WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Dava; davalı şirketlerin davalı şirketlerin haklı nedenle fesih ve tasfiyesi, tasfiye payının hesaplanarak davacıya ödenmesine ilişkindir.Mahkemece; eldeki dava mahkemenin 2023/268 esas sayılı dosyasında devam eden davacının inanç sözleşmesi nedeniyle davalı şirketlerde %50 oranında paydaş olduğunun tespiti talebinden tefrik edilmesine karar verilmiştir. TTK nun 531(1) maddesinde haklı sebeblerin varlığında ,sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini teşkil eden pay sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilir. Mahkeme fesih yerine, davacı pay sahiplerine, payların değeri ödenerek davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun bir çözüme karar verebilir. "Anonim şirketin haklı sebeble feshi ve çıkmaya izin davalarında ancak pay sahipleri aktif dava ehliyetine haizdir. Ortaklık sıfatının dava sonuna kadar korunması gerekir....

    Anonim şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, Anonim şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü mümkün değildir. Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi, aynı zamanda Borçlar Hukukuna ilişkin bir hukuki işlem olup, bu karar ve işlemin hataya dayanması karşısında gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hataya veya kasta dayalı, şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasının gerek o işlemi gerçekleştirenlerce, gerekse bundan zarar görenlerce istenebilmesi Borçlar Hukukunun temel kurallarından biridir. Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde, hataya dayalı bir hukuki işlemin düzeltilmesine imkan tanınması kaçınılmazdır....

      Anonim şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, Anonim şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü mümkün değildir. Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi, aynı zamanda Borçlar Hukukuna ilişkin bir hukuki işlem olup, bu karar ve işlemin hataya dayanması karşısında gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hataya veya kasta dayalı, şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasının gerek o işlemi gerçekleştirenlerce, gerekse bundan zarar görenlerce istenebilmesi Borçlar Hukukunun temel kurallarından biridir. Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde, hataya dayalı bir hukuki işlemin düzeltilmesine imkan tanınması kaçınılmazdır....

        yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Adi ortaklık sıfatının adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasında ön şart olduğu hususu da dikkate alınarak; adi ortaklık ilişkisinin tespiti ve şirketin fesih ve tasfiyesi talebi yönünden A.A.Ü.T.ne göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Alacak talebi yönünden A.A.Ü.T.ne göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine....

          Davada haklı nedenle şirketin fesih ve tasfiyesi olmadığı takdirde davacının haklı nedenle ortaklıktan çıkması ve ayrılma payının ödenmesi talep edilmiş olup, herhangi bir organ eksikliğine dayanılmadığı gibi davada herhangi bir yönetici azli veya kısıtlanması gibi bir talepte bulunmayıp, mahkememizin anonim şirketin yetkili temsilcisini azledip yerine kayyum vs. Atama yetki ve görevi de bulunmadığından davalı vekilinin itirazının kısmen kabulüne, mahkememizin 23/03/2022 tarihli davalı şirkete kayyum atanmasına dair tedbir kararının kaldırılmasına, davalı şirketin mal varlığının ve dolayısıyla davacının ayrılma payının korunması açısından tedbiren davalı şirketin yönetim kurulunun davalı şirkete ait taşınır ve taşınmaz mallar üzerindeki tasarruf yetkisinin dava sonuna kadar tedbiren kısıtlanmasına karar verilmiştir. Karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili ve aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur....

            Eğitim Kurumları tarafından orta öğretim dershanesi olarak kullanıldığını, davalı şirketin kötü yönetildiğini ve resmi şekilde genel kurul toplantılarının yapılmadığını, toplantı yapılmaması ve toplantıya katılım olmamasına rağmen imzaların şüpheli şekilde alındığını, şirket ortaklarına ihtara rağmen şirketin mali durumu hakkında bilgi verilmediğini, şirketin yönetim kurulu başkanı olan ...’un kayıtlardaki usulsüzlüklkeri ve şirketin gelir ve giderlerinin incelenmesine izin verilmemesi, ortakların denetim ve bilgi edinme haklarının tüm ısrarlara rağmen engellenmesi, bazı öğrenci kayıtlarının ve onlardan alınan miktarların gösterilmemesi gibi durumların hem TTK’ya hem VUK’ya hem de TCK’ya aykırılığı oluşturduğu, 26 ay geçmiş olmasına rağmen ortaklara 1 lira dahi olsa kar payı dağıtılmadığını öğrenci kayıtlarının büyük bir bölümünün resmi kayıtlara girmemesi sonucu şirketin yüksek karlılığına rağmen ortaklara yönelik şuana kar payı dağıtımının gerçekleştirilmediğini, ortaklar arasında güven...

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; " ... 1-Davanın KABULÜ ile; Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğünün 3368 sicil numarasında kayıtlı Birleşik Aydınlatma Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nin 26/12/2005 tarihinde tasfiyesine karar verilmesine üzerine sicilde terkin edilmiş olan Tasfiye Halinde Birleşik Aydınlatma Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi unvanlı şirketin sicildeki terkin kaydının Kocaeli 2. İş Mahkemesinin 2019/133 esas sayılı dosyasının sonuçlandırılması (taraf teşkilinin sağlanması ve kararın infazının temini) işlemleri ve alacağın tahsili işlemleri ile sınırlı olmak kaydıyla re'sen terkin kararının iptali ile TTK 547. Maddesi gereğince Birleşik Aydınlatma Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi unvanı ile ticaret siciline tescili suretiyle ihyasına, -Kararın Kocaeli Ticaret Sicilinde tescil ve ilanına, -İhyasına karar verilen şirketin son tasfiye memuru olan davalılar ...ve ...'...

                Davalı şirketin tüm ticari defter, kayıt ve belgeleri ile dosya kapsamı üzerinde bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak davacının ortaklıktan çıkması için haklı sebep olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği ve şirketin feshi ve tasfiyesi için haklı sebeplerin gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir. SMMM ... ile Prof. Dr. ... tarafından düzenlenen raporda, davalı şirketin, borca batık olduğu, davacının davalı şirketten alacaklı olduğu, davalı şirketin gayrı faal olduğu, ortaklığın devamının ortaklar bakımından çekilmez hal aldığı, dikkate alındığında davalı şirketin feshine karar verilmesi ve tasfiyeye sokulmasının menfaatler dengesi de gözetilerek uygun bir çözüm olabileceği belirtilmiştir. Dava, limited şirketten çıkma, olmadığı taktirde haklı nedenle fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. TTK'nun 638.maddesi gereğince her ortak haklı sebeplerin varlığı halinde limited şirketten çıkmasına karar verilmesini isteyebilir....

                  Somut olayın özelliklerine göre, bu yönde bir irade bulunmasa da şirketin fesih ve tasfiyesi yerine davacı ortağın ortaklıktan çıkarılmasına karar verilebilir....

                    Davalı vekili, şirket yönetimi kayyıma devredildiğinden şirketin tek başına dava açma yetkisinin bulunmadığını, şirkette % 30 oranında paya sahip müvekkilinin haklı nedenlere dayalı olarak şirketin fesih ve tasfiyesi için dava açmasında şirketi zarara uğratmak gibi bir kastının olmadığını, kanundan doğan haklarını elde etmek için hareket ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu