WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın öldüğü gün...plakalı aracı satmak üzere davalıya verilen vekalet ile aracın satışının davalıya yapıldığını, murisin ölüm saatinin 13:45 olduğunu, noterde ve trafikte satış işleminin ise saat 15:00 civarında gerçekleştiğini, bu durumda davalının babasının öldüğünü bile bile usulsüz bir şekilde geçersiz vekaletname ile satış işlemini tamamladığını belirterek davalı tarafından yapılan usulsüz satış işlemlerinin iptali ile aracın mirasçılar adına tesciline, mümkün olmazsa otobüs ve hat işletme bedelinin davalıdan tahsili ile miras hisseleri oranında taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep etmişlerdir. 2. Dahili davacı ...; 21.10.2015 tarihli duruşmada "Rahmetli eşim oğluna rızası ile dava konusu aracın devrini yaptı, ben açılan davaya onay vermiyorum." şeklinde beyanda bulunmuş, 08.06.2018 tarihli ve 19.12.2018 tarihli duruşmada ise, hakkına ne düşerse almak istediğini beyan etmiştir. 3. ......

    Dava, yükleniciden düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile konut alımı sebebiyle tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel iadesi talebine ilişkindir. Somut olayda, davalılardan Aslı Kurtoğlu yüklenici, diğer davalı Serkan Demirdağ ise arsa sahibidir. Davacı taraf eldeki dava ile, her iki davalıya karşı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde ikinci kademede müştereken ve müteselsilen her iki davalıdan bedelin iadesi talebiyle eldeki davayı açmıştır. Yükleniciden konut alımı sebebiyle alıcının açtığı bedel iadesi talebi yönünden yüklenici ile alıcı arasında yapılan sözleşmenin tarafı olmayan ve bu sözleşmeye ilişkin sorumluluğu üstlendiği kesin olarak ispat edilemeyen Arsa Sahibi'nin bedel iadesi talebi yönünden sorumlu olmadığına dair Yargıtay 3. HD'nin 28/06/2021 gün ve 2020/6273 E.-2021/7467 K. sayılı onama kararı ile benzer mahiyette bulunan Yargıtay 13....

    Bu madde satış vaadi sözleşmelerinin noter huzurunda resen düzenlenmesi gereken sözleşmelerden olduğunu açıkça belirtilmiştir. Somut olayda, davacı ... ile davalı ... Ltd.Şti. arasında yapılan 10.02.1994 günlü devremülk sözleşmesi biçimine uygun olarak noterlikçe resen düzenlendiğine göre, bu sözleşme gereğince devremülkün davacı adına tescili olanaklı olup, bu yolda yapılan istem hukuka uygundur. Mahkemenin, noterlikçe düzenlenen satış vaadi sözleşmesini, resmi biçimde düzenlenmemiş sayması hukuka uygun düşmez. Hal böyle olunca, bu satışın hukuken sonuç doğurabilmesi için davacı ile davalı ... Ltd.Şti. arasındaki 10.02.1994 tarihli devre mülk satış vaadi sözleşmesine katılmayan ve o tarih itibariyle üçüncü kişi durumunda olan davalı ... Ltd.Şti. devremülk hakkının tamamını satış suretiyle devralırken, davacıya yapılan satış vaadi sözleşmesinden haberli olmadığının anlaşılması halinde, onun taşınmazın tamamında iktisabının korunacağı TMK. 1023 maddesi hükmü gereğidir....

      Kat 4 nolu dairenin 15/12/2020 tarihli satışlarına ilişkin önalım hakkını kullanarak söz konusu satışların iptali ile dairelere isabet eden arsa paylarına adına tescili olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı davasını açarken dava konusu 26 parsel üzerinde bulunan binanın riskli yapı olduğu, yıkılan binanın yerine yeniden inşaat yapılması için dava dışı inşaat firması ile anlaşma yapıldığını belirterek kendisinin sözleşmeye davet edildiğini, söz konusu binanın 2018 yılında yıkıldığını belirterek tescil talebiyle birlikte davacı hissesinin 6306 yasa kapsamında satışının engellenmesi ve davalının dava dışı yüklenicilerle yapacağı inşaat yapım sözleşmesinin uygulanmasının da tedbiren engellenmesi talebinde bulunmuş, mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebi uygun bulunarak talebi doğrultusunda 27/10/2022 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir kararı verilmiştir....

