Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin şirket hisselerinin iradesi dışında, usulsüz ve yasaya aykırı bir şekilde davalılara devredildiğinin öğrenildiğini oysa, müvekkilinin halen pay defterinde kayıtlı olup, şirket ortağı olduğunu, hisse senetlerinin fiziki olarak müvekkilinde bulunduğunu, pay defteri ve hisse senetlerinin elinde bulunmasının müvekkilinin hissedarlığının kanıtı olduğu ancak, elinde bulunan hisse senetlerinin davalılara devredilmiş olduğunun ortaya çıktığını, devir işleminin TTK'nın 416. maddesinde yer alan emredici düzenlemeye aykırı olup, geçersiz olduğunu, geçerli bir devirden söz edebilmek için ciro ve teslim şartı bulunduğunu ancak, hisse senetlerinin fiziki olarak halen müvekkilinin elinde olduğunu, pay defterine kaydedilmeyen, emredici yasa hükmüne ve ana sözleşmeye aykırı olan devir işlemin geçersiz olduğunu ileri sürerek, devrin usulsüzlüğünün tespiti, hisse senetlerinden doğan tüm hakların, maliki bulunduğu hisse senetlerine isabet eden temettü bedellerinde...
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin; geçersiz sözleşmede yer alan cezai şart hükmü de geçersiz olduğundan davacının Kuşadası 1.İcra müdürlüğünün 2014/3523 E. Sayılı takip dosyasında 25.000 TL cezai şart yönünden borçlu olmadığının tespitine kararının, usule ve hukuka aykırı olduğunu, araç satış sözleşmesinin araç satışına yönelik bir sözleşme (satış vaadi sözleşmesi) olması nedeniyle bir şekil şartına bağlı olmadığını, sözleşmenin özel şartlar başlıklı 2....
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin; geçersiz sözleşmede yer alan cezai şart hükmü de geçersiz olduğundan davacının Kuşadası 1.İcra müdürlüğünün 2014/3523 E. Sayılı takip dosyasında 25.000 TL cezai şart yönünden borçlu olmadığının tespitine kararının, usule ve hukuka aykırı olduğunu, araç satış sözleşmesinin araç satışına yönelik bir sözleşme (satış vaadi sözleşmesi) olması nedeniyle bir şekil şartına bağlı olmadığını, sözleşmenin özel şartlar başlıklı 2....
Noterliğinde yapılan satış akdinin hükümsüz olduğunu, bu nedenlerle Sandıklı Noterliğinin 31/03/2010 tarih ve 02643 sayılı araç satış sözleşmesi ile Afyonkarahisar 1. Noterliğinin 13/04/2010 tarih ve 06264 yevmiye sayılı araç satış sözleşmesinin ayrı ayrı iptaline, Renault Marka 2009 Model Symbol tipli K7J700R414203 motor numaralı, VF1LBNKS541441285 şasi numaralı aracın mülkiyetinin T1’na ait olduğunun tesbitine ve aracın müvekkiline teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu aracın müvekkiline Sandıklı Noterliğinden satış yapıldığını, esasa ilişkin olarakta müvekkilinin iyi niyetli olarak aracı Noterden satın aldığını, iyi niyetle mal edinen üçüncü şahısların edinimlerinin korunmasının yasal zorunluluk olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
un davalıdan araç satın aldığını, aracın devrinin dava dışı damadı ... adına yapıldığını, paranın 18.900,00 TL'sinin, nakden kalanının (5000TL) senet verilerek ödendiğini, davalının hileli hareketleri ile müvekkilinin kandırıldığını aracın tavanının seyir halinde iken düştüğünü, aracın komple ağır hasarlı olduğunun tespit edildiğini, bu hali ile değerinin 10.000,00 TL'den aşağı olduğunun söylendiğini, davalıdan senedin istendiğini ancak davalının senedi haksız olarak icra takibine konu yaptığını ileri sürerek, borcun bulunmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıların aracın satış işlemleri öncesinde aracı kontrol edip fiyat konusunda anlaştıklarını, satış işleminin 01.08.2013 tarihinde yapıldığını, noterde yapılan sözleşmenin alıcının aracı kabul ettiğini beyan eden açık bir senet hükmünde olduğunu, iddianın yerinde bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir....
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, oto satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılması gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğu, davalı aracın mülkiyetini davacıya devretmediği halde oto satış sözleşmesinin eki olan senedi haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine konu yaptığı gerekçeleri ile davanın kabulüne, icra takibine konu ....750.00 TL. bedelli senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 29.07.2011 tarihli harici araç satış sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşmeye göre araç bedelinin takip ve dava konusu senetle ödenmesinin kararlaştırıldığı, bu sözleşme altındaki matbu bononun doldurulmuş olduğu, davalı alacaklının bu bonoya dayalı olarak takip yaptığı dosya içeriği ile sabittir....
düzenlenen 17/03/2014 tarihli ve 02183 yevmiye sayılı araç satış sözleşmesi ile dava dışı ...'in kardeşi davalıya satıldığını, şikayet üzerine dava dışı ... hakkında .. 2014/1279 sayılı dosyası üzerinden soruşturma başlatıldığını belirterek, davaya konu aracın mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunun tespitini ve tescilini istemiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, " .. " gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler incelendiğinde; .. düzenlenen 17/03/2014 tarihli araç satış sözleşmesi ile dava konusu aracın davacı tarafından davalıya satıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, davalının ablası olan dava dışı ...'in hileli davranışları ile iradesinin sakatlandığını ileri sürerek yapılan noter satış sözleşmesinin iptalini, araç mülkiyetinin tesbitini ve tescilini talep etmiştir. Noter tarafından düzenlenen sözleşmeler resmi senet niteliğindedir....
TEMYİZ 1.Direnme kararı süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. 2.Hukuk Genel Kurulunun 13.12.2022 tarihli ve 2021/538 Esas, 2022/1739 Karar sayılı kararıyla; davalı noterdeki satış sözleşmesiyle sicilde malik olarak gözüken kişiden aracı satın aldığını ve iyi niyetli olduğunu savunmuş ise de; ilk satış sözleşmesinin satıcı davacının iradesi hile ile sakatlanmış olduğundan geçersiz olduğu ve bu satışta alıcı olan kişinin emin sıfatıyla zilyet olduğundan bahsedilemeyeceği, araç sicili yönünden kanun koyucunun öngördüğü bir sicildeki kayda güven koruması bulunmadığından geçersiz ilk satıştan sonraki devirlerin de davalıya hak bahşetmeyeceği, davalının aracı oto galeriden satın aldığı hususunu ispatlayamadığını, dolayısıyla somut olayda TMK’nın 989/2 nci maddesinin de uygulanamayacağını, bu sebeple davalının iyi niyetli olup olmaması hukuken değer taşımadığından dava dışı kişiler hakkındaki ceza yargılaması çerçevesinde iyi niyetin tartışılmasına da gerek bulunmadığı gerekçesiyle...
Dava konusu araç satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmemiş olması nedeniyle, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesi uyarınca geçersiz olduğu anlaşılmakta olup, bu tür geçersiz sözleşmelerde taraflar sözleşme uyarınca birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri isteme hakkına sahiptirler. Geçersiz sözleşmeler taraflarca hak ve borç tahmil etmeyeceği için, taraflar ancak verdiklerini karşılıklı olarak haksız iktisap hükümleri uyarınca geri alabilirler. Bu bağlamda alıcı taraf satıcıdan ancak ödediği bedelin iadesini isteyebilir. Aracın alıcıda kaldığı dönem için kullanma bedeli kira, ecrimisil adı altında talepte bulunulamaz. Satıcı taraf ise sadece aracın iadesini isteyebilir. Satış bedelinin satıcıda kaldığı süre için faiz istenemez. Somut olayda taraflar arasında araç satış sözleşmesi yapıldığı, dava konusu senetlerin ise satış sözleşmesi gereğince davalıya verildiği konusunda ihtilaf yoktur....
Dava konusu araç satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmemiş olması nedeniyle, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesi uyarınca geçersiz olduğu anlaşılmakta olup, bu tür geçersiz sözleşmelerde taraflar sözleşme uyarınca birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri isteme hakkına sahiptirler. Geçersiz sözleşmeler taraflarca hak ve borç tahmil etmeyeceği için, taraflar ancak verdiklerini karşılıklı olarak haksız iktisap hükümleri uyarınca geri alabilirler. Bu bağlamda alıcı taraf satıcıdan ancak ödediği bedelin iadesini isteyebilir. Aracın alıcıda kaldığı dönem için kullanma bedeli kira, ecrimisil adı altında talepte bulunulamaz. Satıcı taraf ise sadece aracın iadesini isteyebilir. Satış bedelinin satıcıda kaldığı süre için faiz istenemez. Somut olayda taraflar arasında araç satış sözleşmesi yapıldığı, dava konusu senetlerin ise satış sözleşmesi gereğince davalıya verildiği konusunda ihtilaf yoktur....