WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hal böyle iken, somut olaya dönüldüğünde; her ne kadar davalının noter başkatibi olarak çalıştığı sabit ise de, davalının, tarafların boşanma tarihi ve öncesinde de aynı şekilde (noter katibi olarak) çalıştığı, bu duruma karşın davacı kadının sırf boşanmayı sağlayabilmek için imzaladığı boşanma protokolü gereğince yoksulluk nafakası ödemeyi kabul etmesi sonrasında, aradan geçen süre içerisinde,davacının ekonomik durumunda olağanüstü bir değişiklik olmadığı gibi, tarafların ve özellikle davalının ekonomik durumlarında öngörülemeyen bir halin de yaşanmaması karşısında, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin iyiniyet, sözleşmeye bağlılık ve sözleşmenin devamlılığı ilkeleri ile bağdaşmayacağı açık olup, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Asıl ve karşı dava, boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi kararının taraflarca istinaf edildiği, dosya istinaf aşamasındayken davacı-davalı kadın vekilinin 20/09/2023 (Uyap Doküman oluşturma tarihi) tarihli dilekçesi ekinde taraf asillerce imza altına alınmış 18/09/2023 tarihli anlaşmalı boşanma protokolü sunarak anlaşmalı boşanma yapılmak üzere dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesini talep ettiği ve katılma yoluyla istinaf talebinden feragat ettiği anlaşılmıştır....

    Değerlendirme Taraf vekillerinin temyiz tarihinden sonra ayrı ayrı verdiği 08.03.2024 tarihli dilekçeleri ile taraflar arasında boşanma ve boşanmanın fer'îlerine yönelik olarak düzenlenmiş olan 06.03.2024 tarihli “Anlaşmalı Boşanma Protokolü” başlıklı belge sunulmuş olup, bu hususta karar verilmesi talebinde bulunulmuştur. O halde taraflar arasında düzenlenen 06.03.2024 tarihli “Anlaşmalı Boşanma Protokolü” başlıklı belge değerlendirilerek, taraflar duruşmaya çağrılıp bizzat beyanları da alınmak suretiyle bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. VI....

      Taraflar anlaşmalı boşanma mutabakatında boşanmanın feri unsurları yanında ihtiyari olarak, ziynet ve ev eşyalarının paylaşımı, aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi gibi hususlarda anlaşabilecekleri gibi, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında yahut bundan bağımsız olarak bir kısım gayrimenkulün yahut sicile kayıtlı olan menkullerin tescili, menkullerin teslimi, bir miktar paranın ödenmesi, hisse devri ve bunun gibi bir çok hususu anlaşma boşanma protokolüne derc edebilirler. Anlaşmalı boşanma hükmünün kesinleşmesi ile birlikte boşanmanın feri niteliğinde olup olmadığına bakılmaksızın taraflara boşanma protokolünde yüklenilen edimler artık boşanmanın ayrılmaz bir parçası haline gelir. Boşanma protokolünde taraflara yüklenen edimlerin sebebi de tarafların iradeleri gereği münhasıran boşanma hükmüne bağlıdır....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve hakkınndaki takipleri sonuçsuz bırakmak için boşanma davası sırasında protokol ile dava konusu taşınmazı davalı ...'ye bıraktığını bununla ilgili tasarrufun iptali davası açıldığı, bu yargılama sırasında taşınmazın davalı ... adına tapuya tescili için dava açmak üzere yetki verdiğini ve boşanma protokolü gereği dava konusu taşınmazın davalı ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamışlardır....

          Karar düzeltme aşamasında davacı ... ile davalı vekili Av. ... sundukları 06.11.2018 tarihli sulh protokolü başlıklı belge kapsamına göre boşanma ve boşanmanın fer'ileri konusunda anlaştıklarını beyan ettiklerinden, bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere, davalının karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin 14.03.2018 tarih, 2016/13500 esas ve 2018/329 karar sayılı ilamının kaldırılmasına ve hükmün açıklanan değişik gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Davalının karar düzeltme talebinin yukarıda gösterilen sebeple KABULÜNE, Dairemizin 14.03.2018 tarih, 2016/13500 esas ve 2018/3296 karar sayılı ilamının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklandığı üzere değişik gerekçe ile BOZULMASINA, istek halinde karar düzeltme harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 11.02.2019(Pzt.)...

            Somut olayda, davacı erkek tarafından, davalı kadın ile boşanma ve ferileri hususunda anlaştıkları bildirilerek Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma davası açılmış ve taraflarca müştereken imzalanan 01.07.2016 tarihli boşanma protokolü mahkemeye ibraz edilmiştir. Mahkemece de onaylanmasına karar verilen protokol kapsamında tarafların 2011 doğumlu ortak çocukları Meryem’in velayetinin davalı anneye verileceği ve davacı baba tarafından aylık 100 Amerikan Doları iştirak nafakası ödeneceği hususu tartışmasızdır. Mahkemece de hüküm fıkrasında velayet hakkının anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına keza taraflarca sunulan 01.07.2016 tarihli protokolün onaylamasına da karar verilmiştir. Ne var ki velayet hakkı kendisine verilmeyen baba aleyhine aylık 100 Amerikan Doları iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken hüküm fıkrasında yazım hatası yapılarak iştirak nafakasının “Davalıdan” alınmasına şeklinde karar verilmiştir....

              Dava; TMK'nın 166/3 maddesi uyarınca açılmış, davalının anlaşmalı boşanma talebine karşı çıkması ile çekişmeli boşanmaya dönüşmüştür. Davalı ile boşanma ve fer'i sonuçlarında anlaştıklarını belirterek anlaşmalı boşanma davası (TMK m. 166/3) açan davacının, dava dilekçesinde, evlilik birliğinin sarsılmasına dayanak vakıaları bildirmesi gerekmediği gibi, böyle bir vakıa bildirmiş olsa bile bunun hangi delillerle ispat edileceğine ilişkin bir delil bildirmesi de gerek mez. Davalının anlaşmalı boşanma talebine karşı çıkmasıyla dava kendiliğinden çekişmeli hale gelmiştir (TMK m. 166/1- 2)....

              Davalı - karşı davacı erkek vekilinin 20/06/2022 tarihli dilekçesi ekinde taraf vekillerinin düzenlediği sulhe ilişkin protokolü dosyaya sunduğu görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl ve karşı dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma (TMK.nun 166/1. mad.) davalarıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara davalı - karşı davacı vekili süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

              Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir (HUMK m. 439/2). Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir....

                UYAP Entegrasyonu