satıcı ile birlikte ithalatçıya karşı ileri sürebilmesine ve davalı T3 Satış A.Ş'nin aracın ithalatçısı olmasına göre, davacının 6502 Sayılı Kanun'un 11. maddesi gereğince seçimlik hakkını misli ile değişim hakkını kullanabileceği, davacının ayıplı mal niteliğindeki otomobili kabul etmeye ve kullanmaya zorlanamayacağı anlaşılmakla, davacının misli ile değişim talebinin kabulüne yönelik mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmemiştir....
Ne var ki bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği üzere arıza giderilememiş, davacının 29/03/2018 tarihli ihtarname ile ayıp nedeniyle misli ile değişim talebini dile getirdiği görülmüş olup, davacının arızayı fark etmesinden sonra yetkili servise başvurusu dahi ayıp ihbarı niteliğinde olduğundan(Yargıtay kapatılan 19.Hukuk Dairesi’nin 04/04/2019 tarihli 2017/4068 E., 2019/2268 K. sayılı emsal kararı) ihbarın süresinde olduğu kabul edilmiştir. Bununla birlikte davacı önce onarım hakkını kullanmış ise de motor arızası onarım ile giderilemediğine göre, misli ile değişim talebinde bulunmasında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir....
Anonim Şirketi vekili tarafından; Ayıbın yasal süresi içinde usûlüne uygun olarak ihbar edilmediği, dava konusu araç için ayıpsız misli ile değişim kararı yürürlükteki mevzuat ve yerleşik içtihatlar nezdinde açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiği, misliyle değişim kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu, dava konusu araç üzerindeki arızaların giderildiği, ücretsiz onarım hakkının kullanıldığı, araç üzerinde, ayıpsız misli ile değişimi gerektirir esaslı bir ayıp bulunmadığı, dava konusu araç üzerindeki arızalar, kullanılmakla tüketilen bir hak olan ücretsiz onarım hakkını kullanılarak giderilmiş, üzerinde üretimden kaynaklı bir ayıp bulunmayan araç için işbu dava açıldığı, seçimlik haklar tüketilmiş olduğundan davanın reddi gerektiği, ücretsiz onarım ya da ayıp oranında bedel indirimi yerine ayıpsız misli ile değişim kararı verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu bildirilmiştir. 2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı ... A.Ş....
Maddesine göre ayıp ihbarını zamanında yapmadığını, davanın zamanında açılmadığını, hükme esas alınan 10/03/2021 tarihli bilirkişi raporunun "sonuç ve kanaat" bölümünde "davacı tarafça öncelikle aracın ayıpsız misli ile değişimi talep edilmiş olmakla birlikte, aracın tek parçasında ayıp olması aracın kullanımına bir olumsuz etkisi olmaması sebebiyle 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanunu'nun 11/3. maddesi kapsamında davacı tarafın terditli talebi olan, ayıp oranında bedelden indirim hakkını kullanılabilmesi değerlendirilebileceği, indirilecek bedelin satış tarihi itibariyle 15.711,26 tl olacağı hesaplandığı" şeklinde görüş bildirilmiş iken, dava konusu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine hükmedilmesinin davalılar yönünden haksız ve orantısız bir etki yarattığını, raporda "...özellikle sol arka kapının alt kısımlarında boya yüzeyinde bazı boya problemlerinin olduğu ve bunların göz ile görülebildiği tespit edilmiş.." ibaresinin yanı sıra "... dava konusu araç gizli ayıplı...
Davalı T3 vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının seyir halindeyken mekanik motor arızası sebebiyle aracının stop ettiği, bu arıza nedeniyle müvekkili şirkete ait servise gönderildiğini, serviste aracın arızasına yönelik tüm onarımların davacının bilgisi dahilinde ücret alınmadan yapıldığını, yetkili servis aracılığı ile eksiksiz ve tam olarak aracını aldığını ve tutanağı imzalandığını, yine aracın onarım gördüğü 25 Şubat ile 12 Nisan arasında bedelsiz olarak araç tahsis edildiğini, dava konusu araçta imalattan hatası, açık ayıp yada gizli ayıp bulunmadığını, 3 yıla yakın süreyle kullanılan ve 50.000Km'ye yakın yol yapan aracın üretim kaynaklı bir ayıbının bulunmasının söz konusu olmadığını, 3 yıla yakın süre menfaat elde ettiği ve 50.000KM yol katettiği dikkate alındığında, ilk kez oluşan bir arıza sebebiyle misli ile değişim kararı verilmesinin hakkaniyete ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, Yargıtay kararlarında misli ile değişim kararı için defalarca aynı arızanın onarılamaması...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetkili servis kararına göre ürünün ayıplı bulunduğunu, fakat davacının değişim talebi nedeniyle işlemin sürüncemede kaldığını, ürünün stokta olmaması nedeniyle servis tarafından iade kararı verilmiş ise de davacının iadeyi kabul etmediğini, ... tarihinde dava açıldığını, bu davanın açılmasından sonra ... tarihinde ürünlerin ayıpsız misli ile değişiminin gerçekleştiğini, davanın reddine reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava; satım sözleşmesine konu üründeki ayıp nedeniyle ürünün ayıpsız misli ile değişimi talebinden ibarettir. Davalı taraf cevap dilekçesinde ürünün ayıplı olduğunun yetkili servis tarafından kabul edildiğini beyan etmiştir. Davadan sonra ... tarihinde ürünlerin ayıpsız misli ile değiştirildiği davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Söz konusu ayıp araç alındıktan 3,5 yıl sonra 98.514 km de iken fark edilmiştir. Nispi metot uygulanarak yapılan hesaplama da değer kaybı 1.944,70 TL, onarım masrafı 2.360,00 TL olmak üzere toplam değer kaybının 4.304,70 TL olacağı hesaplanmıştır. Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan değerlendirme de; Davacı, sıfır kilometre satın aldığı araçtaki üretimden kaynaklanan boya hatası nedeniyle malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebinde bulunmuştur. Mahkemece davacının misli ile değişim talebi reddedilmiş, nispi metoda göre tespit edilen değer kaybı yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2022/7600 Esas- 2022/9363 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi; "dava konusu aracın değer kaybının hesaplanması konusunda ayıp nedeniyle satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir....