Davalı vekili,belediyedeki tapu ve imar işlemlerini takip için verilen vekaletten azledildiğini, belediyenin 35 m² düzenleme ortaklık payı istediğini, kabul edilmediğini, davacının tapudaki payının davalıya devredilmediğini, müstakil tapu oluşturulamadığını, borcun ifasında objektif kusursuzluk ve imkansızlık bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; manevi tazminat talep şartlarının oluşmadığı, davacının sözleşme gereğince davalı yüklenicinin binayı yapmaması ve taahhüt ettiği meskeni vermemesi nedeniyle beklentisi ve eski evinin zarar görmesi iddiası ile ilgili maddi zararının varlığını ve miktarını gösterdiği ve toplanan deliller ile ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir....
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu'nun 355 vd., 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanunu’nda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı açıktır. ../.. S.2. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanun’da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan eksik ve ayıpların giderilmesi, mümkün olmazsa tazminat ve davacının yaptığı fazla depoların kaldırılması istemine ilişkindir. Somut olayda, davacıların babası arsa sahibi ... ile davalı yüklenici arasında ....09.2009 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin teslimle ilgili maddesinde, sözleşme tarihinden sonra en geç ... ay içerisinde ruhsat alınıp inşaata başlanacağı ve ruhsat tarihinden itibaren en geç 42 ay içerisinde inşaatın tamamlanacağı belirtilmiş olup, dava öncesinde yapılan tespit dosyasında, inşaatın henüz tamamlanmadığı alınan bilirkişi raporu ve eki fotoğraflardan görülmektedir. Buna göre davacıların, dava konusu bağımsız bölümleri henüz inşaat aşamasında ve sözleşmeye göre teslim süresi dolmadan arsa sahibinden satın aldıkları anlaşılmıştır....
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı Kanunda kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir. Bu durumda eldeki davada uyuşmazlık 6502 sayılı Kanun kapsamında kalmadığından, davanın HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereğince yüklenicinin bedele, başka bir anlatımla sözleşmede kararlaştırılan arsa payı veya bağımsız bölümlere hak kazanabilmesi için inşaatı sözleşme ve ekleri ile tasdikli proje ve inşaat ruhsatı ile kamu düzeninden olan imar mevzuatı ve bu doğrultuda çıkartılan Deprem Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak tamamlayıp, arsa sahiplerine teslim etmesi gerekir.Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde, ücret, devri kararlaştırılan arsa payıdır. (BK. m. 364). İnşaat yapma borcunu yerine getirmeyen yüklenici, arsa sahibinden tapu devrini isteyemez (BK. m. 81). İmar mevzuatına aykırılık var ise bu aykırılıklar giderilmeden teslim olgusunun gerçekleşebileceği kabul edilemez. Davalı arsa sahiplerince, davalı yüklenicinin iskân ruhsatını almadığı, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2003/76 E., 2006/348 K. sayılı kesinleşen ifaya izin kararının infazını engellemek için işbu davanın açıldığı savunulmuştur....
Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 Sayılı Mülga Borçlar Kanunu'nun 355 vd. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanunu'nda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı açıktır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 Sayılı Yasa'da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....
- KARAR - Asıl davada davacılar vekili, taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince, davalı yüklenicinin inşatta eksik işler bıraktığını ileri sürerek, mevcut zararların tazmini ve yapı kullanma izin belgesinin alınması için gerekli masrafın temini için davalıya sözleşme gereği isabet eden 16 ve 20 numaralı bağımsız bölümlerin satış yetkisinin verilmesini ve gecikme tazminatının tahsilini; birleşen 2003/73 esas sayılı davada, davacı vekili, 16 ve 20 numaralı bağımsız bölümlerin tapu kaydının iptali ile tescilini; birleşen 2004/ 113 esas sayılı davada, davacı vekili 16 numaralı bağımsız bölümün müvekkili arsa sahibine ait olduğunun tespitini; birleşen 2012/547 esas sayılı davada, 16 ve 20 numaralı bağımsız bölümlerin tapu kaydının iptali ile tescilini talep ve dava etmişlerdir....
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Yasada tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı kanunda kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir....
Ancak, kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/1-(k) maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davacı arsa sahibi ile davalı yüklenici arasında 16.10.2000 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, davalının uzun yıllar inşaatı yapmaması nedeni ile mahkeme kararıyla sözleşmenin geriye etkili şekilde feshedildiğini, kararın 21.11.2011 tarihinde kesinleştiğini ileri sürerek şimdilik 3.000,00 TL ecrimisil ile 29.000,00 TL menfi zarar bedelinin yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, talebin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının ......