Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir. "303.maddesinde ise; "Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir." hükümleri yer almaktadır. Somut olayda dava, davacının Rahime ile ... çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin ..., gerçek babasının da ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir....
Somut olaya gelince, davalı anne ve davalı T3 duruşmadaki beyanlarında Beyhan'ın anne ve babasının nüfus kaydında hatalı görüldüğünü gerçek anne ve babanın Müzeyyen ve Mehmet Şirin olduğunu beyan etmiştir. Dinlenen tanıklar da bu hususu doğrulamıştır. Adli Tıp kurumu'nun 91778600- 101.02.2022.140289/9651 nolu raporuna göre davalı T3 annesinin T6 olduğu %99,99 ihtimalle tespit edilmiştir. Babanın ise Mehmet Şirin olduğu beyan edilmiş ise de anne Müzeyyen, Beyhan'ın doğduğu 20.12.1975 tarihinde Şevki ile evlidir. Türk Medeni Kanunu’na göre, çocuk ile anne arasındaki hukuki soybağı doğumla; çocuk ile baba arasındaki hukuki soybağı ise anneyle evlilik, tanıma, babalık davasında verilen hüküm veya evlat edinmeyle kurulmaktadır. Baba ile çocuk arasında evlilik içinde doğmaya, babalık karinesine (TMK mad. 285), dayalı olarak hukuken kurulmuş bulunan soybağı ilişkisinin ortadan kalkması ancak soybağının reddi ile söz konusu olabilmektedir....
Aile Mahkemesi ise, anne isminin düzeltilmesine ilişkin talebin nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olduğundan bahisle görevsizlik yönünde karar vermiştir. Somut olayda davacı, nüfus kaydında çocuğu olarak görünen ... ve ...'in kendi çocukları olmadığı, eşinin davalı ... ile olan gayriresmi birlikteliğinden dünyaya geldiğini ancak kendi çocuğuymuş gibi nüfusa tescil edildiğini belirterek nüfus kaydının düzeltilmesini istemiştir. Aile Mahkemesi, TMK'nun 282. ve davamı maddelerinde sınırlı olarak belirtilen soybağının reddi (TMK 286 ve devamı), babalık davası, tanıma, tanımanın iptali gibi davalara bakmakla görevlidir. Davada anne adının değiştirilmesi istenilen çocukların nüfusta babası ile soybağının iptalinin istenmediği, sadece anne adının değiştirilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili ile Ayşegül Güner'in evlilik dışı ilişkisinden Hasan Güner 'in (evlat edinme ile isim değişikliği yapılmakla Deniz Efe Aybar oldu) dünyaya geldiğini ileri sürerek, babalığın tespitine, nüfus kayıtları arasında bağ oluşturulmasına ve nüfusa tescilini talep etmiş, Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından isitnaf edilmiştir. TMK'nin 301. maddesine göre, evlilik haricinde doğan çocukla baba arasındaki soybağı hakim hükmüyle kurulabilir. Bunu sağlayan dava ise babalık davasıdır. Babalık davası ana veya çocuk tarafından açılabilir. TMK'nin 295. maddesinde ise tanıma düzenlenmiştir. Buna göre, tanıma, babanın nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur. Somut olayda dava, baba olduğunu iddia eden kişi tarafından açılan babalığın tespiti davasıdır....
İSTİNAF SEBEPLERİ: T6 Müdürlüğü istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Asliye Hukuk Mahkemesine T3 tarafından baba ismi düzeltme davasının açıldığını, açılan davada yasal hasım olarak kendilerine dava ile ilgili tebligat yapılmadığını, dava yasal hasımsız devam ettiğini ve karar kesinleşip kendilerine uyap üzerinden düşünce haberlerinin olduğunu, bu kararın baba adı düzeltme davası değil soybağı davası olduğunu, yetkili mahkemenin Aile Mahkemeleri olduğunu, açılan davanın kayıt düzeltme davası olarak açılmış ise de, davanın soybağı veya babalık davası olması gerektiğini, yerel mahkemenin her ne kadar baba adının düzeltilmesi için karar vermiş ise de, burasının gerçek anne ve baba hanesinin olmadığını özellikle dilekçe ekindeki nüfus kayıtlarının dikkate alınmasını verilen kararın yasaya aykırı olduğunu, kararın kaldırılması talep etmiştir....
Somut olayda davacı, anne ve babası ile farklı hanelere kaydedildiğini iddia ederek anne ve babasının nüfus hanesinin iptali ile kendi hanesi ile birleştirilmek suretiyle irtibatlandırılması istemiyle dava açmıştır. Bu halde, davacının anne ve babası belli olup, değiştirilmesi istenmediğinden uyuşmazlığın nüfus kaydında düzeltim niteliğinde olduğu, nesep davası olmadığı, ... ...'nun 25/12/2013 gün ve 2013/18-464 esas 2013/1698 karar sayılı ilamıyla da benimsenmiş olup, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 23.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; Somut olayda; Davanın baba olduğunu iddia eden T1 tarafından T4 ve çocuğa karşı açıldığı, davanın babalık davası olup, davacının dava hakkı bulunmadığı gibi çocuğun nüfus kaydında babası olarak gözüken kişi ile soy bağının da halen devam ettiği, soy bağı reddedildikten biyolojik baba olduğunu iddia eden davacının tanıma yoluyla ya da anne ile evlenme yoluyla çocukla soybağı kurabileceği dolayısıyla mahkeme kararının red gerekçesinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Sonuç olarak; İlk Derece Mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davacı vekilinin istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; Somut olayda; Davanın baba olduğunu iddia eden T1 tarafından T4 ve çocuğa karşı açıldığı, davanın babalık davası olup, davacının dava hakkı bulunmadığı gibi çocuğun nüfus kaydında babası olarak gözüken kişi ile soy bağının da halen devam ettiği, soy bağı reddedildikten biyolojik baba olduğunu iddia eden davacının tanıma yoluyla ya da anne ile evlenme yoluyla çocukla soybağı kurabileceği dolayısıyla mahkeme kararının red gerekçesinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Sonuç olarak; İlk Derece Mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davacı vekilinin istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Türk Medeni Kanununun 286. maddesi uyarınca koca, soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava ana ve çocuğa karşı açılır. Çocuk da dava hakkına sahiptir. Bu dava ana ve kocaya karşı açılır. 291/1 maddesine göre ise dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hallerinde kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir. O halde dava; çocuklar adına yasal temsilci sıfatıyla anne tarafından Türk Medeni Kanununun 286. maddesi, baba olduğunu iddia eden tarafından ise aynı Kanunun 291/1 maddesi uyarınca açılan soybağının reddine ilişkin olup çocuklara 09.06.2011 tarihli kararla kayyım da atanmıştır....
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davaya konu çocuklar, davalı Osman ve Pınar’ın, dedeleri Ramazan Polat tarafından, çocukların babası T6’ın resmi nikahı olmaması nedeni ile dedeleri Ramazan ile eşi Cemile’nin üzerine kendi çocukları gibi bilgileri dahilinde tescil edildiği, yani bu çocukların kendi çocukları olmadığını bildikleri sabit olmakla, kayden baba Ramazan Polat, kayden anne T5 ve henüz ismi tespit edilemeyen biyolojik anne açısından, açılan bu dava gerçeğe aykırı beyanla oluşturulan nüfus kaydının iptali, yani nüfus kayıt düzeltme davasıdır. Biyolojik baba T6 açısından ise TMK'nın 301. maddesi uyarınca babalık davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından 15.03.2022 tarihinde karar verildiği, davacının ise 11.03.2023 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır....