seviyelerinde olduğunu belirterek müvekkilinin seçimlik haklarından bedel indirimini talep ettiğini belirterek öncelikle davalı bankadan kullanılan kredinin ödemesinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 5.000,00- TL kira kaybının ve dava konusu taşınmazın mevcut bulunduğu seviye itibariyle müvekkilinin ödemekle sorumlu olunan miktarın tespiti ile şimdili 5.000,00- TL'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. 16/12/2020 tarihli dilekçe ile davacı vekili tarafından talep sonucu taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi olarak ıslah edilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı ile imzalanan bayilik sözleşmesi gereğince enerji içeçeklerinin satışının yapıldığını, bu içeceklerin bakanlık tarafından yasaklanması nedeniyle 7.000.00 YTL değerindeki içeceğin müvekkilinin elinde kaldığını, bu malların davalıya iadesi hususunun davalı yanca kabul edilmediğini bu nedenle müvekkilinin 400.00 YTL nakliye ücreti ödediğini, ayıplı malların elinde kaldığını 31.10.2005 tarihli ihtarnameden de netice alınamadığını ileri sürmüş ve şimdilik nakliye masrafı ile birlikte 7.400.00 YTL'nin 31.5.2005 tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Yine her ne kadar aracın km si ile oynandığı şeklindeki ayıp iddiasının ispatlanamadığı düşünülmüş ise de, dosyada mevcut makine müh. bilirkişi raporundaki "aracın km saati ile oynandığını gösteren çok kuvvetli şüpheler olmasına karşın kesin karar vermek için yeterli olmadığı" şeklindeki tespiti ile yetinilmesi, davacının ayıp iddiasına yönelik kesin kanaat bildirir yeni bir rapor alınması talebi karşılanmaksızın eksik inceleme ve araştırma dayalı hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. O halde mahkemesince, üniversitelerin otomotiv kürsüsünde yer alan akademik bilirkişi tarafından ve gerekli görülmesi halinde Honda yetkili servis elemanından ve servis kayıtlarından faydanılmak suretiyle ayıp iddiasını kesin olarak çözümü kovuşturacak nitelikte bilirkişi alınmak suretiyle soncuna göre hüküm kurulmalıdır....
İş sayılı dosyası üzerinden yapılan tespitte alınan 19.02.2008 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu aracın daha önce 3. bir kişiye satıldığının ancak aracın sürekli arıza vermesi sebebiyle iade edildiğinin tespit edildiğini, aracın satım bedeli karşılığında müvekkili tarafından verilen bonoların bedelsiz kaldığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile satım bedelinin iadesine aksi takdirde ayıp oranında bedel indirimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, satıma konu biçerdöverin 2. el olduğunu davacının bildiğini, biçer döver tam ve eksiksiz olarak davacıya teslim edildiğini, davacı tarafından usulüne uygun yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki malın iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, Finansal Kiralama Sözleşmesi gereğince davalıya teslim edilen malın sözleşmenin feshi nedeniyle iadesi istemine ilişkindir. Davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre kira bedelleri ödenmediği için sözleşmenin davacı yanca fesholunduğu davalının kiralananı elinde bulundurmasını gerektirir hukuki dayanağın ortadan kalktığı gerekçesiyle malın aynen iadesine, aynen teslimi mümkün olmadığı takdirde İİK.nun 24.maddesi gereğince icra memurluğunda gerekli bedel takdirinin yapılarak davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Davacı davasını ıslah etmiştir ve misli ile değişim yahu bedel iadesi olarak talep ettiği ve harca esas değeri olarak gösterdiği 601.677,50 TL olan dava değerinin ıslah dilekçesi sunmak suretiyle 7.805,54 TL tamir ve onarım bedeli talebi olarak değiştirmiştir. Talep edilen şeyden daha azını istemek için ıslaha gerek yoktur. Zira misli ile değişim yahut bedel iadesi aracın değeri kadardır. Seçimlik haklar olan bu haklar dışında talep değiştirilerek arızanın onarım bedelinin istenmesi talebin daraltılmasıdır talebin daraltılması için de ıslaha gerek yoktur. Davacının 601.677,50 TL'lik dava değerinden vazgeçip 7.805,54 TL talep etmesi bu miktarın kalan kısmından feragat niteliğindedir. Dava değeri 601.677,50 TL olarak dikkate alınmıştır....
Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine dairemizin 16.03.2010 tarihli ilamıyla davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğunun kabulü gerektiği ve araçtaki boya dökülmelerinin gizli ayıp olup olmadığı yönünde taraf delilleri toplanarak inceleme yaptırılması ile hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiş,bozma sonrası yapılan yargılamada araç üzerindeki boya dökülmelerinin imalat hatası olduğu ve gizli ayıp niteliğinde bulunduğu, boya döküntülerinin aracın çok çeşitli yerlerinde ve fazla sayıda olması nedeniyle davacının aracı bu haliyle kabul etmeye zorlamanın mümkün olmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ile 56.354,68 TL'nin dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda...
Kanun gereğince tüketici, ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, bedel iadesi, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Verilen kararın hak ve menfaatler dengesini aşırı ölçüde bozması halinde ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme hakkının da değerlendirilmesi gerekecektir. Somut olayda ayıbın mahiyeti ve halihazırda onarımla giderilememiş herhangi bir arıza bulunmadığı tespiti dikkate alındığında mahkemenin yapılan onarım işlemlerinin araçta değer azalması oluşturup oluşturmayacağı da araştırılarak ayıp oranında hakkaniyet gereği bedel indirimi seçeneğini değerlendirmemesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir....
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Dava, 6098 sayılı TBK'nın 227 ve devamı maddeleri uyarınca ayıplı olduğu iddia edilen araçtan ötürü sözleşmenin feshi ile bedel iadesi, ayıp nedeniyle yapılan tamir masraflarının tahsili, bu talep kabul görmez ise aracın mevcut durumuna göre fazla ödenen bedelin iadesi (bedelde indirim), bu talepte kabul görmez ise gizli ayıbın giderilmesi amacıyla yapılması zorunlu tamir, işçilik ve malzeme masraflarının tahsili talebine ilişkindir. Davacı ile davalı arasında ikinci el araç satışı gerçekleşmiştir. Davacı, davaya konu aracı davalıdan ikinci el olarak satın almıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Türk Borçlar Kanunu’nun 219 ve devamı maddelerinde düzenlenen, satış sözleşmesinde ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır....
Somut olayda, davacı taraf ayıp sebebiyle bedel iadesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında da, dava konusu aracı başkasına satmış ve ayıp oranında bedel indirimi olarak devam edilmesini istemiş olup, davacı tarafın bu talebi ıslah olarak değerlendirilemez. Bu durumda, davacının malı ayıp nedeniyle eksik bedel ile sattığı kabul edilerek, mahkemece, gerekli araştırma ve inceleme yapılarak, gerektiğinde konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınarak, ayıp nedeniyle satıma konu aracın değerinde azalma olup olmadığı, var ise ne miktarda azalma olduğu tespit ettirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalı ... Tic. ve San. A.Ş.’nin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....