Evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı baba kişisel ilişkinin yatılı kalacak şekilde arttırılması talebinde bulunmuş, mahkemece davası reddedilmiştir. Tarafların 15.09.2009 tarihinde kesinleşen ilamla Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca boşandıkları, müşterek çocuk....a'nın velayetinin davalı anneye verildiği baba ile dini bayramların 3. günü saat 09:00'dan saat 17:00'a kadar, her yıl 1 Ağustos saat 09:00’dan 31. günü saat 17:00’e kadar kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği, daha sonra davalı anne 21.09.2012 tarihinde davacı babaya karşı kişisel ilişkinin kaldırılması yada azaltılması davası açmış, davası kabul edilerek baba ile çocuk arasında her ayın 1 ve 3. haftasonu Cumartesi saat 09:00'dan saat 17:00’e kadar kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....
Babalık hakkındaki hükümlerin kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece re'sen araştırma yapılabileceği de gözetilerek, adı geçenlerin Mahkemece beyanlarının alınması, yine baba olduğu iddia edilen Sami'nin mezarı tespit edilmediğine göre babalık indeksi için amca, kardeş, anne ve diğer kişilerin kan ve doku örneklerinin sonuca gitmeye elverişli olup olmadığı....Kurumu'ndan sorularak gelecek cevabi yazıya göre... testi de yaptırılıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik ve yetersiz inceleme ve araştırmayla davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Davalılar ..... mahkeme kararının, cevap dilekçesinde belirttikleri yurt dışı adresine yöntemine uygun tebliği ile adı geçenler yönünden de temyiz süresinin beklenmesinden, 3-Dava, soybağının reddi ve babalığın tespiti davası olup, davacı tarafından davayı açıp takip eden Av. ...'a verilen vekaletname genel nitelikte olup soybağının reddi ve babalık davası için özel yetki içermediği anlaşılmıştır. Soybağının reddi ve babalık davası, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir. Davanın vekil eliyle açıldığı hallerde, vekile bu konuda özel yetki verilmiş olması gerektiğinden (HMK.m.74), davacı adına soybağının reddi ve babalığın tespiti başvurusunda bulunan Av. ...'ın vekaletnamesindeki bu husustaki eksikliğin tamamlanması için uygun süre verilmesi veya asilin yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmesinden, 4/a-Davacı ...'...
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK'nin 11.02.1998 tarihli ve 2- 87/77 sayılı kararı). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....
Değerlendirme 1.4721 sayılı Kanun'un 301 inci maddesi gereğince babalık davasının, Cumhuriyet Savcısı ile Hazineye, dava ana tarafından açıldığında kayyıma, kayyım tarafından açılmış ise anaya ihbar edileceği hükme bağlanmıştır. Dava çocuk adına anne tarafından açılan babalık davası olup, dava, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye ihbar edilmeden, küçüğe kayyım atanmadan karar verilmiştir....
Babalık davası, Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.'' şeklinde düzenleme yer almaktadır. Mahkemece davanın Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye ihbarı Tebligat Kanunu hükümlerince tebliğ yoluyla sağlanmadan, Cumhuriyet Savcısı ve Hazine karar başlığında gösterilip gerekçeli karar Tebligat Kanunu hükümlerince tebliğ edilmeden, aynı Yasanın 426/2 maddesi uyarınca yasal temsilci davacı anne ile küçüğün menfaatlerinin çatışması nedeniyle çocuğa kayyım atanması için gerekli işlemler yapılmadın yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Babalık davası, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir. Davanın vekil eliyle takip edilmesi halinde vekile bu konuda özel yetki verilmiş olması gerektiğinden (HMK mad.74), taraf vekillerine babalık davası yönünden özel yetki içeren vekaletneme sunmaları için uygun süre verilmesinden karar verilmesi de doğru görülmemiştir....
Yöndem ile kayden babası görünen ... hanesine 24.06.1996 tarihinde anne ve kayıt babasının 22.12.1995 tarihindeki evliliklerinden sonra tescil edildiği, baba olduğunu iddia ettiği ... ile arasında bir bağ bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dava, ergin çocuk tarafından açılan babalığın tespiti isteğine ilişkindir. (TMK m. 301) olup, Türk Medeni Kanunu'nun 303. maddesinde; babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabileceği, ananın dava hakkının doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşeceği, çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa çocuk hakkındaki bir yıllık sürenin atamanın kayyıma tebliği tarihinde, hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlayacağı, çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa bir yıllık sürenin bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlayacağı bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabileceği hükme bağlanmıştır....
İlk Derece Mahkemesince davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından istinaf edilmiştir. Dosya içeriğinden davacının, nüfus kaydında çocuğu olarak kayıtlı olan davalı Şansal'ın kendi çocuğu olmadığı halde nüfusa çocuğuymuş gibi kaydedildiğini ileri sürerek nüfus kaydının düzeltilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Öncelikle çözümlenmesi gereken husus; davanın soybağı veya nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup olmadığıdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre, çocuk ile anne arasındaki hukuki soybağı doğumla; çocuk ile baba arasındaki hukuki soybağı ise anneyle evlilik, tanıma, babalık davasında verilen hüküm veya evlat edinmeyle kurulmaktadır. Baba ile çocuk arasında evlilik içinde doğmaya, babalık karinesine (TMK mad. 285), dayalı olarak hukuken kurulmuş bulunan soybağı ilişkisinin ortadan kalkması ancak soybağının reddi ile söz konusu olabilmektedir....
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde, açılan dava ilk derece ve bölge adliye mahkemesince nitelendiği üzere nüfus kaydının düzeltilmesi davası olmayıp hem soybağının reddi, hem de babalığın hükmen tespiti istemlerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır....
Gerek iddianın ileri sürülüş biçimi,gerek davalıların beyanları,anne Lamia'nın resmi nikahlı evli olmaması da birlikte değerlendirildiğinde davanın belirtilen madde gereğince çocuk tarafından açılan tanımanın iptali davası olduğu ve yukarıda açıklanan hükümler karşısında aile mahkemelerinin görev alanına girdiği halde belirtilen gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesinin yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılmış,aşağıdaki şekilde hüküm tesisi uygun görülmüştür....