WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen vekili için 3.050.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 23.40. TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 09.02.2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. -KARŞI OY- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davacı tarafın yemin deliline başvurmadığı, yazılı delil sunmadığı, temlik alan davalı ...'nin, inançlı işlem iddiasını reddedip incelenen Adana 13....

    Yargısal kararlarda ise inançlı işlem, inanılan tarafın elde ettiği hakkı, taraflarca güdülen amaç sona erdikten veya belirli bir süre geçtikten sonra inanana veya üçüncü kişiye devretme taahhüdünü içeren bir anlaşma olarak tarif edilmiştir (HGK, 13.5.1992 gün ve 1992/14-249 E, 1992/323 K). İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir. İnanç sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır....

      c)Yapılan açıklamalara göre 25/10/2010 tarihindeki ibranamede ibra konusu miktarın bulunmadığı bu nedenle geçerli olmayacağı değerlendirilmiştir. 30/12/2010 tarihli ibranamede ise davalılar ... ve ... yönünden ihtirazi kayıt konulduğu görülmekle iş bu davalılar için ibra iradesinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır. d)Davalı .... yönünden ibranamenin geçerliliğinin değerlendirilmesi bakımından öncelikle aşırı yararlanma ve irade bozukluğu hallerinin bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekmektedir. Zira dava dilekçesinde hangi irade bozukluğu hallerine dayanıldığı açıkça bildirilmemiştir. Dava dilekçesi ve yargılama tutanaklarına geçen "baskı, aciz, korku, panik, kandırılma, zor durumdan yararlanma, yanılgıya düşürülme, müzayaka halinden faydalanma" ibareleri nazara alındığında tüm irade fesadı hallerine dayanıldığına kanaat getirilmiş, bu sebeple tüm irade bozukluğu hallerinin ayrı ayrı incelenmesi gerekmiştir....

        İçtihadı Birleştirme kararının sonuç bölümünde ifade olunduğu üzere, inançlı işleme dayalı olup dinlenilirliği kabul edilen iddiaların ispatı, şekle bağlı olmayan yazılı delildir. İnanç sözleşmesi olarak adlandırılan bu belgenin sözleşmeye taraf olanların imzasını içermesi gereklidir. Bunun dışındaki bir kabul, hem İçtihadı Birleştirme kararının kapsamının genişletilmesi, hemde taşınmazların tapu dışı satışlarına olanak sağlamak anlamını taşıyacağından kendine özgü bu sözleşmelerle bağdaştırılamaz. Somut olaya gelince; iptal ve tescil davalarının taşınmazın kayıt maliki aleyhine açılması zorunludur. Nitekim, eldeki dava kayıt maliki davalı Yüksel aleyhine açılmıştır. Ancak, somut olayın özelliği itibariyle taşınmazın son maliki bakımından iddianın incelenebilmesi için davacı ile ilk el durumundaki dava dışı A.. G.. arasındaki hukuki ilişkinin inançlı işleme dayalı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerektiğinde kuşku yoktur....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; araç mülkiyetinin davalı adına tescillendiği, davacının, bu araç satış işleminin, aralarındaki inançlı işlemden kaynaklandığına ve bu nedenle davalının mülkiyet devir borcu altında olduğuna dair yazılı delil ileri sürmediği, yemin deliline başvurmadığı, sair delillerin takdiri delil olduğu, benzer mahiyette takdiri delillerin davacı aleyhine davalı tarafından da ileri sürüldüğü, davalının dayandığı Whatsapp kayıtlarının içeriği ve davalı tanıklarının beyanlarından, aracın davacı tarafından davalıya hediye (bağış) edildiğinin anlaşıldığı, davacının tanıklarının beyanlarından inançlı işlemin varlığına dair kanaat edinilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

          DELİLLER: Tapu kaydı, keşif, bilirkişi raporu, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, adi ortaklık kazancı ile alındığı iddia edilen taşınmazın inançlı olarak davalı adına tescil edildiği iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere malvarlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye "inanan" adı verilir....

          İnanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder. Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar. Diğer bir anlatımla, bu işlemle borçlu, alacaklısına malını rehin edecek, yani yalnızca sınırlı ayni bir hak tanıyacak yerde, malının mülkiyetini geçirerek rehin hakkından daha güçlü, daha ileri giden bir hak tanır....

            İnanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder. Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar. Diğer bir anlatımla, bu işlemle borçlu, alacaklısına malını rehin edecek, yani yalnızca sınırlı ayni bir hak tanıyacak yerde, malının mülkiyetini geçirerek rehin hakkından daha güçlü, daha ileri giden bir hak tanır....

              Uyuşmazlığın dayanağı 6100 sayılı HMK'nın 311. maddesinde “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir” hükmünden kaynaklanmaktadır. Davaya son veren taraf işlemlerinden biri feragattir. Davadan feragat davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı ile olur. Feragatin geçerliliği için bunun davalı ve mahkeme tarafından kabul edilmesine gerek yoktur. Çünkü davacı davasından feragat etmekle, yalnız davasını geri almakla yetinmemekte, bilakis dava konusu yapmış olduğu haktan vazgeçmektedir (feragat etmektedir). Davacının davasından feragat etmesi ile, dava konusu uyuşmazlık sona erer. Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile, davacı feragatten dönemez; feragati ile bağlıdır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık ve hüküm; 4721 sayılı TMK'nun "miras hukuku"(TMK 3.Kitap) hükümlerinden kaynaklanan davada imzalanan sulh protokolünün, irade bozukluğu ve aşırı yararlanma nedeniyle iptali istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 8.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 8.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu