Bu durumda tarafların uyuşmazlık konusu araç satış tarihini kapsayan ticari defter kayıtlarının usulüne uygun olarak ibrazı sağlanarak, ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle davalının ticari defterlerinde ödeme kaydı olup olmadığı, araç satışının ticari defterlere ne şekilde yansıtıldığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi yerinde bulunmamıştır." gerekçesi ile Mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiş, Mahkememizce kaldırma ilamı doğrultusunda inceleme hususunda işlem yapılmış ise de, ispat yükü üzerinde olan davacı tarafça ticari kayıtların incelenmesine yönelik gerekli olan bilirkişi ücret avansının yatırılmadığı, bu haliyle bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı, istinaf ilamındaki eksikliğin giderildiği, mevcut deliller kapsamında araç satış sözleşmesinde de aracın satışının 100.000,00 TL ye yapıldığının ve bedelin tamamen alındığının davacı tarafça kabul edildiği...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı bir kısım davalılar aleyhine açılan davanın reddine, bir kısım davalılar aleyhine açılan davanın da kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde dahili davalı asil ..., asil ... ve asil ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Yargıtay 4 HD 20.11.2012 gün, 2012/11966 E- 2012/ 17407 K sayılı Dairemizin bozma ilamında özetle, “Muvazaa, tarafların aralarında anlaşarak gerçekte yapmak istemedikleri bir hukuki işlemi 3. kişileri aldatmak amacıyla yapıyormuş gibi göstermeleridir. Muvazanın şartları; görünürdeki işlem, muvazaa anlaşması ve aldatma kastıdır. Dosya kapsamından; davalı ...'un davacıların babasını 03.07.2004 tarihinde öldürdüğü ve bu nedenle tutuklandığı, davaya konu taşınmazların ise 13.08.2004 tarihinde davalı ...'a vekaleten ......
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 23/01/2020 tarih ve 2018/227 Esas, 2020/38 Karar sayılı hükmünün, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin, davacı idare vekili tarafından istenilmesi üzerine, daireye gönderilen dosya incelendi, gereği düşünüldü: İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; T4 kamu alacağının tahsilini engellemek amacıyla babaannesi T5 adına tescil etmiş olduğu ve ödemelerinin kendisi tarafından yapılan 34 XX 389 plakalı 2014 model Volkswagen marka aracın muvazaalı satışının iptali ile dava konusu araç üzerinde haciz ve satış isteme yetkisi tanınmasına, araç başka birine deverildiği takdirde aracın değeri kadar davalılar aleyhine tazminata hükmedilmesine, bu taleplerinin kabu edilmediği takdirde BK 18 de düzenlenen muvazaa nedeniyle hükümsüzlüğün tespitine ve aracın davalı T4 adına teciline karar verilmesini ayrıca hazine zararı oluşmaması için aracın başkalarına devrinin önlenmesi amacıyla aracın kaydına cebri icra satışını da engelleyecek şekilde kamu alacağı miktarınca...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11.02.2020 NUMARASI : 2018/414 ESAS 2020/82 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali ( KARAR : Taraflar arasında görülen "Muvazaa Nedeniyle Satışın İptali" davasının yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve intifa hakkının terkini isteklerine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 29.04.2016 tarihli ve 2014/17369 Esas, 2016/5225 Karar sayılı ilamıyla "...davalılara anneleri tarafından yapılan pay satışının gerçekte bağış olduğundan önalım hakkı kullanılamıyacağı için davanın reddi gerekirken 12271 parsel sayılı taşınmazdaki dava konusu 4/12 payın keşfen belirlenen değeri olan 7.950.096 TL ile tapu harç ve masraflarının depo edilmediğinden bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir..." şeklindeki gerekçeyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Davacı vekili ile davalılardan ... ve ... vekili karar düzeltme isteğinde bulunmuşlardır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, evlenme kastı ile dava dışı şahıslar aracılığıyla davalı ile tanıştırıldığını, evlilik hazırlıkları kapsamında 68 FN 390 plakalı aracını davalıya devrettiğini ancak daha sonra davalının zaten evli olup kandırıldığını anladığını ileri sürerek araç satışının iptali ile, adına yeniden tescilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı eldeki davası ile, evlenme kastı ile hareket ettiği davalının, hileli hareketlerle dava konusu aracın devrini aldığını ileri sürerek, satışın iptali ile aracın yeniden üzerine tescilini istemiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 01.05.2005 - 31.05.2017 tarihleri arasında iki dönem hâinde alt işverenlere bağlı olarak davalı Belediyenin araç tahsis biriminde binek tipi araç şoförü olarak çalıştığı, Dairelerinin 2020/802 Esas ve 2021/577 Karar sayılı kaldırma - gönderme kararının davacının otobüs şoförü değil binek tipi araç şoförü olması sebebiyle maddi hataya dayalı olduğu, maddi hataya dayalı bu kararın davacı lehine hak sağlamayacağı, araç kiralanması hizmet alım sözleşmesi kapsamında dava dışı şirketlere bağlı olarak davalı ... nezdinde çalışan davacının muvazaa konusunda soyut tanık beyanları dışında delili olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönüyle dosya kapsamına uygun olduğu, davanın maddi tazminat istemine ilişkin olmaması sebebiyle karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 13 üncü maddesinin ikinci fıkrasının uygulanma imkânı bulunmadığı, ancak kıdem tazminatı...
Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası ile birleştirilmesine, dava sonunda yapılan satış işleminin muris muvazaası sebebiyle iptali ile veraset ilamındaki payı ölçüsünde davacı adına tesciline, davalı yönünden tapu iptali talebinin kabul edilmemesi halinde satış tarihindeki bedel üzerinden faiziyle birlikte tazminen bu davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, muvazaa nedeniyle satışın iptali isteği yerinde görülmeyerek asıl davanın reddine, karşı dava yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar Dairece"davacıya tescil davası açması için önel verilmesi, açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi ondan sonra işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir." gerekçesi ile bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının davalılar aleyhine Gaziantep 3....