Davalı vekili, sermaye artırım kararının şirketin ihtiyaçları doğrultusunda alındığını, bu kararın davacıyı zor durumda bırakmak amacını taşımadığı gibi daha önce alınan sermaye artırımı kararlarına davacının herhangi bir itirazda bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
A.Ş'nin hissedarlarından olduğunu, 06/04/2012 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında, ana sözleşmenin "sermaye" başlıklı 6.maddesinin değiştirilmek suretiyle sermaye artırımına gidilmesi, tamamı ödenmiş 500.000 TL olan sermayenin nakden artırılarak 4.000.000 TL'ye yükseltilmesi yönünde karar alındığını, müvekkilleri davacıların bu çerçevede sermaye artırımına iştirak ettiklerini, konuya ilişkin ilanın 02/05/2012 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nde yayımlandığını, rüçhan haklarının ne zaman ve ne şekilde kullanılacağı hususundaki yönetim kurulu kararının 18/05/2012 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edildiğini, şirket ortaklarından bir kısmının rüçhan haklarını kullanmadığını, bu nedenle sermaye artırımı sonucunda oluşan hisselerin bir kısmının boşlukta kaldığını, sermaye artırımı sonucunda oluşan hisselerden bir kısmının, rüçhan hakkının kullanılmamasından dolayı boşlukta kalması (artması) durumunda ne şekilde muamele yapılacağı hususunun ......
verilen 19/02/2016 tarih ve 2014/417-2016/88 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili ile ölen eşi ... ...’ın davalı şirkette pay sahibi olduklarını, sermaye paylarını ödediklerini, müvekkilinin, eşi öldükten sonra eşinin hisselerini devraldığını, şirketin sermaye artırımına gittiğini, sermaye artırımlarından yönetim kurulu başkanı ... ...’ın yararlandığını, 1996 yılında şirketin 160/800’ü ... ...’a ait iken şu an 9.999/10.000.000’nuna sahip olduğunu, hissedarları kötü niyetli yanılttığını, usulsüz işlemler yaptığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, eski ve yeni genel kurullarda alınan kararların butlanına veya sermaye artırımı...
Dava, iştirak ve yoksulluk nafakasının artırımı istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Davacının, müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazı yönünden; Dava; iştirak nafakası artırımı istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir....
DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Artırımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı vasisi tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, nafaka, nafaka artırım davası ve vekalet ücreti yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise boşanma davasının kabulü ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 16.09.2019 günü duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ... ile vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davacı-davalı ... vasisi... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - Nafaka Artırımı - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İncelenmesi gerekli görülen ... ... 36. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/1022 esas, 2013/759 karar sayılı dosyasının celp edilip dosya arasına alınarak gönderilmek üzere dosyasının mahalli mahkemesin İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 20.10.2014 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Yoksulluk ve İştirak Nafakası Artırımı-Velayetin Taraflar arasındaki davanın birleştrilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. ... 2. İcra Müdürlüğünün 2003/2203 esas sayılı dosyası ile Pendik İcra Ceza Mahkemesi'nin 2004/3695 esas sayılı dosyasının eklenerek gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİÇEVRİLMESİNE oybirliğiyle karar verildi. 13.12.2006...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın davalı şirketin ortağı olan davacı tarafından sermaye artırımı nedeniyle düzenlendiği iddia edilen bonodan kaynaklanmasına göre şirket ile ortağı arasındaki bu uyuşmazlıkta TTK.nun Şirketler Hukuku hükümlerinin uygulanması gerektiğinden kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 5.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, müvekkilinin sermaye artırımı kararının alındığı toplantıya katılmadığı gibi bu yönde bir iştirak taahhütnamesi imzalamadığını, davacıya bir borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, genel kurulda hem sermayenin artırılmasına karar verilmesi hem de sermayenin tamamının taahhüt edilip gerekli ödemelerin yapılması yoluyla kısa yoldan esas sermaye artırımı söz konusu olmadığı gibi, davalının davacı şirkete verdiği bir iştirak taahhütnamesinin de bulunmadığı, iştirak taahhütlerinin yazılı şekilde yapılması ve TTK'nın 283/2. maddesinde sayılan hususları içermesinin geçerlilik koşulu olduğu, pay sahiplerinin bir hak olarak yeni pay alma hakkını kullanıp kullanmamakta özgür bulundukları, yasanın aradığı şekilde gerçekleştirilmiş bir sermaye taahhüdünden bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Davacı, dava dilekçesinde; nafaka artırımı ile birlikte, nafakanın gelecek yıllar için de artış oranının belirlenmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacının, takdir edilen nafakaya ileriki yıllar için artış oranı belirlenmesine yönelik talebi konusunda, olumlu olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....