"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfusta Ana-Baba Adının Düzeltilmesi/Değiştirilmesi İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR ... Cumhuriyet Başsavcılığı 30.03.2015 tarihli davanamesi ile ...'in nüfus kayıtlarındaki anne adının ... olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36.maddesine göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Bu kanun hükmü dikkate alınmadan nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir....
nin nüfus kayıtlarında babası olarak gözüken Mehmet ile annesi olarak görünen Emine'nin gerçekte dedesi ve ninesi olduğu, gerçek babasının Resai Dai, annesinin ise Hatice Dai olduğu iddiasıyla nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istenmiştir. Anne ve baba adının birlikte nüfus kayıtlarında düzeltilmesi istemiyle açılan dava bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik, TMK.282 vd düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Gaziantep 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olaya gelince; dosya içinde mevcut nüfus kayıtlarından, anne-baba adının değiştirilmesi talep edilen çocuğun doğum tarihinde, iddia edilen genetik annenin evli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda dava, anne adının silinip genetik anne adının yazılması ve kayden baba olan kişinin isminin silinmesi talepleri yönünden “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olmakla birlikte, nüfus kaydına genetik baba isminin yazılması yönünden soybağı davası niteliğindedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, tüm talepler yönünden uyuşmazlığın, özel mahkeme olan aile mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 06/10/2015 gününde oy birliği ile karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davacının nüfus kayıtlarındaki anne ve baba adının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davacı, nüfusta gerçeğe aykırı olarak anne ve baba adının ... ve ... olarak kayıtlı bulunduğunu, gerçek annesinin ..., babasının ise ... olduğunu iddia etmiştir. Aile Mahkemesince, davacının anne ve baba adının düzeltilmesi talebinin soybağına ilişkin olmadığı, nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
in nüfus kaydındaki ana adının ..., baba adının ise ... olarak değiştirilmesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır. Bu türden yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemle kanuna aykırı olarak yapılan kayıtların düzeltilmesinin nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu açıktır (Hukuk Genel Kurulu 2013/18-354 E.- 2013/1554 K. 13.11.2013 T.). Bu durumda, dava niteliği itibarıyla bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medenî Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Somut olaya gelince; dosya içinde mevcut nüfus kayıtlarından, anne-baba adının değiştirilmesi talep edilen davacıların doğum tarihlerinde, iddia edilen genetik annenin evli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda dava, anne adının silinip genetik anne adının yazılması ve kayden baba olan kişinin isminin silinmesi talepleri yönünden “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olmakla birlikte, nüfus kaydına genetik baba isminin yazılması yönünden soybağı davası niteliğindedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, tüm talepler yönünden uyuşmazlığın, özel mahkeme olan aile mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Şanlıurfa 2. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 03/12/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Somut olaya gelince; dosya içinde mevcut nüfus kayıtlarından, anne-baba adının değiştirilmesi talep edilen çocukların doğum tarihlerinde, iddia edilen genetik annenin evli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda dava, anne adının silinip genetik anne adının yazılması ve kayden baba olan kişinin isminin silinmesi talepleri yönünden “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olmakla birlikte, nüfus kaydına genetik baba isminin yazılması yönünden soybağı davası niteliğindedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, tüm talepler yönünden uyuşmazlığın, özel mahkeme olan aile mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Diyarbakır 2. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 10.12.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Ancak; Davacı dilekçesinde, 2001 yılında ... ile evliliği sebebiyle Türk Vatandaşlığına geçtiğini, bu arada "Anastassia" olan adının "..." olarak idarece değiştirildiğini, daha sonra eşinden boşandığını şimdi ise çevrede bilindiği ve tanındığı eski adı olan "Anastassia" adını tekrar almak istediğini beyan ederek adının düzeltilmesini istemiş; mahkemece, ad düzeltme isteminin yasal mevzuat ve kamu düzeni açısından uygun görülmediği gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesine göre, haklı nedenin varlığı halinde kişi adının değiştirilmesini hakimden isteyebilir. Yargıtay uygulamalarında yasalara aykırı olmamak kaydiyle kişinin tanınıp bilindiği adını resmen taşıması da haklı neden olarak kabul edilmiştir. Bu durumda, davacının göstereceği deliller toplanıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçe ile davacının adının düzeltilmesi isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
ın nüfusta "..." olan anne adının gerçek annesi olan "... ..." olarak düzeltilmesini istemişlerdir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar dava dilekçesinde; babaları ...'ın annesinin İstanbul Beşiktaş Cihannuma Mahallesi 293 hanede kayıtlı ... ... ... olduğunu, babaları ...'in nüfus kaydında ... olarak geçen anne adının, ... ... olarak düzeltilmesini istemişlerdir. Mahkemece, ölü kişilerin isimlerinin ancak resmi kayıtlara göre düzeltilebileceği, bunun dışında çocuklarının adın değiştirilmesini isteyemeyeceği gerekçesi ile dava reddedilmiştir. Davacılar, nüfusta kaydı mevcut olan ... ...'ın babaları ...'in annesi olduğunu iddia etmektedirler. Bu bağlamda dava anne adının değiştirilmesi olmayıp, soybağının tespiti ile ilgili kayıt düzeltme davasıdır....
ın nüfus kayıtlarında "Limat" olan anne adının "..." olarak değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Yargıtay uygulamalarında ve bilimsel çevrelerde ad üzerindeki hakkın şahsa sıkı sıkıya bağlı bir temel kişilik hakkı olduğu kabul edilmektedir. Bu bağlamda Türk Medeni Kanunu'nun 27. ve 5490 sayılı Kanunun 36. maddeleri uyarınca açılan bu tür davalarda bir kimsenin ölümünden sonra adının değiştirilmesine olanak yoktur....