aleyhine 10/12/2012 gününde verilen dilekçe ile muvazaa iddiasına dayalı işlemin iptali ve kullanım bedeli istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/03/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, muvazaalı işlemin tespiti, miras payına karşılık gelen satış ve araç kullanım bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, Borçlar Kanununun 18. maddesi gereğince muvazaa iddiasına dayalı araç kaydının iptali istemine ilişkin olup, mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 13.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; TBK'nun 19.maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak davalılar arasında araç satışına ilişkin olarak yapılan tasarrufun muvazaalı olduğunun tespiti ile birlikte araç mülkiyetinin yeniden davalı eş adına tescili, olmadığı takdirde de davacıya alacağını tasarruf konusu araç üzerinden tahsil edebilmesine imkan verilmesi isteğine ilişkindir....
- K A R A R - Dava muvazaa iddiasına dayanan sıra cetveline itiraz davasıdır. Mahkemece takip talepnamesinde alacak kaynağının “nakden” ibaresi ile tanımlandığı, araç satış sözleşmelerinden bedelin peşin alındığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hükmün Dairemizce onanması üzerine davalı vekilince kararın eksik incelemeye dayandığı belirtilerek karar düzeltme yoluna gidilmiştir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalıda olup, davalı alacağının gerçekliğini usulüne uygun delillerle kanıtlamak zorundadır. Somut olayda davalı yan icra takibinin dayanağı olarak nakden ibaresini kullanmış, yargılama aşamasında da alacağının varlığını ispatlayamamıştır....
Dava araç mülkiyetinin tespiti ve tescili istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. Maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Bir hukuki ilişkinin taraflarının üçüncü kişileri aldatmak amacıyla bilerek ve isteyerek gerçek iradeleri ile beyanları arasında uygunsuzluk yaratmak suretiyle yaptıkları, görünüşte geçerli ama gerçekte geçerli olmayan işlemlere muvazaa denir. Muvazaalı olduğu iddia edilen işlemin tarafları bu muvazaa iddialarını ancak yazılı delil ile ispat edebilirler. Ancak HMK'nın 203. maddesi gereği üçüncü kişiler muvazaa iddiasını her türlü delille ispat edebilmektedir. HMK'nın 140 vd. maddeleri uyarınca tanık deliline dayanan tarafın tanık listesini sunmamış olması halinde mahkemece tanık listesinin sunulması için kesin mehil verilmesi gerekmektedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Asıl dava; kullanım ödüncü sözleşmesi iddiasına dayalı istihkak, birleşen dosya; inançlı işlem iddiasına dayalı araç mülkiyetinin tespiti ve tescili talepli davadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle vekalet sözleşmesine aykırı davranış nedeniyle araç mülkiyetinin tespiti ve zararın tazminine ilişkin olup temyiz isteminin de vekaletin kötüye kullanıldığı iddiasına dayandırılmış olmasına göre dosyanın temyiz incelemesi Yüksek 13.Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. Ne var ki dosya, Yüksek 3. ve 13.Hukuk Dairelerinin görevsizlik kararları ile Dairemize gelmiş olduğundan görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın doğrudan Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulmasına, 18.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, harici araç satış sözleşmesi gereğince satışı kararlaştırılan aracın devrinin yapılmadığı iddiasına dayalı aracın mülkiyetinin devri olmadığı takdirde ödenen bedelin ve yapılan masrafların tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanmak suretiyle hüküm kurulmuştur. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesinindir. Ne var ki, dosyanın görevsizlik kararı üzerine Dairemize gönderildiği anlaşıldığından görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu’na gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 28/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davanın konusu, üçüncü kişinin (alacaklının) ketmi vereseye dayanarak açtığı araç mülkiyetinin tespiti (tescili) istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/07/2022 tarih 1047 sayılı kararı ile belirlenen ve 01/09/2022 itibaren geçerli olan Hukuk Daireleri iş bölümü kararı gereğince;Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmayan araç mülkiyetinin tespiti davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar," ile ilgili uyuşmazlıklara 4. Hukuk Dairesi'nin (11)'nolu görevi kapsamında bulunmaktadır. Hal böyle olunca, Dairemizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. KARAR: 1- Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/07/2022 tarih 1047 sayılı kararı ile belirlenen ve 01/09/2022 tarihinden itibaren geçerli olan Hukuk Daireleri iş bölümü kararı gereğince; "Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmayan araç mülkiyetinin tespiti davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar " ile ilgili uyuşmazlıklara 4....
Sonuç olarak, davacı tarafça, inançlı işlem iddiasına dayalı olarak araç mülkiyetinin tespiti talepli eldeki dava açılmış ve ispat yükü işbu iddiada bulunan davacı tarafta olup, dosya kapsamındaki mevcut yazılı delillere göre davanın davacı tarafça ispat edilemediği ve davacı tarafın yemin teklifi üzerine ise kesin delil niteliğindeki davalıların yeminli beyanları ile özetle, dava konusu aracın Şükriye Çelebioğlu tarafından alındığı, ortada inançlı işlemin bulunmadığı, aracın mülkiyetinin davacıya ait olmadığı yönünde beyanda bulunmuş olmaları sebebiyle davacı tarafça davanın ispat edilemediğinden bahisle yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı görülmekle, davacı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı görülmüştür....