Temyiz Sebepleri Davacı temyiz dilekçesinde özetle, borç aldıkları ... ... ile işlem yapmaktansa arkadaşları olan ... ile işlem yapmanın daha güvenilir olduğunu düşündüklerini, ona güvendikleri için yapılan işlemi irdelenmediklerini ve kendisinin imza attığını, taşınmazda oturmaya devam ettiklerini, 2010 senesinde çektikleri kredinin borcunu da ödemeye devam ettiklerini, kira ödemeden oturduklarını, bunun ...'ın işlemi inançlı işlem olarak yaptığını gösterdiğini, eşinden alacağını alamayan ...'in teminat için yapılan inançlı işlemi güveni kötüye kullanarak sakatladığını, taşınmazın son kayıt malikine de muvazaalı olarak devredildiğini, temliklerin gerçek olduğunun ispatlanamadığını, tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken birden fazla vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1....
Hukuk Dairesince, satış bedelinin ödenmediği iddiası yanında inançlı işlem nedenine de dayanıldığı, akde ihtirazi kayıt konulmadığından bedelin ödenmemesine dayanılarak iptal ve tescil istenemeyeceği, inançlı işlem iddiasının da yazılı delil ile kanıtlanamadığı gerekçesiyle mahkeme kararının kaldırılmasına, anılan gerekçeler ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 16.06.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi, sözlü tebliğe rağmen temyiz edilen davalı ... Ufak Cihanbeyli vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı....
in beyanlarını kabul etmediklerini, Anamur Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmanın sonucu beklenilmeden karar verildiğini, davalıların birlikte hareket ederek icra baskısı altındaki davacının saflığı ve zor durumundan yararlanmış olduklarını, araç satışının davalılarca yapıldığını, temlikin hileli olduğunu, resmi akitte 4000 TL olarak davalı ...’e temlik edilen taşınmazın davalı ...’a fahiş bir bedelle devredildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 3. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesince; davacının inançlı işlem iddiasının tarafların imzası olan 23/03/2017 tarihli ve imzası inkar edilmeyen, Ziraat Bankasına sunulan iki adet adi yazılı senet ve dosyadaki bilgi ve belgeler ile kanıtlandığı gerekçesi ile HMK’nın 353/(1).b.2 maddesi uyarınca davacının istinaf itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. V....
ün raporu okundu, düşüncesi alındı.Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 0.90.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 04.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde tazminat ve ürün bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, hile ve inançlı işlem hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1. İnanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder. Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, hile ve inançlı işlem hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1. İnanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder. Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar....
İspat kuralları açısından bakıldığında ise inançlı işlem nedeniyle iade, tazminat veya sözleşmenin feshini isteyen tarafın 4721 s. TMK'nun 6. ve 6100 s. HMK’nun 190/1. maddeleri gereğince iddiasını ispat etmesi gerektiği kuşkusuzdur. İnançlı işlemi doğrudan düzenleyen bir kanun hükmü bulunmadığından, ispatı hakkında da kanunlarımızda bir hüküm yer almış değildir. İnançlı işlemin ana unsurları, inanç sözleşmesi ve kazandırıcı işlem (hakkın devri işlemi) nasıl özel bir şekle bağlı değilse, inançlı işlemin ispatında da, kural olarak özel bir biçim koşulunun aranmaması, inançlı işlemin ispatında genel hükümlerin uygulanması gerekir. (Özkaya, E.; İnançlı İşlem ve Muvazaa Davaları, 6. Baskı, sayfa 61) Diğer taraftan, Hukuk Genel Kurulunun 14.07.2010 tarih ve 2010/14- 394 Esas - 2010/395 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, inanç sözleşmesinin yazılı olması koşulu bir geçerlilik şartı olmayıp ispat şartıdır. İnançlı işlemin yazılı delilini inanç sözleşmesi oluşturmaktadır....
-KARAR- Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 1.425.70 TL. bakiye harcının temyiz eden davacılara iadesine, 31/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yerel mahkemece verilen istinafa konu kararın feragat nedeni ile redde ilişkin olmasından dolayı davacılar Aliye ve Besime yönünden 6100 sayılı HMK'nın 310/2 ilk derece mahkemesi tarafından ek karar verilmesini gerektirir bir durum söz konusu değildir. 6100 Sayılı HMK.nın "Davadan feragat" başlıklı 307. Maddesinde; "Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir." hükmü, 311. maddesinde; "(1) Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir." hükmü düzenlenmiştir. Davacılar tarafından kabul beyanının irade bozukluğu nedeniyle yapıldığı yönünde iddiada bulunulduğundan öncelikle bu hususun ön sorun kabul edilerek çözümlenmesi gerekir. İrade bozukluğu iddiasına ilişkin benzer bir olayda Yargıtay 1....