AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/09/2018 NUMARASI : 2016/451 E 2018/609 K DAVA KONUSU : Babalık (Babalık Davası) KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin annesi Makbule Çelik ile davalıların miras bırakanı ölü T10 ile evlilik dışı ilişkisinden müvekkilinin dünyaya geldiğini, ancak babasının nüfusuna kaydolamadığını, T10'in 14/05/2016 tarihinde öldüğünü, geriye davalı mirasçılarını bıraktığını, T10'in sağlığında tanıma işlemini gerçekleştiremediğini ileri sürerek müvekkilinin babasının müteveffa T10 olduğu konusunda karar verilmesini ve nüfusa tescilini dava ve talep etmiştir....
Açılan 2018/496 esas sayılı dosyanın 2018/488 esas sayılı dosyası ile birleştirildikten sonra davalı annenin cevap dilekçesi ile birlikte karşı dava açarak küçükler Tuna ve Tuğçe yönünden babalık davası açtığı , devam eden süreçte davacı erkeğin küçükler Tuna ve Tuğçe yönünden açtığı nesebin reddi davası ile bu davaya karşı kadın tarafından açılan babalık davası tefrik edilerek Mahkemenin 2019/386 esas sırasına kaydedilerek eldeki dosyanın oluşturulduğu anlaşılmıştır. Davalı karşı davacı kadın tarafından açılan dava babalık davası olup; Türk Medeni Kanununun 301/3 maddesi davanın Cumhuriyet Savcısına ve Hazine’ye ihbarını zorunlu görmüştür. Mahkemece, davanın Cumhuriyet Başsavcılığına ve Hazineye ihbarı yapılmamıştır. Tüm ilgililere dava ihbar edilmeden, katılmalarına imkân hazırlanmadan ve gösterdiği takdirde delilleri de toplanmadan eksik tahkikatla hüküm verilmesi doğru değildir....
Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı, nüfusta anne baba olarak görünen davacıların gerçekte anne baba olmadıkları ve bu nedenle nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ve gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, TMK 285. Maddesinde düzenlendiği üzere, evlilik birliği içinde doğan çocuğun babası kocadır şeklindeki babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın babalık sıfatı, aksine bir iddia bulunmadığı takdirde, ortadan kalkacaktır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça baba adının değiştirilmesi istemiyle dava açıldığını, Mahkemece, dava türünün babalık davası olarak nitelendirilerek görevsizlik kararı verildiğini, anne tarafından açılacak babalık davasının çocuğun doğum tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, annenin çocuğun doğduğu tarihten itibaren bir yıllık süre içerisinde babalık davasını açmadığını, somut olayda davacı kısmına T1 yazılarak davanın tarafı olarak kendisinin gösterildiğini, davanın husumet yokluğu ile reddi gerektiğini, bu yanlış kaydın düzeltilmesi için soy bağının reddi davası açmaksızın iş bu davayı ikame ettiğini, çocuğun başka bir erkek ile soy bağının kurulu olduğu durumlarda, babalık davasının açılmasının hukuken mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın kabulüne, Sakarya ili Kocaali ilçesi Yalpankaya Mah....
Gerçek annenin tespit edilmesi sonrasında ise babalık karinesine dayalı olarak babanın belirlenmesi mümkündür. TMK hükümlerine göre soybağının reddi davası ancak babalık karinesi kapsamında yer alan, dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını ifade eden bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir duruma çocuk ile koca arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılacak dava, soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır. Örneğin, kocanın karısı dışında bir başka kadın tarafından doğrulan çocuğu, karısından doğmuş gibi nüfus kütüğüne kaydettirmesi ya da evliliğin sona ermesinden üçyüz gün geçtikten sonra doğan çocuğun üçyüz günlük süre içinde doğmuş gibi nüfusa kaydettirilmesi hallerinde durum böyledir....
Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın babalık davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, uyuşmazlığın mükerrer nüfus kaydının iptali ile hatalı kaydın düzeltilmesi davası belirtilerek yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Aile Mahkemeleri TMK.nun 282. ve devamı maddelerinde sınırlı olarak belirtilen soybağının reddi (TMK.nun 286 vd) babalık, tanıma, tanımanın iptali gibi davalara bakmakla görevlidir. Davanın kabul edilmesi halinde anne adının değiştirilmesinin yanında çocuğun nüfusta babası gözüken kişi olan Mahir ile soybağının iptali de gerekeceğinden, dava bu niteliği itibariyle bir nesep davasıdır. Soybağı hukuku ile ilgili davalar 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin görev ve yargılama usullerine dair kanunun 4. maddesinde gösterilen davalardan olup TMK.nun 282 vd maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgili bu davanın Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan deliller sonucunda; T1 adlı şahsa ait DNA profili ile anne T4 ve baba olduğu iddia edilen Emre Ağızan adlı şahıslara ait DNA profillerinin karşılaştırmasının yapıldığını, elde edilen sonuçlara göre baba olduğu iddia edilen Emre Ağızan adlı şahsın T1 adlı şahıs için belirlenen babalık indeksi 1.252.819.549.242.184,5 olarak hesaplandığını, Emre Ağızan adlı şahsın %99.99 ihtimalle T1 adlı şahsın biyolojik babası olabileceğinin tespiti ile, davalı T5 tarafından davacı T1'nun soybağının reddine karar vermek gerekmi..."gerekçesi ile; "Açılan davanın KABULÜNE, Denizli ili, Buldan ilçesi, Bursa Mah. Cilt No:1 , Hane No: 19, BSN : 23de nüfusa kayıtlı, T.C. Kimlik nolu T1'nun babasının aynı hanede BSN:18de nüfusa kayıtlı T.C. Kimlik nolu T5 olmadığının TESPİTİ İLE, T5 tarafından T1'nun SOYBAĞININ REDDİNE,"karar verilmiştir....
Ancak, çocuğun doğduğu tarihte, genetik annenin evli bulunmaması halinde, anne yönünden dava, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olarak kalmakla birlikte; genetik anne ile evli olmayan genetik baba yönünden, “babalık karinesi” gerçekleşmediğinden, genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebi “soybağı davası” niteliğini kazanacaktır. Bu takdirde ise uyuşmazlığın, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca aile mahkemesi tarafından incelenip çözüme kavuşturulması gerekecektir. (Yargıtay HGK 2013/354- 1554, 18. HD 2015/1360- 3281, 2015/1591- 4537) Somut olayda; davacının iddiasına göre, davalının gerçekte kardeşi olmadığı halde anne ve babasının yanıltıcı beyanda bulunarak davalıyı kendi çocukları olarak nüfusa kaydettirmişlerdir. Davacı eldeki dava ile kayden anne baba olarak görünen kişilerin davalının gerçek anne ve baba olmadıklarının tespitini ve bu yolla yanlış kaydın düzeltilmesini talep etmektedir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı baba tarafından açılan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik davada;çocuğun yaşının büyüdüğünü, annenin ...'ye taşındığını, kişisel ilişkinin yetersiz olduğunu belirterek, daha uzun süreli ve yatılı oacak şekilde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talep edilmiş, mahkemece; yeniden düzenlenmesini gerektiren sebep ve olgu ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, incelemeyi yapan bölge adliye mahkemesince çocuk ile baba arasında henüz güvenli bağlanmanın gerçekleşmediği gerekçesi ile davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir....
Babalık davası, Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.'' hükmü yer almaktadır. Babalık davasına dair hak düşürücü süreler ise Kanunun 303. Maddesinde düzenlenmiş olup, babalık davasının, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabileceği, çocuğun açacağı babalık davası yönünden maddenin ikinci fıkrasında öngörülen hak düşürücü sürenin Anayasa Mahkemesi’nin 27/10/2011 tarihli ve 2010/71 Esas, 2011/143 Karar sayılı kararı ile iptal edildiği, annenin açacağı babalık davası yönünden ise doğumdan başlayarak bir yıl içerisinde açılması gerektiği, çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık sürenin bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlayacağı, bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde de dava açılabileceği düzenlenmiştir....