Oysa yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı gibi, kâr kaybı ve eksik bırakılan imalâtın bedeli müspet zarar kapsamındaki alacak kalemlerinden olup menfi zarar olarak nitelendirilemez ve akdin feshi halinde de istenmesi mümkün değildir. Mahkemece hükme esas alınan 05.07.2004 tarihli ek bilirkişi raporunda da bilirkişiler, 1.831.876.000.000 TL. menfi zarar hesabı yaptıklarını belirtmişlerse de; bilirkişilerce yapılan hesap şekline ve müsbet ve menfi zarar ile ilgili yukarıda yapılan açıklamalara göre değerlendirildiğinde, bilirkişilerin buldukları miktarın müsbet zarara ilişkin olduğu, mahkemece bu miktarın menfi zarar olarak nitelendirilmesinin isabetli olmadığı görülmektedir....
Arsa sahibi tarafından açılan ve menfi zararın tahsiline ilişkin olan dava dilekçesinde fesih tarihi itibariyle inşaatın %54 seviyesinde olduğu ve arsa sahibinin sözleşmenin feshinden sonra bir başka yükleniciyle yeniden yaptığı sözleşme nedeniyle 4,44 adet daire ile 0,24 adet villa zararı olduğu kabul edilerek menfi zarar talep edilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda menfi zarar hesaplanırken davacının talebi aşılarak 5,44 adet daire üzerinden hesap yapılması HUMK’nın 74. maddesine aykırı görülmüş, davalı yüklenici davanın açıldığı tarihten önce usulen temerrüde düşürülmediğinden hüküm altına alınan menfi zarar miktarına birleşen davanın açıldığı 04.03.2005 tarihi yerine sözleşmenin feshedildiği 13.12.1999 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın açıklanan bu nedenlerle de bozulması gerekmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yapımından itibaren 4 yılı aşkın süre geçtiği, komşu parsellerle ilgili problemlerin halledilememesi nedeniyle inşaat ruhsatının alınamadığı, inşaata halen başlanılamadığı, bu arada davalı şirketin iflasına karar verildiği, sözleşmenin davalı tarafından ifa edilme imkanının ortadan tamamen kalktığı, davacının sözleşmeyi fesih talebinin haklı olduğu, ancak davacının diğer taleplerinin müspet zarar niteliğinde olup, sözleşmenin feshi halinde sadece menfi zararların talep edilebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, sözleşmenin feshine, davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir. Karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
ın satış bedelinin tamamını peşin aldığını beyan ettiği, yemin deliline dayanmadığı gerekçesiyle, asıl davanın reddine; karşı davada, sözleşmenin adi yazılı şekilde olduğu, noter onayının bulunmadığı, ayrıca müspet ve menfi zarar kanıtlanamadığından, geçersiz sözleşme gereği herkesin verdiğini iade etmekle yükümlü bulunduğu, tapu devriyle bu hususun yerine getirildiği, sözleşme de geçersiz olduğundan, cezai şartın uygulama alanı bulunmadığı gerekçesiyle, karşı davanın da reddine karar verilmiştir. Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. ...) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar-karşı davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. ...) Asıl davada davacı- karşı davada davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir....
Taraflar arasındaki asıl ve karşı davada alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı-Karşı davalı vekili, müvekkili ile davalı arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin ....... Mahkemesi'nin 2009/666 esas ve 2010/493 karar sayılı ilamı ile feshedildiğini, yüklenici müvekkilinin sözleşmenin feshinden kaynaklı, inşaata yapmış olduğu imalat bedelleri ve uğramış olduğu zarar nedeniyle 3.500.000,00 TL alacağının doğduğunu, sözleşme gereği yükleniciye verilmesi gereken dairelerin teslimi mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL'nin davalıdan alınarak davacı müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir....
Arsa sahipleri ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yüklenicinin şahsi hakkını üçüncü kişiye devretmesi (temlik etmesi) halinde üçüncü kişinin ifa talep edip edemeyeceğinin saptanmasında öncelikle yüklenicinin edimini (eseri meydana getirme ve teslim borcunu) yerine getirip getirmediğinin, ardından sözleşme hükümlerindeki diğer borçlarını ifa edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması zorunludur. Davaya konu olayın, “alacağın devri ve borcun üstlenilmesi” işleminin hukuki niteliği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenicinin borçlarının neler olduğu ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir. Alacağın devri ve borcun üstlenilmesi Türk Borçlar Kanununun 162 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Alacağın devri, alacağın ona bağlı bütün (yan ve öncelik) hakları ile birlikte devralana geçmesini sağlar ve bu işlem yapılırken borçlunun rızasının alınması gerekmez....
-K A R A R- Davacı vekili, davalı yüklenicinin sözleşme tarihinden itibaren uzunca bir süre geçmesine rağmen yapı ruhsatını alarak inşaata başlamaması sebebiyle, müvekkilinin haklı olarak sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin feshinden dolayı müvekkilinin uğradığı menfi zararın, taşınmazı başka yükleniciye arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile vermesi durumunda bağımsız bölümleri alması için gereken iki yıllık süre için uğradığı ....200,00 TL kira kaybı alacağı olduğunu, ayrıca sözleşmenin ikinci ve üçüncü maddeleri uyarınca ....328,00 TL cezai şart bedelinin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, toplam ....528,00 TL' nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı muris ve vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşmenin ... .......
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/95 ESAS - 2022/301 KARAR DAVA KONUSU : Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshinden kaynaklı menfi ve müspet zarar KARAR : Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/95 Esas - 2022/301 Karar sayılı dosyasından verilen 13/10/2022 tarihli karara karşı istinaf talebinde bulunulması ile dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine gönderildiği, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin 7. Hukuk Dairesinin 08/02/2023 tarih, 2023/231 Esas, 2023/85 Karar sayılı kararı ile inceleme görevinin 5....
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki 20.06.2012 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde inşaat ruhsatının alınması için herhangi bir süre öngörülmemiştir. Bu durumda, inşaat ruhsatının alınması için makul süre, Dairemizin yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere altı aydır. Somut olayda, sözleşme konusu taşınmaz üzerinde eski bir bina bulunduğu anlaşılmaktadır....
nin 03.7.2018 tarih ve 2015/9708 E., 2018/3902 K. sayılı kararı) arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde aslolan yüklenicinin inşaatı imara, sözleşmeye ve tasdikli projesine uygun yapması olduğunu, arsa sahibi ayıplı eseri kabule zorlanamayacağı gibi, yüklenicinin de sözleşmeye göre tapuda pay devri isteyemeyeceğini, (6098 sayılı TBK.m.471 vd.)...