Mahkemece, davacı talebinin inançlı işlem iddiasına dayandığı, iddiayı kanıtlayıcı yazılı delil bulunmadığı ve davalıya teklif edilen yemin de eda edildiğinden, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Dava dilekçesi içeriği ile iddianın ileri sürülüş biçiminden ve ön inceleme tutanağındaki davacı beyanına göre davada, hile (aldatma) hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır. Oysa, mahkemece inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı olarak dava sonuçlandırılmıştır. Bilindiği üzere; aldatma (hile), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s....
Davalı-Karşı davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamındaki tüm bilgi, belge ve tanık anlatımları ile dava konusu işlemin inançlı işlem olduğunun sabit olduğunu, dava konusu 34 XX 279 plakalı aracın alımı ve tescil işlemlerinin davacıların murisi Murat Akın adına, müvekkil ile aralarındaki inançlı işlem ilişkisi sonucu yapıldığını, müvekkil davacıların murisinin öz teyzesi oluğunu, müvekkil ile davacıların murisi arasında karşılıklı olarak sevgi, saygı ve güven ilişkisi bulunduğundan Mustafa Dalgıç'ın üniversite öğrenimi tamamlandığında ve fiilen araç kullanmaya başladığında iade edilmek üzere dava konusu aracın mülkiyetinin davacıların murisi Murat Akın adına tescil edilmesi ve ödün olarak kullanılması için anlaştığını, dava konusu aracın bedeli ve aracın tüm vergi ve giderlerinin de müvekkil tarafından ödendiğini, dava konusu işlemin inançlı olduğunu ve murisin teyzesi olan müvekkil Selma Dalgıç'ın kendisine ait olan aracı muris adına tescil ettirdiği konularında...
araştırması yapıldığında evin ve mevcut arsanın değerinin 700,00 TL'nin çok çok üzerinde olduğunun anlaşılacağını beyan ederek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptaline, davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu haliyle mahkemece inaçlı işlem hukuksal nedenine dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmesi usûl ve yasaya aykırı olduğundan, sayın çoğunluğun görüşüne bu nedenlerle katılmıyorum....
Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, sözleşmenin karşı tarafına yöneltilecek tek taraflı bir irade açıklaması ile bildirilebileceği gibi defi veya dava yoluyla da kullanılabilir. Ayrıca hilenin varlığı her türlü delille ispat edilebilir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanında inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana , kazandırıcı bir işlem ile devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı yada nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden bir kimseye "inanan" adı verilir....
Davalı ..., temlikin gerçek satış olduğunu, inançlı işlem iddiasının yazılı belge ile ispatlanması gerektiğini; ikinci cevap dilekçesinde ise, davacının dayısı olan dava dışı ...’ın icra dosyalarındaki borçlarını kendisinin ödendiğini, asıl davacının ve dayısının kendisine borçlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı ... ise, satış bedeli olan 255.000 TL’nin 215.000 TL’sini elden, kalan 40.000 TL’lik kısmını ise çekle ödediğini, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, inançlı işlem iddiasının yazılı delil ile ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen karar Dairece; “…Davacının delil olarak dayandığı davalı ...'...
Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir. Öte yandan inançlı işlem iddiasının 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince yazılı belge ile kanıtlanması gerekeceği ayrıca aynı içtihadı birleştirme kararı uyarınca inanç sözleşmesinin, 6100 sayılı HMK'nin 203. (HUMK'nun 293.) maddesinde sözü edilen yakın akrabalar arasında yapılmış olsa dahi yazılı delil ile ispatı gerekeceği kuşkusuzdur....
Mahkemece, tapu iptal-tescil isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “…dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davacının "inançlı işlem" hukuksal nedenine dayanarak eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; tüm dosya içeriğinin ve toplanan delillerin "inançlı işlem" hukuki nitelendirmesi çerçevesinde yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirilmesi, taraflar arasında yazılı delil ya da yazılı delil başlangıcı sayılabilecek bir belgenin bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması isabetsizdir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafından inançlı işlem iddiasına yönelik yazılı delil sunulmadığı, ancak dava konusu taşınmazın davalıya bedelsiz olarak devredildiği gerekçesiyle tapu iptal-tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir....
Hükmü her iki davalı temyiz etmiştir, Yukarıda vurgulandığı üzere davacı ile davalılardan arasındaki sözleşme Borçlar Kanununun 404. ve devamı maddelerinde hükme bağlanan tellallık sözleşmesidir. Davacı ile davalılardan ... arasındaki sözleşme ise bir inanç sözleşmesidir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir....
Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir ... ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolayı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir....