Şöyle ki, Akbank’tan gelen 10.05.2016 tarihli yazı cevabında erkeğe ait hesapların açılış-kapanış tarihlerinin ve 10 yıllık saklama süresi dolduğu için 2006 öncesi banka hesap hareketlerinin gönderilmediğinin bildirildiği; hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesapların açılışı kapanış tarihleri dikkate alınarak hesaplar arası aktarım olup olmadığı, hesapların birbirinin devamı olup olmadığı tespit edilmeden, 2006 öncesi kayıtlar olmadığı için mevcut para edinilmiş mal kabul edilerek artık değere katılma alacağı hesaplandığı anlaşılmaktadır....
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, davacı tarafın dava ve ıslah dilekçesindeki açıklamalar ile dava konusu taşınmazın edinme tarihi itibariyle dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkin bulunduğuna, dava Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlandığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Davalı vekilinin faiz başlangıcına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece davacı lehine hükmedilen alacak artık değere katılma alacağı niteliğindedir. TMK'nin 239/son maddesinde; “…aksine anlaşma yoksa tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına ve değer artış payına faiz yürütülür…” hükmü yer almaktadır. Yargıtay'ın ve Dairemiz'in kökleşmiş uygulamalarına göre tasfiye tarihi karar tarihidir....
K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına temyiz edenin sıfatına ve davanın artık değere katılma alacağı olup alacağa hükmedilmesi için davacı eşin katkısının bulunmasına gerek duyulmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 1.681,19 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 5.043,58 TL'nin temyiz eden davalıdan alınmasına, 28.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
esas hükümlere göre belirlenen çıplak mülkiyet değerine göre artık değere katılma alacağının hesaplandığı anlaşılmaktadır....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Artık Değere Katılma Alacağı Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu 105 ada 6 parseldeki 3 katlı binanın 01/01/2002 tarihinden önce edinilmesi nedeniyle davacının değer artış payı alacağı ve katılma alacağının bulunmadığı, yine davacının 01/01/2002 tarihinden önce dava konusu binaya para veya para ile ölçülebilen maddi bir değer (ziynet eşyaları) koymak suretiyle katkıda bulunduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bu durumda, taşınmaz evlilik birliği içerisinde ve eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m.179). Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK m. 229) ve denkleştirmeden (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m.236/1). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bululmasına gerek yoktur....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı ile eşya ve ziynet alacağı isteklerine ilişkindir. Tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir....
Bu borç miktarı aracın tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan artık değer üzerinden talep miktarı ve temyiz edenin sıfatı gözetilerek katılma alacağı hesaplanmalıdır. Mahkemece, yukarıda izah edilen ilke ve esaslara uygun şekilde banka kredi borcu gözetilerek davalı lehine denkleştirme yapılıp davacının artık değere katılma alacağı hesaplanması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozma nedeni yapılmıştır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....