"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : FERİZLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/11/2014 NUMARASI : 2013/195-2014/167 Taraflar arasında görülen tapu iptali ve pay oranında tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, usulden reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, muris muvazaası davalarında pay oranında tapu iptali-tescil isteğinde bulunulamıyacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi ( mevsuf-vasıflı ) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....
Özel Dairenin az yukarıda açıklanan nedenlerle hükmü bozması üzerine mahkeme aynen "direnme kararında dava konusu taşınmazın satışına ilişkin satış vaadi sözleşmesinin bulunmaması ve dayanılan satış vaadi sözleşmesindeki değer de gözetilerek satış vaadi sözleşmesine dayalı davanın REDDİNE, muvazaa ve diğer konularda taşınmazdaki davalı payı karşılığı esas alınarak mahkemenin görevsizliğine, dava dilekçesinin bu nedenle reddine" şeklinde karar verilmiştir. Bu durumda ilk kararın hüküm fıkrası değiştirilerek yeni bir hüküm oluşturulduğu açıktır.O nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi gerekir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 14.HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 29.11.2000 gününde oybirliği ile karar verildi....
Eldeki dava mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış sözleşmesinin feshi nedeniyle sebepsiz zenginleşilen miktarın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasında akdedilen Antalya ... Noterliğinin ... yevmiye ve ... tarihli düzenleme şeklinde mülkiyetin saklı tutulması kaydıyla ... plaka nolu araç için satış sözleşmesinin fesih edilip edilmediği ve bu fesih nedeniyle davacı tarafın davalı taraftan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre takibe konu alacağı istemesinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Taraflar arasında mülkiyetin saklı tutulması kaydıyla ... plaka nolu araç için satış sözleşmesi imzalandığı , davacının davalı yana 20.000,00.-TL peşin olarak ödediği geriye 38.500,00.-TL içinde sözleşmede kararlaştırıldığı üzere bono tanzim edildiği, davalı tarafın Antalya ......
Harici satış bedelinin ödendiği hususunda ispat yükü davacı taraftadır.Davacı tarafça davalıya para ödemesi yapıldığı yazılı delille ispatlanamamıştır.Davacının sunduğu banka dekontu kendi hesabından kendisinin çektiği tutara ilişkindir.Bu dekontta ev bedeli olarak yazmasının ispata katkısı bulunmamaktadır.Yine araç satışının taşınmaz sözleşmesine istinaden yapıldığı da araç satış sözleşmesinden açıkça anlaşılır şekilde görülmemiştir. Elden para verilmesi ise yazılı delille ispatlanamamıştır. Kaldı ki sözleşmenin davacı tarafça sunulan örneğinde toplam satış bedeli belirtilmişken,davalı tarafça sunulan suretinde taşınmaz toplam satış bedeli kısmının boş olduğu anlaşılmıştır.Davada miktar itibarıyla tanık dinlenemeyecektir....
Somut olayda; Davacı vekili; paydaşı olduğu 2485 ada 6 parsel sayılı taşınmazda davalıya pay satışı nedeni ile toplam satış bedelinin 136.800,00 TL olduğunu ileri sürülerek muvazaa iddiası ile önalım hakkına dayanarak davalı adına kayıtlı olan payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir, mahkemece muvazaa iddiasının kısmen kabulüne karar verilmiş, Dairemizce muvazaa iddiası ispatlanamadığından tapuda gösterilen satış bedeli üzerinden önalım hakkının kullanılıp kullanılmayacağı sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda resmi akitte belirtilen bedel ve masraflar toplamı 159.250,00 Tl depo ettirilerek bu bedel üzerinden davanın kabulüne; 15.230,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2.304,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir....
Madde, hem de İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayanan muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali davası olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın kabulünü, dava konusu taşınmazların davalılar arasındaki satış işlemlerinin iptalini, icra dosyasındaki alacakla sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Hüküm, davalılar T1 T6 T2 vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna taşınmıştır. Bu hali ile, davanın terditli açıldığı, ilk talebin TBK'nun 19. maddesi muvazaa hükümlerine dayandırıldığı açıktır. Dava, TBK'nun 19 maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1....
in arsa sahibi olduğu ve satış vaadi sözleşmesinin tarafı olarak sözleşmenin feshedilmesinde üçüncü kişilerden mal kaçırmak amacıyla hareket edildiği belirtilerek muvazaa iddiasında bulunulmuşsa da; muvazaa yapıldığına dair delil bulunmadığı, davacı iddiasını ispatlayamadığından birleşen davanın reddine dair karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılardan ...'...
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkilinin aleyhine yapılan icra takibinde, davalı tarafa gönderilen ödeme emrini 15/12/2016 tarihinde tebliğ aldıktan sonra müvekkil şirket adına süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğunu, davacı firma tarafından müvekkil şirkete kiralanmış olan araçlar hususunda muvazaa söz konusu olduğunu, ekte sunulan belgelerden de anlaşılacağı üzere davacı firma ile araç kiralama sözleşmesine istinaden ödemeler yapıldığını, davacı firma tarafından tarafımıza kiralanmış olan ... plakalı araç 3 ay süredir tamirde olduğunu, Araç kira sözleşmesinin 7/b gereğince "Araçların periyodik bakım ve onarım maliyetleri kira bedeline dahil olup KİRALAYANA aittir” maddesi ihlal edilmesi söz konusu olduğunu, davacı firma tarafından tamir edilmesi gereken araç halen tamir edilmemiş olup bu araca ilişkin faturaların müvekkiline gönderildiğini, ayrıca ... plakalı araç maliye tarafından ödenmemiş vergiler sebebiyle bağlanmış olduğunu, Araç Kira sözleşmesinin...
a tapuda satış suretiyle ve dava sırasında dahili davalılar ... ve ... tarafından tapudan satış suretiyle tescil edildiği anlaşılmaktadır. Davacı bu satışların muvazaalı olduğunu ileri sürdüğünden muvazaa olup olmadığının araştırılması gerektiği bu defa yapılan incelemede anlaşılmıştır. Mahkemece muvazaa iddiası üzerinde durulmaksızın ve muvazaaya ilişkin delilleri toplanmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 18.10.2012 tarihli, 2012/11030 Esas 2012/12077 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, davanın reddine ilişkin hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Taraflar arasındaki muvazaa sebebiyle iptali davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı iflas idaresi ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı Yapı Kredi Bankası A.Ş. vekili, davalı .........nin müvekkili bankaya olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile aralarında organik bağ olduğunu iddia ettiği davalı ......AŞ.ye 4/8 hissesine sahip olduğu taşınmazını 1997 yılında devrettiğini belirterek, BK.nın 18. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali ile, taşınmazın haczine ve satışına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekilleri, yapılan işlemlerde muvazaa bulunmadığını, gerçek bedel üzerinde bir bedel ödenerek taşınmazın devredildiğini, tasarrufun alacaktan önce olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır....