"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ARAÇ MÜLKİYETİNİN TESBİTİ VE TESCİLİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; genel muvazaa hukuksal nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 17.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 17.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 30.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
. - K A R A R - Dava muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Davalı vekili müvekkilinin dava dışı borçluya harici sözleşme ile ticari araç sattığını, ticari araç belgesi alınamadığından noter satışının yapılamadığını ve bedel mukabili verilen bononun takiben konulduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraza ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkeme gerekçesi, yerinde değildir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ileri sürülen hukuki olgu, davalı ile dava dışı borçlunun muvazaalı borç yaratmak suretiyle alacaklı durumundaki üçüncü kişilerden mal kaçırma işleminin, davacıya karşı ileri sürülememesini sağlamaktır. Bu davalarda alacağın gerçek bir alacak olduğunu davalı tarafın ispat etmesi gerekirse de, bunun için borçlandırıcı işlemin daha sonra ki tarihte yapılmış olup olmaması da önem taşır. Somut olayda, muvazaalı olduğu öne sürülen davalı alacağına esas rehin sözleşmesi noterde ....07.2011 tarihinde düzenlenmiştir. Davacı yanın takibinin dayanağı olan çekin keşide tarihi ise, ....04.2012 tarihidir....
Ancak davacının, bahse konu haksız eylem nedeniyle davalı ... aleyhine alacağın tazminine yönelik bir girişimde bulunmadığı dolayısıyla davalılar arasındaki muvazaa iddiasına dayalı davayı açması için alacaklı sıfatından kaynaklanan hukuki yararın eldeki davada gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Zimmet suçu nedeniyle oluşan zararın dava veya takip yoluyla haksız fiil faillerinden talep edilmesi, bu talebin karşılanmaması halinde haksız fiilden kaynaklanan alacağın tazminine yönelik TBK'nın 19 uncu maddesi uyarınca muvazaa iddiasına dayalı davanın açılması gerekir. Bu aşamada davacının, sadece ceza yargılaması nedeniyle mahkum olan davalı ...'ın taşınmaz ve araçları elinden çıkardığından bahisle dava açmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Davanın her aşamasında bulunması gereken hukuki yarar hususu dikkate alınmaksızın zimmet suçundan mahkumiyet gerekçesiyle muvazaa iddiasına dayalı olarak dava açılması doğru olmamış ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2....
Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava;araç satış sözleşmesinden kaynaklı, hileye ilişkin irade sakatlığı ve muvazaa iddiasına dayalı satış sözleşmelerinin iptali, aracın davacıya ait olduğunun tespiti ile davacı adına tescili, olmadığı takdirde araç rayiç bedelinin davalılardan tahsili istemlidir. Davacı vekili, dava konusu aracın başkalarına devrinin engellenmesi amaçlı araç üzerine teminatsız ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş, mahkemece 30/09/2022 tarihli tensip ara kararı ile bu yöndeki talebin kabulüne ve dava konusu 34 XX 696 plakalı aracın üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiş, davalı T3 vekilinin söz konusu tedbir kararına süresi içerisinde itiraz etmesi üzerine duruşma açılarak; "mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının koşullarında değişiklik olmadığından davalı T3 ihtiyati tedbir ara kararına itirazlarının reddine," şeklinde karar verilmiş, karar süresi içerisinde davalı T3 vekili tarafından istinaf edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, muvazaa iddiasına dayalı araç kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 17.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 17.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 28.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
-KARAR- Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Davalı vekili müvekkili ile dava dışı borçlu arasında araç satımı ile ilgili sözleşme yapıldığını ve bedel bakımından alacaklı konuma geldiklerini; düzenlenen bonoya dayalı olarak da icra takibi yaptıklarını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davalının alacağını kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ispatlayamadığı; dava dışı borçlunun takibi icra dairesinde kabul edip, mal beyanı olarak bedeli paylaşıma konu aracı gösterdiği ve araç üzerine haczin konulduğu; bu tavrın muvazaaya karine teşkil ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı alacağın kaynağını araç alım satımına dayandırmış ve bu konuda Av. ...lu’nun yetkilendirildiği ve adını içeren noterce 12.05.2004 tarihinde düzenlenmiş vekâletnameyi ve 120.000,-TL bedelli satış sözleşmesini sunmuştur. Takip ise 14.05.2004 tarihinde başlatılmıştır....
Mahkemenin sıra cetvelinin ortadan kalkmış olmasına ilişkin tespiti doğru ise de, bu aşamada sıra cetveline itiraza ilişkin istem açısından karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulduğu ve davacının alacağının iptal edilen sıra cetvelinde kayıtlı bulunmadığı gözetilerek davacının sıfatının bulunmadığı bir sıra cetvelinde muvazaa iddiasını ileri süremeyeceği, iptal edilen ve yeniden tanzim edilecek sıra cetvelinde oluşacak duruma göre alacaklı sıfatıyla yer alması durumunda bu taleplerinin ileri sürülebileceği dikkate alınmadan, mevcut durum itibariyle davacının muvazaa iddiasına ilişkin aktif husumet ehliyeti bulunmadığından red kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davacının muvazaa iddiasına ilişkin işin esasına girilip red kararı verilmesi doğru görülmemiştir....
Muvazaa olgusuna ilişkin bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Taşınmazın tapuda ... olan kişilerin mülkiyet haklarına rağmen taşınmazı teslim almamaları muvazaanın varlığı için yeterli bir delil değildir. Kaldı ki kayıt maliklerinden ... davacı aleyhine hukuki yollara başvurmuş haksız elatmanın önlenmesini istemiştir. Bu bakımdan TMK.nun 6.maddesine göre ispat yükü kendisinde olan davacıdan muvazaa iddiasına ilişkin deliller istenip toplanmalı, olayın genel akışı da gözetilerek hasıl olan sonuç dairesinde bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak verilen karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine, 19.1.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Asıl ve birleşen davalarda davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, asıl ve birleşen davalarda davalılar ... ve ... aleyhine 25/05/2012, 01/04/2013, 19/11/2012, 25/09/2013 günlerinde verilen dilekçeler ile muvazaa nedeniyle araç mülkiyetinin tespiti ve tapu iptal tescil istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece asıl ve birleşen Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/156 esas sayılı dosyasında davanın reddine, birleşen Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/598 esas sayılı dosyasında tapu iptal tescil talebinin husumet nedeniyle reddine, birleşen Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/598 esas sayılı dosyası ve birleşen Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/441 esas sayılı dosyasında ecrimisil talebinin kabulüne, birleşen Ankara 7....