Sözleşmenin geçerli olarak kurulduğu ve davaya fesih davası olarak devam edildiği takdirde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin arsa sahipleri tarafından haklı olarak feshedildiğinin kabul edilmesi halinde arsa sahibi davacı menfi ve müspet zarar talep edebilecektir. Sözleşmenin geçersizliğinin tespiti halinde ise taraflar karşılıklı olarak verdiklerini geri alacaklarından davacı arsa sahibi sadece yüklenicinin mal varlığında artı değer sağlayan bir işlemi varsa bu işlemin bedelini talep edebileceği her iki inceleme neticesinde verilen kararların mahkememiz dosyası açısından beklenmesinin usul ekonomisi ve adil yargılanma ilkesi gereğince faydasız olacaktır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca davacı vekilinin 21.04.2009 tarihindeki duruşmadaki beyanı da gözetildiğinde sözleşmenin feshi nedeni ile eski hale getirme bedeli (menfi zarar) ile kira bedelinin (müspet zarar) tahsili istemlerine ilişkindir. Mahkemece menfi zarar yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı ... vekilince temyiz edilmiştir. ... 1....
-K A R A R- Davacı vekili, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi nedeniyle uğranılan gecikme tazminatının, arsada oluşan kayıp alan değerinin, imardaki değişiklik sonucu kat sayısının düşmesi nedeniyle daire sayısının azalmasından kaynaklanan zararın ve manevi tazminat ile emlak vergisi tutarının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar imar plânının yeniden değiştiğini, hak kaybı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile menfi zarar kapsamındaki tazminatın tahsiline, müspet zarar kapsamındaki kira tazminatı, ifraz ve tevhitten dolayı yer kaybı, emlak vergi borcu nedeniyle uğranılan zarar ve ayrıca manevi tazminata yönelik taleplerinin reddine dair verilen karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle, ... .......
Esas ve ... Karar sayılı ilam ile "1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davalı yüklenicinin sözleşmeyi yaptıktan sonra tevhid ve diğer işlemlerle ilgili hiçbir girişiminin bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ve gecikme nedeniyle uğranılan menfi ve müsbet zararların tahsili istemine ilişkindir. Borçlar hukuku genel prensibine göre kendi edimini yerine getirmeyen tarafın karşı edimi talep etme hakkı bulunmamaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre arsa sahibi yükleniciye inşaat yapılmaya münasip bir arsayı yükleniciye teslim etmek zorundadır....
Menfi zarar, sözleşmenin yapıldığı tarihte başkasıyla davaya konu arsa üzerinde ne miktarda daire ve arsa payı karşılığı sözleşme yapılabileceğinin belirlenmesi, bu miktar ile mevcut duruma yahut akdedilmiş yeni sözleşmeye göre yapılabilecek inşaatlardan verilecek arsa payı ve bağımsız bölüm arasındaki fark tutarıdır. Yapılan bu yasal ve genel açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı arsa sahipleri vekili 11/03/2019 havale tarihli dilekçesi ile menfi zarar talebinde bulunmuş ise de, ileri sürülen talepler müspet zarar olarak nitelendirilebilecek talepler olduğu gibi, bu kapsamda somut delil ve belgeler de sunulmadığından davacıların zarar talebinin reddi kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır. 3....
Sözleşme, paydaş olunan arsa üzerinde kat karşlığı inşaat yapılmasına ilişkin olup, olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapım işlerine ilişkin olduğu ve aksinin kararlaştırıldığı ileri sürülüp kanıtlanmadığından geçerliliği tüm paydaşların kabulüne bağlı olduğu gibi, paydaşlarında sözleşme tarihinde gerekli ehliyete sahip olması gerektiği izahtan varestedir. Dosyanın incelenmesinde, sözleşmeye konu taşınmazın hissedarlarından olan ...’in ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 03.07.2008 tarih ve 2008/600 Esas, 2008/581 Karar sayılı ilamı ile kısıtlandığı ve kendisine vasi tayin edildiği anlaşılmaktadır. Arsa sahibinin kısıtlı olmasına rağmen şahsen verilen ... 2. Noterliği’nin 17.05.2012 tarih ve 3678 yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Vekâletnamesi ile ...’in vekil tayin edildiği ve kısıtlının bu vekâletname aracılığıyla arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine taraf olduğu anlaşılmaktadır....
Belli günde asıl davada davacı-karşı davada davalı şirket yetkilisi ... ve vekili Av. ... ile asıl davada davalılar-karşı davada davacılar ..., ... ve vekilleri Av. ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Asıl davada davacı vekili, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin davalı arsa sahipleri tarafından haksız feshedildiğini ileri sürerek, 71.857,00 TL menfi, 75.000,00 TL müspet zararın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, sözleşmenin feshinde yüklenicinin kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiş, karşı davada ise cezai şart alacağının tahsilini talep ve dava etmiştir, Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine, Yargıtay 15....
e ait gecekondu yıkılarak arsa sahiplerinin boş vaziyette yüklenici olan şirkete arsayı teslim etmekle edimlerini yerine getirdikleri, ancak davalı yüklenici inşaata başlamamış ve inşaat seviyesinin %0 seviyede olması nedeni ile BK.nun 125 nci maddesinde düzenlenen hakları kullanmakta davacı arsa sahiplerinin haklı olduğu, sözleşmenin fesh edilmesi talebinin yerinde olduğu, davalı tarafça davacıların kusurlu olduklarına dair karşı iddialarının ispat edilememiş olduğu, arsa sahiplerinin zarar talebinde haklı oldukları gerekçesiyle sözleşmenin haklı olarak feshedildiğinin tespitine, davacıların alacak talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı şirket temsilcisi temyiz etmiştir. 1)Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri eser ve satış vaadi sözleşmelerinden oluşan karma nitelikli akitlerden olup, satış vaadini (arsa payının devrini) de içerdiğinden, tek taraflı irade beyanı ile feshi mümkün değildir....
Sözleşmenin geçerli olarak kurulduğu ve davaya fesih davası olarak devam edildiği takdirde karşı dava yönünden ise arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin arsa sahipleri tarafından haklı olarak feshedildiğinin kabul edilmesi halinde yüklenici, arsa sahiplerinin mal varlığında meydana gelecek artışları sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edebilecektir. Ancak sözleşmenin feshinde arsa sahipleri kusurlu bulunursa bu durumda yüklenici menfi ve müspet zarar talep edebilecektir. Sözleşmenin geçersizliğinin tespiti halinde ise taraflar karşılıklı olarak verdiklerini geri alacaklarından yüklenici sadece arsa sahiplerinin mal varlığında artı değer sağlayan bir işlemi varsa bu işlemin bedelini talep edebilecektir. Mahkemece bu hususlar göz önünde bulundurularak bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle müspet ve menfi zararların tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında .... Noterliği'nin 04.03.2011 tarih ve 10601 yevmiye sayılı “Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” başlıklı sözleşme düzenlenmiştir. Mahkemece, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerinden kaynaklandığı ve 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinde öngörülen 1 yıllık sürenin geçtiğinden bahisle reddine karar verilmiştir. Oysa yanlar arasındaki uyuşmazlık sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin kendine özgü bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmış olup, Borçlar Kanununun 126/4 maddesiyle belirlenen 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir....