Üçüncü kişiler muvazaa anlaşmasının dışında kalan, muvazaa anlaşmasına katılmayan kimselerdir. Muvazaa anlaşması taraflarca gizli olarak yapılmaktadır. Bu nedenle üçüncü kişilerin yazılı muvazaa anlaşmasını ele geçirmesi çok zor hatta olanaksızdır. Gerek öğretide gerekse uygulamada üçüncü kişilerin muvazaa uygulamasını her türlü kanıtla ispat edebileceği ortaklaşa kabul edilmektedir. (İhsan Özmen, Eraslan Özkaya, Muvazaa Davaları, 1993 bası, sayfa 12 vd.) Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nin 277 nci maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası, borçlunun yaptığı tasarruf işleminin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....
Somut olayda davacı ilama dayalı alacağının tahsilinin sağlamak amacıyla davalı borçlunun davalı ...’ye onun da ...’ye yaptığı taşınmaz satışının muvazaa nedeniyle iptali ile İİK’nun 283/1 maddenin kıyasen uygulanarak haciz ve satış yetkisi verilmesini istemiştir. Dava,taşınmazın aynına ilişkin olmayıp alacağın tahsiline yönelik şahsi nitelikte olduğundan davanın HMK’nun 6 maddesi gereğince davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerekir. Aynı yasanın 7/1 maddesi gereğince de birden fazla davalının varlığı halinde davanın bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılması gereklidir. Somut olayda davalıların ikametgahı ... sınırları içinde olmakla birlikte dava Zonguldak’ta açılmıştır. Davalı ... süresi içinde ... mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş mahkemece davalıların ikametgah yeri itibarıyla yetkisizlik kararı verilmiştir....
Davalı ... vekili, davanın tasarrufun iptali davası olduğunu, takibin kesinleşmediğini, aciz belgesi sunulmadığını, takip ve satış işlemlerinin gerçek olduğunu, dava konusu taşınmazın %20’sinin alacağa mahsuben alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre davalı ...’un borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu, davalılar arasındaki senet tanzimi, bu senede dayalı takip işlemi ve taşınmaz satışının muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
davacı ile yapılan protokol gereği davacıya ait aracın satılarak, satış bedeli kredi borcundan mahsup edilmek üzere mutabakata vardıklarını ancak araç üzerinde bulunan satılamaz ve devredilemez şerhi nedeniyle aracın satışının yapılamadığını, bu sebeple ödenen kredi borçlarına karşılık davacı tarafça daha önce teminat amaçlı olarak verilen bononun icra takibine konulduğunu, icra dosyasında konulan haciz sonrası aracın satışının yapıldığını ancak araç satış bedelinin 6.000,00 TL olup araç üzerindeki öncelikli alacakların tahsil edilmesi sonucu ellerine satış bedeli geçmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir....
a yapılan satışının ve ... İlçesi ... Mahallesi 146 ada 7 parsel numaralı taşınmazın davalı ... Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına kayıtlı iken 17.04.2014 tarihinde 20.000.00 TL bedelle ...'a yapılan satışının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur....
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakan Sabire’nin çekişme konusu 173 parsel sayılı taşınmazı damadı Rasim .... dünürünün kızı.... de davalı gelini ....satış suretiyle temlik ettiğini; yine ...parsel sayılı taşınmazlardaki 1/3 payını dünürünün oğlu davalı ...’ya, aynı taşınmazlardaki 2/3' er paydaki verasette iştirak olarak diğer mirasçılar ile maliki olduğu paylarını satış suretiyle oğlu davalı ...’a; son olarak 1043 parsel sayılı taşınmazı ise davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiğini, satışların gerçek olmadığını ileri sürerek, muvazaa nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.Yargılama sırasında davalı ...öldüğünden yasal mirasçıları davaya dahil edilmiştir. Davalılar, dava konusu taşınmazların satışlarının gerçek olduğunu, murisin yaşlı ve satışa ihtiyacının bulunduğunu öne sürerek davanın reddini savunmuşlardır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tapu İptal,Tescil-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, katılma alacağını azaltmak kastıyla yapılan temlikin iptali ve tescili, olmadığı takdirde bedelin tahsili; karşı dava ise Borçlar Kanununun 18. maddesine dayalı muvazaa sebebiyle tescil isteğine ilişkin olup; aile mahkemesince her iki talep bakımından görevsizlik kararı verilmiş bu karar taraflarca temyiz edilmiştir. Mahkemece görevsizlik kararı verilirken taraflar arasındaki dava ve karşı davadaki uyuşmazlığın genel muvazaa hükümlerinden kaynaklandığı belirtilerek bu şekilde vasıflandırılmış bulunduğuna göre inceleme görevi mahkemenin vasıflandırması dikkate alındığında Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir....
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Elazığ İl Özel İdaresi'nce 3 adet araç, muhtelif sondaj malzemeleri ve 38 adet araç dış lastiklerinin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 45. maddesine göre açık teklif usulüyle satılmasına yönelik 10/05/2022 tarihli ihale ile anılan ihalenin iptal edilerek, ihaleye konu taşıtların ve malzemelerin şirketlerine satışının yapılmasına ilişkin 21/04/2022 tarihli başvurunun reddine dair … tarih ve E-… sayılı davalı idare işleminin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ......
Noterliğinin 24.11.2017 tarih ve 20815 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesinin incelenmesinde, ilgili araç bedelinin nakden ve tamamen davalı tarafça, davacı tarafa ödendiğinin açık olarak sözleşmede belirtildiği, araç satışının uyuşmazlığa konu 23.11.2017 tarihli sözleşmeye mahsuben yapıldığı yolunda ne noter satış sözleşmesinde bir kayıt ne de taraflarca sunulan başkaca bir belgenin olmadığı,davacı tarafça, davalı tarafa 15.000,00- TL tutarında elden ödemede bulunulduğu iddia edilmişse de buna ilişkin bir belgenin yine dosyaya sunulamadığı, davalı tarafın ise bu ödemelerin hiçbirini kabul etmediği, bu haliyle davacı tarafın, davalı tarafa yaptığını iddia ettiği ödemeleri ispatlayamadığı,ayrıca davada kötü niyet tazminatı koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle; "1- Davacının davasının reddine, 2- Yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine" karar vermiştir....
zaman aşımı yönünden reddini, davalı müvekkilinin resmi satışa uygun edimini ve araç teslimini yerine getirdiğinden dolayı davacı tarafın iddialarının temelsizliği ve hukuka aykırı olması sebebiyle esas yönünden de davanın reddini, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....