Temyiz Nedenleri Davacı temyiz dilekçesinde özetle, davanın inanç sözleşmesi kaynaklı olduğunu, kardeşi ve eşi olan davalıya yardım olarak kredi çekebilmeleri için taşınmazın devredildiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan dekontlar ile ödeme tarihlerinin uyumlu olduğunu, davalı ile kardeşi boşandıktan sonra ödemelerin kendisi tarafından yapıldığını, 22 senedir taşınmazda kendisinin oturduğunu, hayatın olağan akışında taşınmazın görülmeden alınmayacağını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir. 6. Gerekçe 6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmazsa bedel istemine ilişkindir. 6.2. İlgili Hukuk 6.2.1. Öte yandan; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir....
edilen kaba inşaatı tamamlanarak daireye geçmelerini kabul ettiğini, tamamen soyut inançlı işlem iddiasının dayanağının olmadığını, davacının yazılı delile dayanmadığını belirterek, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece "...Dava, kardeş olan davacı ve davalılar murisinin 1/2 hisseli olarak satın aldıkları iddiasıyla davalılar murisi adına kayıtlı hissesinin 1/2 hissesinin iptali ve davacı adına tescil istemli tapu iptali ve tescil davasıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde alacak istemine ilişkindir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere malvarlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye "inanan" adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de "inanılan" denir....
Mahkemece, davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda hile iddiasında hak düşürücü sürenin dolduğu 6100 sayılı HMK'nun 226/1-b naddesi uyarınca yemin deliline başvurulması mümkün görülmediği, davalı ... ve ...'nın kayıt maliki olmadığı nedenleriyle husumet yönünden davalı şirket aleyhine açılan davanın özellikle tanık ...'ın beyanları doğrultusunda davanın sübut bulmadığı nedeniyle davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı ... vekili temyiz etmiştir. Dava, inanç sözleşmesine ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir....
-TL para cezasının davalılardan alınmasına, tashihi karar harcın peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,04.07.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi -K A R Ş I O Y Y A Z I S I- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, iddianın yazılı dellille ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddi kararı, özetle; “davalı ...’in cevap dilekçesinde, davacının çekişmeli taşınmazı teminat amacıyla kendisine devretmesi üzerine davacının TMSF’ye olan borcunu ödediğini beyan ederek inançlı işlemin varlığını ikrar ettiği gözetilerek 6100 sayılı HMK’nın 187/2. maddesi uyarınca davacı ve davalı ... arasındaki inançlı işlemin artık yazılı bir delil ile ispat edilmesinin gerekmediği” gerekçesiyle bozulmuştur. Davacı tarafından yapılan karar düzeltme talebi üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu; sayın çoğunluk ile aramızda, inançlı işlemin esasları ile ilgili bir ihtilaf bulunmamaktadır....
İspat kuralları açısından bakıldığında ise inançlı işlem nedeniyle iade, tazminat veya sözleşmenin feshini isteyen tarafın 4721 s. TMK' nun 6. ve 6100 s. HMK’ nun 190/1. maddesi uyarınca iddiasını ispat etmesi gerektiği kuşkusuzdur. İnançlı işlemi doğrudan düzenleyen bir kanun hükmü bulunmadığından, ispatı hakkında da kanunlarımızda bir hüküm yer almış değildir. İnançlı işlemin ana unsurları, inanç sözleşmesi ve kazandırıcı işlem (hakkın devri işlemi) nasıl özel bir şekle bağlı değilse, inançlı işlemin ispatında da, kural olarak özel bir biçim koşulunun aranmaması, inançlı işlemin ispatında genel hükümlerin uygulanması gerekir. (Özkaya, E.; İnançlı İşlem ve Muvazaa Davaları, 6. Baskı, sayfa 61) Diğer taraftan, Hukuk Genel Kurulunun 14.07.2010 tarih ve 2010/14- 394 Esas - 2010/395 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, inanç sözleşmesinin yazılı olması koşulu bir geçerlilik şartı olmayıp ispat şartıdır. İnançlı işlemin yazılı delilini inanç sözleşmesi oluşturmaktadır....
İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise “inanç konusu şey” olarak nitelenir. İnançlı bir işlemde, kazandırıcı işlemin tarafları ile borç doğuran anlaşmanın tarafları aynıdır. İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana (veya onun gösterdiği üçüncü kişiye) devretmeyi yüklenmektedir. İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir. İnanç sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır....
Evin parasını kızkardeşim ve ... evli iken birlikte ödediler. Boşandıktan bir ay sonra ... evin kilidini değiştirdi. Kızkardeşim de anahtarı alıp eşyalarını aldı. Anahtarı geri vermedi ve anahtarı tekrar değiştirdi ve kalan eşyalarını almasına müsaade etmedi. ...’ın babam ve erkek kardeşime evli iken borcu vardı ve boşandıktan sonra bu borcu ödemeyeceğini söyledi. Benim üzerime olan evi alacaklı olan erkek kardeşimin üzerine devrettik. ‘’ şeklinde inançlı işlemin varlığını kabul ederek ikrarda bulunduğu, davacı ... ile dahili davalı ... arasındaki işlemin inançlı olduğunun dosya kapsamında dökümü yaptırılan ve hukuki bir yöntem ile elde edilmeyen, yasal olmayan CD haricindeki diğer deliller ile kanıtlandığı, ayrıca tapu kayıt maliki davalı ...’in de diğer davalı ... ve davacının boşandığı eşi Tülay’ın kardeşi olması nedeniyle durumu bilen ya da bilmesi gereken konumunda olduğu anlaşılmıştır....
Evin parasını kızkardeşim ve ... evli iken birlikte ödediler. Boşandıktan bir ay sonra ... evin kilidini değiştirdi. Kızkardeşim de anahtarı alıp eşyalarını aldı. Anahtarı geri vermedi ve anahtarı tekrar değiştirdi ve kalan eşyalarını almasına müsaade etmedi. ...’ın babam ve erkek kardeşime evli iken borcu vardı ve boşandıktan sonra bu borcu ödemeyeceğini söyledi. Benim üzerime olan evi alacaklı olan erkek kardeşimin üzerine devrettik. ‘’ şeklinde inançlı işlemin varlığını kabul ederek ikrarda bulunduğu, davacı ... ile dahili davalı ... arasındaki işlemin inançlı olduğunun dosya kapsamında dökümü yaptırılan ve hukuki bir yöntem ile elde edilmeyen, yasal olmayan CD haricindeki diğer deliller ile kanıtlandığı, ayrıca tapu kayıt maliki davalı ...’in de diğer davalı ... ve davacının boşandığı eşi ...’ın kardeşi olması nedeniyle durumu bilen ya da bilmesi gereken konumunda olduğu anlaşılmıştır....
İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanında inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana , kazandırıcı bir işlem ile devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı yada nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden bir kimseye "inanan" adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de "inanılan" denir. İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak yada nesne ise "inanç konusu şey" olarak nitelenir....