Maddesinde, trafikten men edilerek alıkonulan araçların sahipleri tarafından 6 ay içinde teslim alınmayan ve aranmayan araçların hazinece satılarak bedellerinin emanet hesabına alınarak, bu işlemler sırasında yapılan masrafların satış bedelinden mahsup edileceği düzenlenmiş olup, bu yasanın uygulanmasına yönelik çıkarılan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin “Araçları kaldıran ve çekenler ile araç sahiplerinin sorumluluğu” başlıklı 121/b-2. bendine göre araç sahiplerinin, araçlarının kaldırılıp götürülmesi sebebiyle yapılmış olan bütün masrafları ödemek zorunda olduğu yönünde paralel bir hükme yer verilmiş ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek-14....
15.02.2017 tarihinde dava açıldığını, mahkemece tedbir talebinin İİK. 118/1- C3 maddesi gereğince satılan mal kesinleşmeden teslim olunmayacağı gerekçesi ile reddedildiğini, yeni bir dilekçe ile mahkemeye başvuru üzerine mahkemece 03.03.2017 tarihinde 34 XX 840 plaka sayılı aracın 3. kişilere satışının engellenmesine ilişkin tedbir kararı verildiğini, dava açıldığını öğrenen ihale alıcısı davalı T3'ın 34 XX 840 plakanın ihalenin feshi davasından zarar görmemek ve müvekkili davacıyı zarara uğratmak kastı ile 23.02.2017 tarihinde diğer davalı T4 muvazaalı bir şekilde taksi plakasının satışını yaptığını, ihalenin feshi davasını açtıkları 15.02.2017 tarihi ile 34 XX 840 taksi plakasının muvazaalı şekilde 3. kişiye satışının yapıldığı tarih arasında 8 (sekiz) günün olması, taksi plakasının satış bedelinin rayicinden düşük gösterilmesiinin muvazaa iddialarını kanıtladığını, Tekirdağ İcra Hukuk Mahkemesinin 07.06.2017 tarih 2017/49 Esas ve 2017/238 Karar sayılı kararı ile " satış ilanını...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki karşılıklı itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı karşı davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle harici araç satışının 2918 sayılı KTK'nun 20/d maddesi uyarınca geçersiz olması geçersiz sözleşmede herkesin aldığını iade etmesi gerektiği hususları gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı- karşı davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 05.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili mahkemeye sunduğu dilekçesinde; davanın muvazaa hukuksal nedenine dayalı dava olduğunu belirterek davalı T4 adına kayıtlı olan kaydının iptali ile davalı T5 adına tesciline, bu mümkün olmadığı takdirde 1.000,00 TL bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacının araç için tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesi tarafından davanın eşler arasında mal rejimlerinden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlardan olduğundan bahisle istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından daha önce rapor sunan bilirkişi heyetine aldırılan 21.06.2022 ve 07.04.2023 tarihli raporda açıkça, bir taşınmazın bedelinin çok altında satılmasının (bedelde) muvazaanın varlığı açısından tek başına belirleyici niteliği haiz olmadığı, her iki şirketin arasında organik bağ bulunup bulunmadığı hususunun da muvazaa iddiasını ispat etmeye yetmeyeceği, muvazaa iddiasında aslolanın, tarafların görünüşteki hukuki işlemin hüküm doğurmaması hususunda anlaşmış olmalarının ispatlanması olduğu, ilgili satış işlemlerinin muvazaalı olduğu davacılar tarafından ispatlanmış olmadıkça ilgili işlemlerin muvazaa sebebiyle geçersiz olduğu kanısına varılamayacağı sonuçlarına ulaşıldığı, buna rağmen mahkemece davalı şirket yetkilileri ile müvekkili arasındaki tanışıklığın muvazaa gerekçesi olarak gösterilmesinin hatalı olduğu, mahkemenin gerekçesini dayandırdığı sebeplerin muvazaayı ispata elverişli olmadığı, bilirkişi heyeti raporlarındaki bedel tespitlerinin denetime elverişli...
Mahkemece muvazaa olgusunun davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Köyü, 336 parsel kayıtlı taşınmazda paydaş olan dava dışı ....nin hissesini 13/12/2011 tarihinde davalıya sattığını, ancak tapudaki satış bedelinin önalım hakkının kullanılmasını engellemek amacıyla muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini ileri sürerek, davalı adına kayıtlı payın belirlenecek gerçek satış bedeli üzerinden tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiş ve peşin harcı 10.000 TL üzerinden yatırmıştır. Davalı vekili, dava konusu pay satışının 1.050.000 TL olduğunu, bedelde muvazaa iddiasının doğru olmadığını, fiili taksim bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
Dava; hisse devri işleminin ve buna bağlı olarak devredilen tapuların muvazaa sebebiyle iptaline, ayrıca genel kurul kararlarının, yönetim kurulu kararlarının, noter işlemlerinin, ticaret sicil odası, il ve ilçe belediye başkanlıkları nezdindeki tüm işlemlerin muvazaa ve mutlak butlan sebebiyle yok sayılmasına ve iptali talebine ilişkindir. Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalıların savunması, ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ...'ün, davalılardan ...'ün eşi olup, davalı ...'ün davalılardan ... ile birlikte davalı ... AŞ'nin ortağı olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı ...'ün eşi olan davalı ...'ün davalı ......
İcra Mahkemesi İ.İ.K.nun 331/1. maddesine aykırılık suçundan sanık ... hakkında açılan davada beraat kararı verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Borçlunun eylemine karşılık olarak düzenlenen İcra ve İflas Kanunu’nun 331. maddesinde, “Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak , telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde..... cezalandırılacağı” öngörüldüğünden, taşınmaz üzerindeki ipoteğin ve satışının...
İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 280 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "istihkak-tasarrufun iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal 2. İcra Mahkemesince istihkak isteminin kabulüne-tasarrufun iptali isteminin reddine dair verilen 21.12.2004 gün ve 2003/61-2004/545 sayılı kararın onanması üzerine karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 04.07.2006 gün ve 2006/8646-7422 sayılı ilamı ile, (...Davacı; karşı davalı 3. kişi; dava konusu 4 adet aracı noter satış senedi ile satın aldığını belirterek; üzerlerine konulan haczin kaldırılmasını istemiştir. Davalı; karşı davacı ise; araç satışının mal kaçırma amacına yönelik olduğunu, satışın iptal edilmesi gerektiğinden bahisle karşı dava olarak tasarrufun iptali davası açmıştır. Mahkemece davacı; karşı davalı 3. kişinin davası kabul edilmiş, tasarrufun iptali istemine ilişkin karşı davanın ise reddine karar verilmiştir....