      Mahkemece, dava konusu taşınmazların davacıların payı oranında iptal ve adlarına tesciline, araç bedelinin ise davacıların payı oranında davalı ...'tan tahsiline karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; muris ... adına kayıtlı 14, 22, 24, 26 ve 28 parsel sayılı taşınmazlarını 26.09.2001 tarihinde davalı oğlu ... 4, 23, 34, 149, 151 ve 198 sayılı parselleri de 08.11.2001 tarihinde davalı oğlu ... satış suretiyle temlik ettiği, ayrıca dava konusu edilen traktörün ise tarafların annesi Makbule'ye ait iken 17.09.2001 tarihinde yapılan araç satış sözleşmesi ile davalı oğlu .... temlik edildiği, daha sonra anılan aracın 13.12.2010 tarihinde dava dışı ...'a devredildiği ve onun adına sicil kaydının oluştuğu; 1926 doğumlu olan miras bırakanın 27.12.2009 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak çocukları olan davacılar ile davalı çocuklarının kaldığı, eşi .... ise muristen önce 09.06.2003 tarihinde öldüğü görülmektedir....

        Taraflar arasındaki araç satış sözleşmesinin iptali, araç mülkiyetinin tespiti ve tescili ile bedel iadesi davasından dolayı yapılan yargılamada, İlk Derece Mahkemesinin 02.02.2023 tarihli ara kararı ile davalı Muhammet vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Kararın davalı ......, vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik kararının kaldırılmasına ve davalının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile dava konusu aracın ruhsat kayıt maliki olan davalıya tedbiren teslimine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince 05.07.2023 tarihli ek kararla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kararın kesin olduğu gerekçesiyle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/356 ESAS DAVA KONUSU : Araç Mülkiyetinin Tesbiti Ve Tescili KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından bedeli eksik ödenen aracın öncelikle müvekkil yönünden mülkiyetin tespit ve tescili, aksi halde eksik ödenen bedelin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 10.000 TL'nin kısmi dava olarak alacak olduğu hususunun hüküm altına alınmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; davalı vekilinin, davalı T3 adına kayıtlı olan 34 XX 219 plakalı araç üzerine konulan ihtiyati tedbir şerhinin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

          Mahkemece, satış işleminin geçersiz olduğu, aracın davacı adına kayıt ve tescil isteminin yerinde olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, davacının rızası dışında satılan .. plakalı aracın satışının ve buna istinaden trafiğe yapılan tescilin iptali ile davacı ... adına yeniden kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Tescil, idari bir işlem olup trafik kaydındaki tescilin iptali ile yeni kayıt ve tescile karar verilmesi, idareyi işlem yapamaya zorlayıcı bir karardır. Oysa adli yargı yerinde, idareyi işlem yapmaya zorlayıcı türden bir karar verilemez. Mahkemece, davaya konu aracın mülkiyetinin, davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmekle yetinilmesi gerekirken, trafik tescil kaydının iptali ile yeni kayıt ve tescile karar verilmiş olması doğru değildir. Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası'nın 438/7. maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 15/08/2012 gününde verilen dilekçe ile araç mülkiyetinin tespiti ve alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, araç mülkiyetinin tespiti, davalı adına olan tescil kaydının iptali ile davacı adına tescili, olmadığı takdirde araç bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

              KARŞI OY YAZISI Dava, Noterlikçe yapılan araç satış sözleşmesinin iptali ile önceki malik adına tescili istemine ilişkindir. Davacı ... diğer davacı babası ... adına kayıtlı 34 S 6034 plaka sayılı aracın davalılardan ...'a Noter satış sözleşmesi ile satıldığını, adı geçen davalının da diğer davalıya devrettiğini, aracın satış bedelinin ödenmediğini, davalıların hileli davranışları ile bu satışı gerçekleştirdiklerini iddia ederek, sözleşmenin iptali ile önceki malik davacı ... adına tescilini talep etmiştir. Temyiz eden davalı ..., iddiaları kabul etmemiş, davanın reddini savunmuştur. Türk Medeni Kanunu’nun 988. maddesinde "Bir taşınırın emin sıfatıyla zilyedinden o şey üzerinde iyiniyetle mülkiyet veya sınırlı ayni hak edinen kimsenin edinimi, zilyedin bu tür tasarruflarda bulunma yetkisi olmasa bile korunur." düzenlemesi mevcuttur. Yine Türk Medeni Kanunu’nun 3. maddesinde ‘‘Kanunun iyiniyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır....

                UYAP Entegrasyonu