Sayfa, paragraf 6) : "....dava konusu taşınmazların dava tarihi itibariyle halen muris Mahmet Palta adına kayıtlı olduğu, mirasçılarına intikal etmemiş olduğu, bu itibarla, satış vaadi sözleşmesinin ifasının imkansız olduğu anlaşılmakla, davalılar aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine karar vermek gerektiği, .....terditli olarak talep edilen alacak davasının kabulüne karar vermek suretiyle.." denilmiş olduğunu, yani tapu iptali ve tescil talebimizin reddine gerekçe olarak, taşınmazların henüz intikal etmemiş olduğu bildirildiği, bundan, eğer taşınmazların intikali yapılmış olsa idi, tapu iptali ve tescil kararı verileceği sonucu çıktığı, tapu iptali ve tescil kararı verilmesine mani bir husus olmadığını, Eğer intikal yapılmamış olması bir engel olsaydı, bize süre verilmesi, intikalin yaptırılması için dava açılıp bunun sonucunun beklenmesi ve yine tapu iptali ve tescil kararı verilmesi mümkün iken bu yaptırılmamıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.04.2000 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil, birleşen davada ise satış vaadi sözleşmesinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne, sözleşmenin iptali isteminin reddine dair verilen 21.04.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ve birleşen davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 24.12.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 23.01.1998 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleşen dosyada davacılar ... ve ... tarafından açılan davada satış vaadi sözleşmesinin iptali, birleşen dosyada davacı ... tarafından açılan davada muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, karşı davacılar ... ve ... tarafından da mülkiyetin iadesi istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; davacı ...'...
(I.Ulaş a.g.e sh.558) Sigorta sözleşmelerinin genel ve özel şartlarının içeriği ile pert olan araçların mülkiyetinin sigortacıya geçeceğine göre tescil kaydının terkin edilmesi halinde menkul mal hüviyetinde olacağı, kayıt terkin edilmez ise 2918 sayılı yasaya tabi olacağı ve sigortalının vereceği vekalet ile aracın devir ve tescilinin yapılacağı uygulamada ki birlik ile de anlaşılmaktadır. ( I.Ulaş a.g.e sh. 559) Bu bağlamda; a) Pert total için tescil kaydı terkin edilmeden tarfik kaydı sigortalı üzerinde iken b) Çalınma neticesinde ödenen riziko bedeli sonunda sigortalı adına kayıtlı olan trafik kaydı terkin edilmeden araçların satışı için ihalenin yapılarak. araç satışında veya hazırlık işlemleri ile satış için ön sözleşmeye esas teskil edecek şekilde sözleşmenin yapılması şekil şartına bağlı olması sebebiyle geçersiz olduğu gözardı edilmemesi gereken kırılma noktasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.10.2011 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 03.06.2011 günlü satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.08.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 30.07.1999 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu 31 ada 9 parsel sayılı taşınmazda elbirliği mülkiyet rejimi hakim olduğundan ve dayanak satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmadığından söz edilerek dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
Maddesi ve Medeni Kanun hükümleri gereğince taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuda şerh edilmesinden sonra 5 yıllık süre içerisinde satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının açılması halinde tapu siciline işlenen haciz, şerh ve benzeri kayıtların kaldırılması istenebileceğini, taşınmaz kaydına dosya kapsamında konulan haciz kaydı işbu 5 yıllık süre içerisinde konulduğunu, sunulan delillerden ve hatta yerel mahkeme kararından anlaşılacağı üzere satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhi üzerinden 5 yıl geçmeden müvekkili tarafından satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak tapu iptal ve tescili davası ikame edildiğini, ancak tapu iptal ve tescil davasında verilen hüküm şerh tarihinden itibaren 5 yıllık süre aşıldıktan sonra kesinleştiğini, satış vaadi sözleşmesi tapuya 17/06/2008 tarih ve 10135 yevmiye numarası ile şerh edilmiş ve sözleşmeye dayalı tapu iptal ve tescil davası 14/06/2013 tarihinde açıldığını, yani yerel mahkeme kararında belirtilenin aksine tescil davası...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar- karşı davalılar vekili tarafından, davalılar- karşı davacılar aleyhine 28/12/2007, birleştirilen davada 07/04/2008 gününde verilen dilekçeler ile asıl davada tapu iptali ve tescil, birleştirilen davada gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali, olmazsa tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 05/04/2018 tarihli hükmün ve temyiz isteminin reddine dair verilen 12/09/2018 günlü ek karara dair verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar- birleştirilen dava davalıları vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Asıl dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava ise satış vaadi sözleşmesinin iptali, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir...
Davalı borçlu vekili davanın süresinde açılmadığını, fesih edilen imtiyaz sözleşmesinin ve davacı tarafından yapılan tescil işlemlerinin iptali için açılan davaların derdest olduğunu, 2918 sayılı KTK 20. maddesi gereğince yapılmayan satış ve devirlerin geçerli olmadığını dava konusu araçların müvekkiline ait olduğunu, Anayasanın 35, TMK 618, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin II. Protokolüne aykırı olarak yapılan işlemler nedeniyle davacının dava konusu araç- 2010/4017 2010/10673 lar üzerinde mülkiyet hakkı elde edemiyeceğini belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini savunmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.10.2005 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.5.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı 22.12.2000 günlü sözleşmenin davacıdan alınan borç karşılığı düzenlendiğini, teminat amaçlı yapıldığından davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava reddedilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Taraflar arasında 22.12.2000 günlü biçimine uygun düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin davacıdan alınan bir miktar paranın teminatı olarak düzenlendiği uyuşmazlık konusu değildir....