Ancak; TMK'nun 329/1.maddesinde; “Küçüğe fiilen bakan ana veya baba ,diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir". Aynı kanunun 337/1.maddesinde de; “Ana ve baba evli değil ise velayet anaya aittir" düzenlemeleri yer almaktadır. Somut olayda; taraflar, 05/02/2014 tarihinde kesinleşen anlaşmalı boşanma davası sonucu boşanmış, anılan bu dava sırasında, kadın, nafaka ve tazminat isteminin olmadığını bildirmiştir. Tarafların ortak çocuğu Funda 14/04/2014 tarihinde doğmuş, 25/04/2014 tarihinde baba hanesinde nüfusa tescil edilmiştir. Çocuğun doğum tarihi itibari ile anne babası boşanmış olup, çocuğa fiilen annesi bakmaktadır. TMK.329/1.maddesi hükmüne göre; "küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir....
ve eşi ... çocuğu olarak tescil edildiği belirtilerek nüfusta ana baba adının düzeltilmesi ile annesi ... nüfusuna tescili istenilmiş, mahkemece davanın kabulü ile annesi ... hanesine tesciline, baba adı olarak da...'nun yazılmasına karar verilmiştir. 1-Olayları açıklamak taraflara hukuki niteleme hakime aittir. Davanın subut bulması halinde... ve ... üzerindeki kaydın yanlış ve yanıltıcı beyanla oluşmasına, Türk Medeni Kanununun 282. maddesi uyarınca çocukla ana arasında soybağının doğumla kendiliğinden kurulmasına, bir başka ifade ile çocuğun anasının doğuran kadın olmasına göre dava; nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davanın açıklanan niteliğine göre davada Nüfus idaresi ile kayden ana ve baba olan ... ve...'un yer alması sağlanmadan eksik hasımla hüküm kurulması, 2-Dava konusu edilmediği halde ve babalığın tespiti niteliğinde olması nedeniyle aile mahkemesinin görevi kapsamında olduğu da gözetilmeden ...'nun...'...
Yine aynı yasanın 327/1.maddesinde çocuğun bakımı, eğitim ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır. 328/1.maddesinde ana babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. 329/1.maddesinde ise, küçüğe fiilen bakan ana veya baba diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. Hükümleri yer almaktadır. Bu durumda, müşterek çocuk için tedbir nafakasına hükmedilmesi için ayrı yaşamda haklılık olgusu aranmaz. Çocuğa kim bakıyorsa, karşı taraftan tedbir nafakası isteyebilir. Somut olayda, çocuk davacı anne yanında kalıp, anne tarafından bakılmaktadır....
Ana ve baba velayetleri veya yönetim hakları sona erince, çocuğun mallarını, hesabıyla birlikle ergin çocuğa, vasi sine veya kayyıma devrederler (TMK m.362). Anne ve baba çocuk mallarının geri verilmesinde vekil gibi sorumludurlar. Dürüstlük kuralına uygun olarak başkalarına devrettikleri malların yerine sadece aldıkları karşılığı geri vermekle yükümlüdürler (TMK m.363). Çocuğun mallarının yönetimi çocuğun menfaatine uygun olmalı, çocuğun menfaati ile bağdaşabildiği ölçüde ana ve babanın ortak menfaatlerine hizmet etmelidir. Ana baba yönetim görevini sadakat ve özenle yerine getirmelidir. Ana ve babanın, çocuğun mallarında meydana gelen zarardan sorumlu olmadıklarını, zararın meydana gelmesinde herhangi bir kusurlarının bulunmadığını, yani çocuğun mallarını sadakat ve özenle yönettiklerini ispat etmeleri gerekir. Ana ve babanın sorumluluğuna dayalı davalar herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacıların davalı ... vd. ile ana baba bir kardeş oldukları ve onların anne-babasının mirasçısı olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar dava dilekçelerinde; davacı ...'in, davalılar ile ana-baba bir kardeş olduğu, ... ve ... 'a evlatlık olarak verildiği, onların da kendi çocukları gibi nüfuslarına tescil ettirdiklerini bildirilerek, davacının davalılar ile ana baba bir kardeş ve ... ile ... 'ın mirasçısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemişler; mahkemece, kaydı düzeltilmek istenilen davacının yerleşim yerinin .../......
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi Davacı, 01.10.1989 tarihli işe giriş bildirgesinde hatalı yazılan ana-baba adı ile, doğum tarihinin nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkeme, uyulan bozma ilamı uyarınca davanın reddine karar vermiştir....
Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Dosya incelendiğinde, 09.08.2018 tarihli üçlü heyet raporunda çocuğun babasına karşı olumsuz tutum geliştirdiği ve alışana kadar çocukla baba arasında yatısız kişisel ilişki kurulması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca idrak çağındaki ortak çocuk mahkemede “babasını hiç görmek istemediğini, ondan korktuğunu” beyan etmiştir. Buna göre baba ile çocuk arasında daha kısa süreli ve yatısız olarak kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır....
ın soyadının, babasının soyadı olan "..." olarak değiştirilmesi istenilmiştir. 4721 sayılı Yasanın 321.maddesinde, çocuğun ana ve baba evli değilse annenin soyadını taşıyacağı öngörülmüştür. Öte yandan 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 28.maddesinin dördüncü fıkrası hükmüne göre de tanınan çocuklar babaları hanesine baba adı ve soyadı ile onların kimlik ve kayıtlı olduğu yer bilgileri belirtilmek suretiyle tescil edilir. Aynı Yasanın geçici 5.maddesinde ise bu Kanun yürürlüğe girinceye kadar tanıma beyanı veya babalığa hüküm kararı sonucu ana hanesine tescil edilen çocukların baba hanelerine nakline ana veya babanın birinin, çocuk ergin ise kendisinin müracaatı aranır hükmü gözetilerek dava dilekçesinin HUMK'un 7.maddesinin birinci fıkrası uyarınca görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken davaya bakılıp yazılı gerekçe ile işin esası hakkında ret kararı verilmiş olması yerinde değil ise de sonucu itibarıyla verilen ret kararı yukarıdaki gerekçe ile doğrudur....
un evlat edindirme hizmetinden yararlanabilmesi için Türk Medeni Kanunu'nun 311 ve 312. maddeleri gereğince anne baba rızasının aranmamasına karar verilmesini istemiş; birleşen davanın davacısı ... vekili ise dava dilekçesinde, ............'un velayetinin davacıya verilmesini talep etmiş; mahkemece, Medeni Kanun'un 311 ve 312. maddelerine göre ana baba rızasının aranmamasına ilişkin talebin reddine, ............ Okur'un velayet hakkının davalı ...'e verilmesine dair verilen karar ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Ancak;TMK'nın 337. Maddesi; ''Ana ve baba evli değilse velayet anaya aittir. Ana küçük, kısıtlı veya ...... ya da velayet kendisinden alınmışsa hakim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velayeti babaya verir.'' hükmü mevcuttur....
Ayrıntıları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.11.2013 tarih ve 2013/18-354-1554 sayılı içtihatında açıklandığı üzere; çocukla ana, baba arasındaki soybağının ne şekilde kurulacağı TMK’nın 282-340. maddelerinde düzenlenmiştir. Buradaki düzenlemeler dışında evlat edinme yoluyla kurulan yapay (yapıntı) soybağı ile en sonuncusu 1991 tarihinde çıkarılan ve beş yıl yürürlükte kalan Af Kanunlarıyla soybağının oluştuğu haller de vardır. Çocuk ile ana arasındaki soybağı doğumla, çocuk ile baba arasındaki soybağı ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmüyle kurulur (m.282/1-2). Şimdi sırasıyla çocuk ile baba arasındaki soybağının kurulması ve buna ilişkin davaları kısaca açıklayalım; 1- Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır (m.285/1). Bu halde çocukla baba arasındaki soybağı çocuğun evlilik birliği içinde doğmasıyla kendiğinden kurulmuştur....